Çalışanlar Birliği Sendikalar Konfederasyonu (ÇALIŞAN SEN) Genel Başkan Yardımcısı ve Anadolu Sağlık Sen Genel Başkanı Necip Taşkın, “Sendikalar bağımsız olmalıdır, kamu da adalet, ehliyet ve liyakat vazgeçilmezimiz olmalı ve bu konular da önlemler alınmalıdır,” dedi.
Çeşitli değerlendirmeler de bulunan Necip Taşkın şunları söyledi:
“2020-2021 yılları V. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmeleri açık ve net olarak sendikaların bağımsız olmaları gerektiğini göstermiştir. Yetkili sendika sıfatıyla siyasete sırtını yaslayan sendikalar kamu da hayal kırıklığı yaşattı ve bir kez daha anlaşıldı ki, sendikalar kendi öz varlıkları, bilgi ve gayretli çalışmalarıyla ayakta kalabilmelidir. Aksi halde sonu her zaman hüsrandır. Devlet erkânı da sendikalara adil ve eşit yaklaşmalı ve ayrımcılık yapmamalıdır.
Hükümet yetkililerinin yetkili sendikalara açık desteği kamu da pek çok adaletsiz uygulamalara neden olmaktadır. Kamu çalışanları korku ve çeşitli çekinceler nedeniyle yetkili sendikalara üye olmak zorunda kalıyor, sendikalar arası rekabet koşulları adil olmayan bir şekilde gelişiyor, kamu çalışanlarının sorunları ertelenebiliyor. Devlet destekli yetkili sendikaların, kamu çalışanlarının ve emeklilerinin haklarını korumakta aciz kalmalarının, toplu sözleşme görüşmeleri sırasında yaşanan hukuksuzluklara karşı bir yaptırım da bulunamamalarının ve kamu çalışanları ve emeklileri sefalete sürükleyen tek taraflı anlaşmaya şerh dahi düşememelerinin sendikacılık anlamında ciddi sorunlar yarattığı görülmüştür.
Milli ve manevi konular da ödün vermemiş bir sendika olarak, devletimizin ve milletimizin çıkarlarını daima üstün görerek hareket ettik ve bu konularda gerektiği zaman hükümete de her türlü desteği verdik. Ancak sendikal ayrımcılık noktasında hükümet yetkililerinin hukuki ve vicdani duruşlarını görmek istiyoruz.
Ayrıca sağlık çalışanlarını haksızlık ve adaletsizlik karşısında koruyacak bir makam bulunamaması da, yapılan sendikacılığın ne kadar etkisiz ve keyfi olduğunu göstermektedir. Yetkili sendikanın üyelerine sağlanan ayrıcalıkları her fırsatta ifade etmemize rağmen yetkililer duymazlıktan geliyor. Sağlık çalışanlarının haklarını korumak için amansız bir mücadele içine girdik. Kamuda adalet, ehliyet ve liyakatin önemine işaret ettik. Çünkü adalet, ehliyet ve liyakat olmazsa devlet otoritesini kaybeder. Belli bir sendikanın mensupları ve siyasi referansı olanların idareci olarak atanmalarını değil, hak eden kişilerin atanmaları gerektiğini her fırsatta söyledik. Sağlık çalışanlarının sorunlarının çözülmesini, beklentilerinin karşılanmasını ısrarla talep ettik ama maalesef yetkili sendikaların tavrı, kamu çalışanlarının yeni kazanımlar elde etmesinin hep önüne geçti.
Kamu çalışanları ve emeklileri 2019 zammında hüsrana uğramıştı. 2020-2021 yılı zamları da yine hüsranla sona erdi. Hakem Kurulu soruna çözüm üretmedi, aksine sorunun üzerine benzin döktü! Memura ve emeklilerine insanca yaşayacakları bir ücret sisteminin getirilmesi zorunlu iken ve adaletli bir vergi sistemiyle korunmaları gerekirken maalesef sözü bile edilmedi. Bugün yetkiyi elinde bulundurup sendikacılık yapanlar memur ve emeklinin içinde bulunduğu sefaletin sorumlusudurlar. Sendika olarak, emeğin ve alın terinin kutsal olduğunu düşünüyoruz. Çalışanların enflasyon karşısında ezdirilmemesi, emeklilerin daha rahat yaşamalarının sağlanması, emeğe ve alın terine saygı duyulmasını bekliyoruz.” Haber Merkezi
Çeşitli değerlendirmeler de bulunan Necip Taşkın şunları söyledi:
“2020-2021 yılları V. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmeleri açık ve net olarak sendikaların bağımsız olmaları gerektiğini göstermiştir. Yetkili sendika sıfatıyla siyasete sırtını yaslayan sendikalar kamu da hayal kırıklığı yaşattı ve bir kez daha anlaşıldı ki, sendikalar kendi öz varlıkları, bilgi ve gayretli çalışmalarıyla ayakta kalabilmelidir. Aksi halde sonu her zaman hüsrandır. Devlet erkânı da sendikalara adil ve eşit yaklaşmalı ve ayrımcılık yapmamalıdır.
Hükümet yetkililerinin yetkili sendikalara açık desteği kamu da pek çok adaletsiz uygulamalara neden olmaktadır. Kamu çalışanları korku ve çeşitli çekinceler nedeniyle yetkili sendikalara üye olmak zorunda kalıyor, sendikalar arası rekabet koşulları adil olmayan bir şekilde gelişiyor, kamu çalışanlarının sorunları ertelenebiliyor. Devlet destekli yetkili sendikaların, kamu çalışanlarının ve emeklilerinin haklarını korumakta aciz kalmalarının, toplu sözleşme görüşmeleri sırasında yaşanan hukuksuzluklara karşı bir yaptırım da bulunamamalarının ve kamu çalışanları ve emeklileri sefalete sürükleyen tek taraflı anlaşmaya şerh dahi düşememelerinin sendikacılık anlamında ciddi sorunlar yarattığı görülmüştür.
Milli ve manevi konular da ödün vermemiş bir sendika olarak, devletimizin ve milletimizin çıkarlarını daima üstün görerek hareket ettik ve bu konularda gerektiği zaman hükümete de her türlü desteği verdik. Ancak sendikal ayrımcılık noktasında hükümet yetkililerinin hukuki ve vicdani duruşlarını görmek istiyoruz.
Ayrıca sağlık çalışanlarını haksızlık ve adaletsizlik karşısında koruyacak bir makam bulunamaması da, yapılan sendikacılığın ne kadar etkisiz ve keyfi olduğunu göstermektedir. Yetkili sendikanın üyelerine sağlanan ayrıcalıkları her fırsatta ifade etmemize rağmen yetkililer duymazlıktan geliyor. Sağlık çalışanlarının haklarını korumak için amansız bir mücadele içine girdik. Kamuda adalet, ehliyet ve liyakatin önemine işaret ettik. Çünkü adalet, ehliyet ve liyakat olmazsa devlet otoritesini kaybeder. Belli bir sendikanın mensupları ve siyasi referansı olanların idareci olarak atanmalarını değil, hak eden kişilerin atanmaları gerektiğini her fırsatta söyledik. Sağlık çalışanlarının sorunlarının çözülmesini, beklentilerinin karşılanmasını ısrarla talep ettik ama maalesef yetkili sendikaların tavrı, kamu çalışanlarının yeni kazanımlar elde etmesinin hep önüne geçti.
Kamu çalışanları ve emeklileri 2019 zammında hüsrana uğramıştı. 2020-2021 yılı zamları da yine hüsranla sona erdi. Hakem Kurulu soruna çözüm üretmedi, aksine sorunun üzerine benzin döktü! Memura ve emeklilerine insanca yaşayacakları bir ücret sisteminin getirilmesi zorunlu iken ve adaletli bir vergi sistemiyle korunmaları gerekirken maalesef sözü bile edilmedi. Bugün yetkiyi elinde bulundurup sendikacılık yapanlar memur ve emeklinin içinde bulunduğu sefaletin sorumlusudurlar. Sendika olarak, emeğin ve alın terinin kutsal olduğunu düşünüyoruz. Çalışanların enflasyon karşısında ezdirilmemesi, emeklilerin daha rahat yaşamalarının sağlanması, emeğe ve alın terine saygı duyulmasını bekliyoruz.” Haber Merkezi