Türkiye’de 17 Aralık sonrası kamuoyuna yansıyan yolsuzluk ve rüşvet iddiaları nedeniyle dört eski bakan hakkındaki incelemeyi yürüten TBMM Soruşturma Komisyonu'nun, medyaya “yayın yasağı” getirilmesi üzerine “tıkanma noktası”na geldiği yorumları yapılıyor.
Amerika’nın Sesi (VOA), yurtdışından International Press Institute (IPI), yurtiçinden Parlamento Muhabirleri Derneği’nin de aralarında bulunduğu gazetecilik örgütleri yasak kararını protesto ederken Komisyon’un 27 Aralık’ta çalışmaları bitene değin yasak geçerli olacak göründüğünü belirtiyor.
“İran kökenli Rıza Sarraf’ın da aralarında olduğu iş adamları ile AKP Hükümeti’nin ilişkileri çerçevesinde, geçen yıl 17 Aralık sonrası Youtube ve Twitter aracılığıyla paylaşılan telefon dinleme kayıtlarındaki yolsuzluk ve rüşvet iddiaları gündemi sarsmıştı” diyen VOA, iddialarda o dönemki Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, AB Bakanı Egemen Bağış, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile İçişleri Bakanı Muammer Güler’in hedefteki en dikkat çekici isimler olduklarını kaydediyor. VOA, şunları söylüyor:
“Milletvekili dokunulmazlıkları yanı sıra ‘bakanlık görevi’ kapsamındaki suçlarla itham edilmiş olan 4 isim hakkındaki iddialar ise, Türkiye’deki mevzuat üzere sivil yargıda soruşturulamadığı için aylar sonra TBMM’de Soruşturma Komisyonu kuruldu. Ancak AKP’nin aylarca üye isimlerini bildirmemesi nedeniyle çalışmalarına gecikmeli başlayan Komisyon’un yürütmesi gerekli ‘soruşturma’, henüz rapor yazımı aşamasına gelmeden tıkanma işaretleri veriyor.”
VOA, haberinde TBMM Soruşturma Komisyonu’nda Rıza Sarraf gibi isimler tanıklık yapmayı kabul etmezken muhalefet milletvekillerinin 17 Aralık Soruşturması kapsamında Meclis’e gönderilmiş fezleke dosyalarındaki belgelerden kopya almalarının engellendiğine işaret ederek şöyle devam ediyor:
“Oysa o fezleke dosyalarındaki tüm belgelerden müvekkil avukatlarına fotokopi izni verilmişti. Böylece tartışmalı toplantılar devam ederken Komisyon gündeminde eski bakanlar Bayraktar, Bağış, Çağlayan ve Güler’in ifadelerine başvurulması sırası geldi ve bu hafta 24 Kasım’da Komisyon’un çalışmaları yargıya taşındı. TBMM Soruşturma Komisyonu Başkanı ve AKP Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü’nün başvurusu üzerine Ankara 7. Sulh Ceza Mahkemesi, Komisyon’un çalışmaları hakkında haber yayınlanmasına yasak koydu.”
Komisyon Başkanı Hakkı Köylü’nün talebiyle yayın yasağı getirilmiş olan TBMM Soruşturma Komisyonu’ndaki tartışma sürdüğüne de dikkat çeken VOA, CHP adına Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi’nin Köylü’ye başkanlık görevinden istifa çağrısında bulunarak "Hukuksuzluk var, Anayasa'ya ve iç tüzüğe aykırıdır. Komisyon Başkanı, yargıdan müdahalede bulunmasını istemiştir ve hakim de müdahalede bulunmuştur” dediğini de anlatıyor.
HDP’nin ise yayın yasağı nedeniyle TBMM Soruşturma Komisyonu’nun ayrılma kararı aldığına, HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan’ın “Komisyon Başkanı tarafından dün aldırılan yayın yasağı da bu sürecin şeffaf yürütülemeyeceğinin, gerçeklerin gizleneceğinin somut örneği olmuştur” gibi sözlerine dikkat çekiliyor.
-Bu arada, VOA “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sıkça kullandığı ifadesiyle ‘bir kısım medya’ ya da AKP Hükümeti’ni eleştirme işlevi ile gazetecilik değerlerine uygun hareket ettiklerini belirten medya kuruluşları ise, TBMM Soruşturma Komisyonu çalışmalarına yayın yasağı getirilmesine tepki gösterdi” dediği haberinde Türkiye’de sadece bazı medya kuruluşları değil gazetecilik örgütlerinden de yolsuzluk ve rüşvet iddialarıyla ilgili bu yayın yasağına “sansür” tepkisi yükseldiğine de dikkat çekiyor.
VOA, bu çerçevede International Press Institute (Uluslararası Basın Enstitüsü) tarafından yayınlanan bildiride, “Türkiye demokrasisini gölgeleyen ve yasalarla güvence altında olması gereken kamu yararına rağmen yolsuzluk iddialarının gizlilikle örtülmesine neden oluyor” derken IPI’nin bu kararın Türkiye Cumhuriyeti tarihinde örneği olmayan bir sansür olduğunu düşündüğünü de söyledi. ANKA
Amerika’nın Sesi (VOA), yurtdışından International Press Institute (IPI), yurtiçinden Parlamento Muhabirleri Derneği’nin de aralarında bulunduğu gazetecilik örgütleri yasak kararını protesto ederken Komisyon’un 27 Aralık’ta çalışmaları bitene değin yasak geçerli olacak göründüğünü belirtiyor.
“İran kökenli Rıza Sarraf’ın da aralarında olduğu iş adamları ile AKP Hükümeti’nin ilişkileri çerçevesinde, geçen yıl 17 Aralık sonrası Youtube ve Twitter aracılığıyla paylaşılan telefon dinleme kayıtlarındaki yolsuzluk ve rüşvet iddiaları gündemi sarsmıştı” diyen VOA, iddialarda o dönemki Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, AB Bakanı Egemen Bağış, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile İçişleri Bakanı Muammer Güler’in hedefteki en dikkat çekici isimler olduklarını kaydediyor. VOA, şunları söylüyor:
“Milletvekili dokunulmazlıkları yanı sıra ‘bakanlık görevi’ kapsamındaki suçlarla itham edilmiş olan 4 isim hakkındaki iddialar ise, Türkiye’deki mevzuat üzere sivil yargıda soruşturulamadığı için aylar sonra TBMM’de Soruşturma Komisyonu kuruldu. Ancak AKP’nin aylarca üye isimlerini bildirmemesi nedeniyle çalışmalarına gecikmeli başlayan Komisyon’un yürütmesi gerekli ‘soruşturma’, henüz rapor yazımı aşamasına gelmeden tıkanma işaretleri veriyor.”
VOA, haberinde TBMM Soruşturma Komisyonu’nda Rıza Sarraf gibi isimler tanıklık yapmayı kabul etmezken muhalefet milletvekillerinin 17 Aralık Soruşturması kapsamında Meclis’e gönderilmiş fezleke dosyalarındaki belgelerden kopya almalarının engellendiğine işaret ederek şöyle devam ediyor:
“Oysa o fezleke dosyalarındaki tüm belgelerden müvekkil avukatlarına fotokopi izni verilmişti. Böylece tartışmalı toplantılar devam ederken Komisyon gündeminde eski bakanlar Bayraktar, Bağış, Çağlayan ve Güler’in ifadelerine başvurulması sırası geldi ve bu hafta 24 Kasım’da Komisyon’un çalışmaları yargıya taşındı. TBMM Soruşturma Komisyonu Başkanı ve AKP Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü’nün başvurusu üzerine Ankara 7. Sulh Ceza Mahkemesi, Komisyon’un çalışmaları hakkında haber yayınlanmasına yasak koydu.”
Komisyon Başkanı Hakkı Köylü’nün talebiyle yayın yasağı getirilmiş olan TBMM Soruşturma Komisyonu’ndaki tartışma sürdüğüne de dikkat çeken VOA, CHP adına Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi’nin Köylü’ye başkanlık görevinden istifa çağrısında bulunarak "Hukuksuzluk var, Anayasa'ya ve iç tüzüğe aykırıdır. Komisyon Başkanı, yargıdan müdahalede bulunmasını istemiştir ve hakim de müdahalede bulunmuştur” dediğini de anlatıyor.
HDP’nin ise yayın yasağı nedeniyle TBMM Soruşturma Komisyonu’nun ayrılma kararı aldığına, HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan’ın “Komisyon Başkanı tarafından dün aldırılan yayın yasağı da bu sürecin şeffaf yürütülemeyeceğinin, gerçeklerin gizleneceğinin somut örneği olmuştur” gibi sözlerine dikkat çekiliyor.
-Bu arada, VOA “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sıkça kullandığı ifadesiyle ‘bir kısım medya’ ya da AKP Hükümeti’ni eleştirme işlevi ile gazetecilik değerlerine uygun hareket ettiklerini belirten medya kuruluşları ise, TBMM Soruşturma Komisyonu çalışmalarına yayın yasağı getirilmesine tepki gösterdi” dediği haberinde Türkiye’de sadece bazı medya kuruluşları değil gazetecilik örgütlerinden de yolsuzluk ve rüşvet iddialarıyla ilgili bu yayın yasağına “sansür” tepkisi yükseldiğine de dikkat çekiyor.
VOA, bu çerçevede International Press Institute (Uluslararası Basın Enstitüsü) tarafından yayınlanan bildiride, “Türkiye demokrasisini gölgeleyen ve yasalarla güvence altında olması gereken kamu yararına rağmen yolsuzluk iddialarının gizlilikle örtülmesine neden oluyor” derken IPI’nin bu kararın Türkiye Cumhuriyeti tarihinde örneği olmayan bir sansür olduğunu düşündüğünü de söyledi. ANKA