ANASAYFA arrow right Ekonomi

Türkiye, emekliye ayırdığı payda 34 OECD ülkesi içinde 16’ncı sırada

Türkiye, emekliye ayırdığı payda 34 OECD ülkesi içinde 16’ncı sırada
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.14
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.14
OECD’nin “2014 Emeklilik Görünüm Raporu” yayınlandı
OECD’nin “2014 Emeklilik Görünüm Raporu” yayınlandı
Rapora göre OECD’de düşük gelirliler için en yüksek net emekli maaşı bağlama oranı sırasıyla Danimarka, İsrail, Lüksemburg, Hollanda, Türkiye, Avustralya ve Çek Cumhuriyeti’nde uygulanıyor.
Türkiye emeklilere ayrılan kamu harcaması sıralamasında 34 OECD ülkesi içinde 16’ncı sırada yer aldı. Türkiye’de kamunun emeklilere ayırdığı payın genel kamu harcamaları içinde kapladığı payın yaklaşık yüzde 19 olduğu belirtildi. Düşük gelirlilere yüksek emekli maaşı bağlama sıralamasında ise Türkiye OECD ülkeleri arasında 5’inci sırada bulunuyor.
OECD’nin “2014 Emeklilik Görünüm Raporu” yayınlandı. Rapora göre OECD’de düşük gelirliler için en yüksek net emekli maaşı bağlama oranı sırasıyla Danimarka, İsrail, Lüksemburg, Hollanda, Türkiye, Avustralya ve Çek Cumhuriyeti’nde uygulanıyor. 2012 yılında Danimarka’da düşük ücretliler emekli olduklarında, ücretlerinin yüzde 120’sine yakın maaş bağlanıyor. Oran İsrail’de yüzde 109’u, Lüksemburg’da 108’i, Hollanda’da 105’i, Türkiye’de ise eski maaşın yüzde 103’ü oldu. Japonya, Almanya, Meksika, ABD ve Polonya’da düşük gelirliler için emeklilik ücret oranları eski maaşın yaklaşık yüzde 55 ila 60’ı düzeyinde, yani yüzde 82 olan OECD ortalamasının oldukça altında.
Orta gelirlilere ise genellikle, düşük gelirlilere uygulanan emeklilik maaşı bağlama oranından daha düşük oranda maaş bağlanıyor. Bu, emekli maaşı üzerinden alınan kademeli vergi politikasından kaynaklanıyor. Orta düzeyde ücrete sahip kişilere net emeklilik maaşı bağlama oranı OECD ortalamasında yüzde 67. Oran en yüksek olduğu Hollanda’da yaklaşık yüzde 100, Lüksemburg’da 99, Macaristan’da 97, Türkiye’de 93 düzeyinde bulunuyor.
OECD’de “gelir yoksulluğu” toplam nüfusun 11.5’inde görülüyor. OECD’de 65 yaş ve üstü nüfusun ise yüzde 12.3’ü gelir yoksulluğuyla karşı karşıya. Türkiye’de halkın gelir yoksulluğu ortalama yüzde 19.2; 65 yaş ve üstünün ise yüzde 18.4. Türkiye bu anlamda dengeli bir dağılıma sahip. Kore’de ortalama gelir yoksulluğu yüzde 14.6 iken, yaşlılarda gelir yoksulluğu yüzde 48.6 olarak ölçüldü.
Türkiye kamu harcamalarından emekliliğe ayrılan pay itibarıyla 34 OECD ülkesi içinde 16’ncı sırada yer alıyor. 2011’de toplam kamu harcamaları içinde emeklilere ayrılan payda İtalya yüzde 32 ile birinci konumda. Yunanistan yüzde 28 ile ikinciliği alırken Portekiz’de oran yüzde 26. Türkiye’de ise kamunun emeklilere ayırdığı pay yaklaşık yüzde 19. OECD içinde emekliliğe en az kamu payı İzlanda’da (yüzde 5) ayrılıyor.
Birçok OECD ülkesinde çalışma hayatını uzatan reformlar, bireylerin sistemin sürdürülebilirliğinin iyileştirilmesine katkı yapmasını amaçlıyor.
55-64 yaş arasındakilerin istihdam oranları, ülkelerin büyük çoğunluğunda diğer yaş gruplarındaki istihdam oranlarının oldukça altında bulunuyor. Ancak bu yaş grubunda istihdam İzlanda, Yeni Zelanda, Norveç, İsveç ve İsviçre’de görece yüksek. Türkiye söz konusu yaş grubunun istihdam oranı sıralamasında OECD’de son sırada yer alıyor. (ANKA)
CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, petrol fiyatlarında tarihi ucuzluk yaşanırken; siyasi belirsizlik, azalan güven, dövizdeki hızlı yükseliş ve maliyetlerdeki artışın sanayinin üretim yapmasını zorlaştırdığını belirtti.
Oran yaptığı açıklamada, yılın başında büyüme hedefinin yüzde 4 açıklandığını hatırlatarak, “Ancak yanlış hesap Bağdat’tan döndü; Ekim ayında bunu yüzde 3.3’e düşürdünüz. Son çeyrekte ekonomide artan bozulma, bu iddiasız hedefinizin bile tutmayacağına işaret ediyor” dedi. Geniş ekonomik gruplar sınıflamasında bakıldığında en hızlı düşüşün yüzde 5.5’le sermaye malı üretiminde olduğuna dikkat çeken Oran, “Bu da bize yatırımlar cephesindeki hızlı kan kaybını gösteriyor. Sermaye malı üretimi hızla düşüyor; çünkü yatırımlarda hızlı bir düşüş var. Aynı bazda dayanıklı tüketim malları üretimindeki yüzde 2.7’lik düşüş kaygı verici. Dayanıksız tüketim malları üretimi de yüzde 0.4’le yerinde saymış. Enerji üretimindeki yüzde 2.6 düşüş de vahim. Bu gelişmeler bize sanayinin son çeyrekte tepe aşağı gidişinin işaretini veriyor.Ana sektörlere göre baktığımızda da görünen; madencilik yüzde 2.9, imalat sanayii yüzde 1.7 ve elektrik, gaz, su sektörü yüzde 2.2 olmak üzere üç ana sektörde de Ekim ayında üretimde sert düşüş yaşanmış. Sanayi denince ilk akla gelen imalat sanayiindeki 22 temel sektörden 15’inde üretim düşüşü var” ifadelerini kullandı.
Sanayinin yılın son çeyreğine Ekim’deki yüzde 1.8 düşüşle başlaması ilk dokuz ayındaki düşük performansın, son çeyrekte yerini adeta çöküşe bıraktığının göstergesi olduğunu kaydeden Oran, “Bu da son çeyrekteki GSYH büyüme oranına ilişkin tamamen olumsuz bir tablo çiziyor. Bu göstergeler yılın tümü için öngörülen revize yüzde 3.3’lük düşük büyüme hedefinin dahi tutturulamayacağına işaret ediyor. 2014, maalesef ekonomide kayıp bir yıl olacak” dedi.
Oran, ekonomide dizginlerin çoktan elden kaçtığını ve Türkiye’nin son 12 yılda dış kaynağa bağımlı hale getirildiğini ifade etti. Demokrasiden, hukuk devleti olmaktan uzaklaşan, dış politikada “teröre destek veren ülke” konumuna düşen Türkiye’ye küresel yatırımcıların güvenmediğini bildiren Oran şunları kaydetti:
“Önümüzdeki bir yılda Türkiye’nin dış borçlarını çevirmek ve cari açığını finanse etmek için 220-230 milyar dolar taze dış kaynak girişine ihtiyaç varken, küresel likidite koşulları giderek daralıyor, artık dışarıdan sermaye gelmiyor. Döviz kurları hızla yükseliyor. Bu koşullarda Türkiye’nin rekor düzeydeki borç ve dış açıkları ciddi tehdit oluşturuyor. IMF, sermaye akımlarının ani biçimde terse döneceği ve ‘resesyon’ uyarısı yapıyor. Türkiye’nin hızla artan kırılganlığını dikkate alan uluslararası derecelendirme kuruluşları bile ani bir krizi tetiklemekten çekinerek, Türkiye ile ilgili negatif olan değerlendirmesi ve notunu açıklamaktan imtina ediyor.Kronikleşmiş sorunlara karşı gerekli yapısal reformları gerçekleştirmek bir yana, 62. Hükümet olarak ekonomiyi kontrol ve yönetmekte acz içindesiniz. Ekonomideki risk ve tehditlere karşı duyarsızsınız. Daha iki ay önce; Ekim’de yaptığınız OVP’deki projeksiyonlar bile tutmayacak, hesaplar şaşmaya devam edecek. 2Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete’ misali 77 milyon bu geminin içindedir. Uyarılara kulak tıkamaya hakkınız yok.”ANKA
Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *