IŞİD’le mücadeleye aktif biçimde katılacağını açıklayan Türkiye’nin PKK’ya karşı yoğun hava baskınlarını düzenlemesi, yurt dışında dikkat çekmeye devam ediyor
Wall Street Journal Gazetesince yayınlanan bir makalede “Türkiye’nin İslam Devleti’ne yönelik askeri faaliyeti, IŞİD’ten gelen tehditlerin birdenbire farkına varılmasından kaynaklanmıyor, Kürtlere karşı mücadele için uluslararası desteği çekmeye yönelik gibi görünüyor” görüşü öne sürülüyor.
Wall Street Journal, “Türkiye Kürtlere karşı savaşını ilerletiyor” başlığını taşıyan ve Türkiye’nin PKK ile mücadelesinin irdelendiği bir makale yayınladı.
ABD’deki Cornell Üniversitesi Osmanlı ve Türk Etütleri Girişimi Direktörü Mustafa Minawi imzasını taşıyan makaleye “Türkiye’nin İslam Devleti’ne yönelik askeri faaliyeti, IŞİD’ten gelen tehditlerin birdenbire farkına varılmasından kaynaklanmıyor, Kürtlere karşı mücadele için uluslararası desteği çekmeye yönelik gibi görünüyor” sözleriyle giriliyor.
Türk devleti ile PKK arasında ateşkesin çöktüğü vurgulandıktan sonra “Türkiye, terörle mücadele kılıfı altında hem IŞİD hem de PKK ile savaşıyor” görüşü öne sürülüyor. “Kürtler ve İslam Devleti ideolojik olarak zıt” denilen makalede “AKP, Kürt ayrılıkçılarıyla barış sürecinin öldüğünü ilan etti ve Türk solu ve Kürt nüfusunun tek kabul edilmiş siyasi temsilcilerinin itibarını bozmaya çalışıyor” iddiası dile getiriliyor.
Makalede koalisyon görüşmelerinin sürdüğünü ancak anlaşmaya varılmasına pek ihtimal verilmediği de savunuluyor ve bir koalisyonun kurulamaması durumda erken seçime gidileceğine dikkat çekilerek AK Parti’nin seçim durumunda konumunun güçleneceğini düşündüğünün görüldüğü kaydediliyor.
“İstanbul sadece yaz sıcaklığı ve nem ile değil aynı zamanda vatandaşlarının hayal kırıklığı ve kaygısı ile kaynıyor” gibi sözlerin de kullanıldığı makalede “kötüleşen siyasi durum ve bomba tehditleri ile ilgili söylentilerin karşısında halkın çaresizlik hissiyatı” içinde olduğu öne sürülüyor.
Türkiye’nin birçok insanın hem siyasi istikrarı hem de ekonomik refahında olumsuzlukların yaşandığı 1990'lı yıllara dönmekten korktuğuna dikkat çekildikten sonra makale şu savlar ile son buluyor:
“Türk hükümetinin olağanüstü hal tesis etmek ve Batılı ülkeleri, IŞİD’e karşı askeri ve taktik destek karşılığında Kürtlere karşı savaşı kabul etmeye zorlama çabalarının can ve mal güvenliği açısından yüksek bir maliyeti olabilir. Bu kumarla ilgili başka bir sorun da var. Savaşın oynaklığı ve terörün öngörülemezliği de hesaba katılmıyor”ANKA
Wall Street Journal Gazetesince yayınlanan bir makalede “Türkiye’nin İslam Devleti’ne yönelik askeri faaliyeti, IŞİD’ten gelen tehditlerin birdenbire farkına varılmasından kaynaklanmıyor, Kürtlere karşı mücadele için uluslararası desteği çekmeye yönelik gibi görünüyor” görüşü öne sürülüyor.
Wall Street Journal, “Türkiye Kürtlere karşı savaşını ilerletiyor” başlığını taşıyan ve Türkiye’nin PKK ile mücadelesinin irdelendiği bir makale yayınladı.
ABD’deki Cornell Üniversitesi Osmanlı ve Türk Etütleri Girişimi Direktörü Mustafa Minawi imzasını taşıyan makaleye “Türkiye’nin İslam Devleti’ne yönelik askeri faaliyeti, IŞİD’ten gelen tehditlerin birdenbire farkına varılmasından kaynaklanmıyor, Kürtlere karşı mücadele için uluslararası desteği çekmeye yönelik gibi görünüyor” sözleriyle giriliyor.
Türk devleti ile PKK arasında ateşkesin çöktüğü vurgulandıktan sonra “Türkiye, terörle mücadele kılıfı altında hem IŞİD hem de PKK ile savaşıyor” görüşü öne sürülüyor. “Kürtler ve İslam Devleti ideolojik olarak zıt” denilen makalede “AKP, Kürt ayrılıkçılarıyla barış sürecinin öldüğünü ilan etti ve Türk solu ve Kürt nüfusunun tek kabul edilmiş siyasi temsilcilerinin itibarını bozmaya çalışıyor” iddiası dile getiriliyor.
Makalede koalisyon görüşmelerinin sürdüğünü ancak anlaşmaya varılmasına pek ihtimal verilmediği de savunuluyor ve bir koalisyonun kurulamaması durumda erken seçime gidileceğine dikkat çekilerek AK Parti’nin seçim durumunda konumunun güçleneceğini düşündüğünün görüldüğü kaydediliyor.
“İstanbul sadece yaz sıcaklığı ve nem ile değil aynı zamanda vatandaşlarının hayal kırıklığı ve kaygısı ile kaynıyor” gibi sözlerin de kullanıldığı makalede “kötüleşen siyasi durum ve bomba tehditleri ile ilgili söylentilerin karşısında halkın çaresizlik hissiyatı” içinde olduğu öne sürülüyor.
Türkiye’nin birçok insanın hem siyasi istikrarı hem de ekonomik refahında olumsuzlukların yaşandığı 1990'lı yıllara dönmekten korktuğuna dikkat çekildikten sonra makale şu savlar ile son buluyor:
“Türk hükümetinin olağanüstü hal tesis etmek ve Batılı ülkeleri, IŞİD’e karşı askeri ve taktik destek karşılığında Kürtlere karşı savaşı kabul etmeye zorlama çabalarının can ve mal güvenliği açısından yüksek bir maliyeti olabilir. Bu kumarla ilgili başka bir sorun da var. Savaşın oynaklığı ve terörün öngörülemezliği de hesaba katılmıyor”ANKA