Memurun ev sahibi olabilmesi için yemeden içmeden en az 10 yıl çalışması lazım
Bağımsız Büro-Sen Genel Başkanı Remzi Kızılkaya, nüfusunun yüzde 40’ı kirada oturan Türkiye’de bu rakamın önemli bir kısmının memur maaşıyla geçimini sağlamak zorunda kalan ailelerden oluştuğuna dikkat çekti. Kızılkaya, ortalama 2 bin 200 lira aylık geliri olan bir memurun ev sahibi olabilmesi için yemeden içmeden en az 10 yıl çalışarak bir ev sahibi olabileceğini ifade etti.
Bağımsız Büro-Sen Başkanı Kızılkaya, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’de hanelerin yüzde 59.2’sinin ev sahibi, geri kalanının ise kiracılardan oluştuğunu belirterek, ev sahibi olmayan nüfus içerisindeki en önemli payı ise memurların oluşturduğunu söyledi. Kızılkaya, son olarak bu yıl başında memur maaşlarına yansıtılan yüzde 3’lük zam ile birlikte ortalama bir memur maaşının yaklaşık 2 bin 200 TL’ye ulaştığını ifade ederek, memurların bu parayla gıda harcaması, giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri zorunlu ihtiyaçlarını karşılayarak ay sonlarını güçlükle getirebildiklerini vurguladı.
Kızılkaya, memur maaşlarının bir önceki yıl imzalanan toplu sözleşme nedeniyle enflasyon karşısında büyük bir kayba uğradığına dikkat çekerek, şimdi ise memurlara “komik” denebilecek bir oranda zam yapıldığını söyledi. Bu maaşlarla ev geçindirmekle yükümlü olan memurların ise ev sahibi olabilmesinin hayal olduğunu dile getiren Kızılkaya, “Memurlar aldıkları düşük ücretlerle toplumun en az kazanan kesimlerinden birini oluşturmaktadır. Yapılan komik zamlar ise memur maaşlarının yerinde saymasından başka bir anlam taşımamaktadır. Hal böyle olunca kirada oturan bir memurun ev sahibi olması ise hayalden öteye gidememektedir. Bir memur birikim yaparak ev sahibi olmaya çalışsa ancak hayatının son demlerinde ev sahibi olabilmektedir. Onun haricinde ‘10 yıl gibi kısa vadede!’ ev sahibi olmak isteyen bir memurun ise yeme içmeyi bırakarak bitkisel hayata geçmekten başka şansı yoktur” dedi.
Kızılkaya, İstanbul gibi pahalı bir kentte ortalama ev kiralarının en az bin 500 TL olduğunu, diğer kentlerde ise 500 ila bin TL arasında değiştiğini belirterek, “2 bin 200 TL maaşı olan ortalama bir memur oturduğu evin kirasını dahi ödeyemiyor. Ailesi ile oturan memurlar artık kendilerini şanslı sayarken, görevi şehir dışında olan memurlar ise kirayı paylaşmak için öğrenci gibi aynı eve çıkarak 3-4 memur bir evi paylaşıyor. Bir Türkiye gerçeği olan bu durumun düzelmesi için memur maaşlarında yüzde 3 gibi komik zamlardan çok daha öte ciddi bir iyileştirme acilen yapılmalıdır. Mezarda emekli olmaya zorlanan memurlar, kendilerine mezarlarının da evleri olduğu fikrinin aşılanmaya çalışıldığına artık inanmaktadır. Düşük ücretler memurların en öncelikli ve çözülmeyi bekleyen sorununu oluşturmaktadır” dedi. ANKA
Bağımsız Büro-Sen Genel Başkanı Remzi Kızılkaya, nüfusunun yüzde 40’ı kirada oturan Türkiye’de bu rakamın önemli bir kısmının memur maaşıyla geçimini sağlamak zorunda kalan ailelerden oluştuğuna dikkat çekti. Kızılkaya, ortalama 2 bin 200 lira aylık geliri olan bir memurun ev sahibi olabilmesi için yemeden içmeden en az 10 yıl çalışarak bir ev sahibi olabileceğini ifade etti.
Bağımsız Büro-Sen Başkanı Kızılkaya, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’de hanelerin yüzde 59.2’sinin ev sahibi, geri kalanının ise kiracılardan oluştuğunu belirterek, ev sahibi olmayan nüfus içerisindeki en önemli payı ise memurların oluşturduğunu söyledi. Kızılkaya, son olarak bu yıl başında memur maaşlarına yansıtılan yüzde 3’lük zam ile birlikte ortalama bir memur maaşının yaklaşık 2 bin 200 TL’ye ulaştığını ifade ederek, memurların bu parayla gıda harcaması, giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri zorunlu ihtiyaçlarını karşılayarak ay sonlarını güçlükle getirebildiklerini vurguladı.
Kızılkaya, memur maaşlarının bir önceki yıl imzalanan toplu sözleşme nedeniyle enflasyon karşısında büyük bir kayba uğradığına dikkat çekerek, şimdi ise memurlara “komik” denebilecek bir oranda zam yapıldığını söyledi. Bu maaşlarla ev geçindirmekle yükümlü olan memurların ise ev sahibi olabilmesinin hayal olduğunu dile getiren Kızılkaya, “Memurlar aldıkları düşük ücretlerle toplumun en az kazanan kesimlerinden birini oluşturmaktadır. Yapılan komik zamlar ise memur maaşlarının yerinde saymasından başka bir anlam taşımamaktadır. Hal böyle olunca kirada oturan bir memurun ev sahibi olması ise hayalden öteye gidememektedir. Bir memur birikim yaparak ev sahibi olmaya çalışsa ancak hayatının son demlerinde ev sahibi olabilmektedir. Onun haricinde ‘10 yıl gibi kısa vadede!’ ev sahibi olmak isteyen bir memurun ise yeme içmeyi bırakarak bitkisel hayata geçmekten başka şansı yoktur” dedi.
Kızılkaya, İstanbul gibi pahalı bir kentte ortalama ev kiralarının en az bin 500 TL olduğunu, diğer kentlerde ise 500 ila bin TL arasında değiştiğini belirterek, “2 bin 200 TL maaşı olan ortalama bir memur oturduğu evin kirasını dahi ödeyemiyor. Ailesi ile oturan memurlar artık kendilerini şanslı sayarken, görevi şehir dışında olan memurlar ise kirayı paylaşmak için öğrenci gibi aynı eve çıkarak 3-4 memur bir evi paylaşıyor. Bir Türkiye gerçeği olan bu durumun düzelmesi için memur maaşlarında yüzde 3 gibi komik zamlardan çok daha öte ciddi bir iyileştirme acilen yapılmalıdır. Mezarda emekli olmaya zorlanan memurlar, kendilerine mezarlarının da evleri olduğu fikrinin aşılanmaya çalışıldığına artık inanmaktadır. Düşük ücretler memurların en öncelikli ve çözülmeyi bekleyen sorununu oluşturmaktadır” dedi. ANKA