ANASAYFA arrow right Ekonomi

TÜSİAD siyasetçilerin yolsuzluk ve rüşvet konusuna dikkat çekti

TÜSİAD siyasetçilerin yolsuzluk ve rüşvet konusuna dikkat çekti
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.13
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.13
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Dinçer, siyasi rant veya kişisel çıkar için kamu kaynaklarını kötüye kullanan bazı siyasetçilerin, kendi menfaatleri için adil rekabeti, çevreyi ve içinde bulundukları toplumu hiçe sayan bazı iş insanlarının, etik değer
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Dinçer, siyasi rant veya kişisel çıkar için kamu kaynaklarını kötüye kullanan bazı siyasetçilerin, kendi menfaatleri için adil rekabeti, çevreyi ve içinde bulundukları toplumu hiçe sayan bazı iş insanlarının, etik değerler ile bağdaşmayan ve yolsuzluğu ve rüşveti belirli koşullarda mazur gören anlayışın, yolsuzluk sürecinde payı bulunduklarını bildirdi. Dinçer işadamları arasında yapılan yolsuzlukla mücadele anketinin “Türkiye’de yolsuzluk var ve yolsuzluk algısı artma eğiliminde…” sonucunu bir kez daha teyit ettiğini belirterek, “Yani bir algı operasyonundan bahsetmiyoruz, algının kendisinden ve bu algının uluslararası çalışmaları teyit ettiğinden bahsediyoruz” dedi.
TÜSİAD’ın İstanbul’da düzenlediği “İş Dünyası Bakış Açısıyla Türkiye’de Yolsuzluk” seminerinin açılış konuşmasını yapan Dinçer, şöyle konuştu:
“Bizler yolsuzluk ve rüşvette alan kadar veren bir elin de olduğunun biliyor ve yolsuzluğun sebebi olarak sadece belirli kişi veya kurumları hedef göstermeyi elbette doğru bulmuyoruz. Ve yolsuzluğun sadece dönemsel değil, çok uzun zamandır var olduğunu biliyor, ancak sistematikleşme ve içselleştirilme ihtimalinden de büyük rahatsızlık duyuyoruz. Bugün gelinen durumun, tüm toplum kesimlerinin doğrudan veya dolaylı payı olabileceğini düşünüyoruz. Siyasi rant veya kişisel çıkar için kamu kaynaklarını kötüye kullanan bazı siyasetçilerin, kendi menfaatleri için adil rekabeti, çevreyi veiçinde bulundukları toplumu hiçe sayan bazı iş insanlarının, etik değerler ile bağdaşmayan ve yolsuzluğu ve rüşveti belirli koşullarda mazur gören anlayışın, bu süreçte payı olsa gerek. İşte bu nedenle bireylerden kurumlara, özel sektör, kamu ve sivil toplumdan toplumun tüm kesimlerine herkes yolsuzlukla mücadelede gerekli iradeyi göstermedikçe ve elini taşın altına koymadıkça başarıyla ulaşmak mümkün gözükmüyor. Bu tespit yolsuzlukla mücadele etmek isteyen tüm ülkeler için geçerli…”
Sabancı Center’de düzenlenen seminerde Dinçer, dünya genelinde yılda rüşvete yılda 1 trilyon doların üzerinde para ödendiğini bunun toplum ve ekonomiyi çürüttüğünü bildirdi. Yolsuzluğun hukuk devleti güveninde erozyona ve elbette ülkelerin itibar kayıplarına neden olduğunu anlatan Dinçer, “Başbakanımız Sayın Davutoğlu’nun Türkiye’nin G20 başkanlığı döneminde yolsuzlukla mücadeleye ilişkin bir stratejisinin olacağını açıklaması son derece önemli bir açılım olarak görüyor ve takdir ediyoruz” dedi.
Bu anlamda kamuoyuyla paylaştıkları, “Türkiye 2015 G20 Dönem Başkanlığı Önerileri için İş Dünyasının Öncelikleri” raporuna göre 6 ülkede yaptıkları araştırmanın, iş dünyasının yolsuzlukla mücadeleyi G20’nin ilk üç önceliği arasında görmek istediğini ortaya koyduğunu belirten Haluk Dinçer, “TÜSİAD olarak G20’nin iş dünyası ayağı olan B20’deki aktif rolümüzle bu konuda her türlü desteği sağlayacağız” diye konuştu. Dinçer şu konulara değindi:
“-Ankette sizleri olağanüstü derecede şaşırtacak bir bulgu bulamayacaksınız. Bunu söylüyorum çünkü bugün burada hepimiz aslında, Türkiye’de ve önemli sayıda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkede, yolsuzluğun bir vakıa olduğunu ve yaygınlaşma eğiliminde olduğunu zaten tahmin edebiliyoruz. Çok daha fazla endişe verici olan durum ise ki, farkındalık yaratma ihtiyacı zaten bu noktadan hareketleniyor, yolsuzluktan endişe duymamak veya yolsuzluğu içselleştirmek veya yolsuzlukla mücadeleden vazgeçmek(!)… Dolayısıyla bu tür çalışmaların yararı, yolsuzluğu sadece rakamlar ile ölçmek değil, topyekûn bir mücadele için farkındalığı yaygınlaştırmak.
-Bizler yolsuzluk ve rüşvette alan kadar veren bir elin de olduğunun biliyor ve yolsuzluğun sebebi olarak sadece belirli kişi veya kurumları hedef göstermeyi elbette doğru bulmuyoruz. Ve yolsuzluğun sadece dönemsel değil, çok uzun zamandır var olduğunu biliyor, ancak sistematikleşme ve içselleştirilme ihtimalinden de büyük rahatsızlık duyuyoruz. Bugün gelinen durumun, tüm toplum kesimlerinin doğrudan veya dolaylı payı olabileceğini düşünüyoruz. Siyasi rant veya kişisel çıkar için kamu kaynaklarını kötüye kullanan bazı siyasetçilerin, kendi menfaatleri için adil rekabeti, çevreyi veiçinde bulundukları toplumu hiçe sayan bazı iş insanlarının, etik değerler ile bağdaşmayan ve yolsuzluğu ve rüşveti belirli koşullarda mazur gören anlayışın, bu süreçte payı olsa gerek. İşte bu nedenle bireylerden kurumlara, özel sektör, kamu ve sivil toplumdan toplumun tüm kesimlerine herkes yolsuzlukla mücadelede gerekli iradeyi göstermedikçe ve elini taşın altına koymadıkça başarıyla ulaşmak mümkün gözükmüyor. Bu tespit yolsuzlukla mücadele etmek isteyen tüm ülkeler için geçerli…
-Yolsuzlukla mücadelede tek bir muhatap olmadığı gibi her ülkeye uygun tek bir reçete de yok. Mevzuatın iyileştirilmesive idari kapasitenin artırılması yolsuzlukla mücadelede önemli adımlardır ancak topyekun bir mücadele için yeterli değildir.
-2015 yılında, Türkiye’nin G20 ev sahipliğine yakışır, tüm dünyaya örnek olabilecek uygulanabilir evrensel niteliğe haiz ‘yolsuzlukla mücadele’ politikaları geliştirebileceğimize kalben inanıyoruz.” ANKA
Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *