KESK Gaziantep Şubeler Platformu, Halepçe katliamının 36. Beyazıt katliamının 46. ve Gazi katliamının 29. yıldönümü dolayısıyla basın açıklaması yaptı
Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, “Yeniden doğuşun ve özgürlüğün habercisi olan Newroz’a günler kala Halepçe semalarına ölüm bulutları çökmüştü. Bir bahar sabahı kimyasal silahlarla çoğu çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşan tümüyle sivil, beş binden fazla insan katledildi, yedi binden fazla insan kalıcı şekilde sakat kaldı. Enfal Harekâtı süresince, 1986-1989 yılları arasında 150 binden fazla Kürt katledildi” dedi.
Kürt toplumu insanlığa karşı suçların tümüne maruz kaldı
Kimyasal silahların kullanılmasının 1925 yılında, Cenevre Antlaşmasıyla yasaklandığını daha sonra bir dizi başka sözleşme ile kimyasal silahların kullanılmasının savaş suçu olarak düzenlendiğini kaydeden Parlakçı, “Öte yandan İnsani hukukun çerçevesini oluşturan dört Cenevre Sözleşmesinin ortak 3. maddesi de; niteliği ne olursa olsun her türlü savaş ve çatışmada sivillerin ve sivil yerleşim birimlerinin askeri hedef olamayacağını düzenledi. Kürt toplumu uluslararası hukukun en ağır suçlar olarak düzenlediği savaş suçu, soykırım suçu ve insanlığa karşı suçların tümüne maruz kaldı” açıklamasını yaptı.
Parlakçı, “Uluslararası toplum, Kürt halkına karşı Halepçe’de işlenen soykırım suçuna karşı sessiz kalmış, kendi temel belgelerinden ve hukukundan kaynaklanan sorumluluklarını yerine getirmedi. Hatta Saddam Rejimi, kimyasal silahları batılı ülkelerden sağlamış ve BM Güvenlik Konseyi üyesi Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği yapımı Mig-23 uçaklarından, kimyasal gazlarla ölüm yağdırdı. Halepçe aynı zamanda uluslararası toplum için de bir utanç sayfası. Ne yazık ki, Halepçe Soykırımından sorumlu Devrik Irak Diktatörü Saddam Hüseyin ve “Kimyasal Ali” lakaplı Hasan Ali El Mecid El Tıkriti de, Halepçe Jenosidinden yargılanmamış ve cezalandırılmadı. Belirtmeliyiz ki değişen siyasal iktidarlara, sınır ve şartlara rağmen; kimyasal silahların üretimi, silah pazarları, savaşlar, katliamlar, insanlık suçları devam ediyor” ifadelerini kullandı.
Binlerce insanın yaşam hakkı ihlal edildi
“Bundan 44 yıl önce, 16 Mart 1978’de İstanbul Üniversitesi önünde gerçekleştirilen bombalı saldırıda 7 öğrenci hayatını kaybetti, 41 öğrenci yaralandı” diyen Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, konuşmasını şöyle tamamladı: “Yıllarca süren hukuk mücadelelerine rağmen dava dosyası kapatıldı. 16 Mart Beyazıt katliamı da Türkiye’de işlenen onca cinayet gibi karanlıkta bırakıldı, faili meçhul oldu. Binlerce insanın yaşam hakkının ihlal edildiği Halepçe katliamının 36. Beyazıt katliamının 46. Gazi katliamının 29. yıldönümünde bir kez daha Halepçe, Gazi ve Beyazıt özelinde insanlığa bu acıları yaşatanları kınıyoruz.”