Deprem sonrası, 11 bin 738 derslikten oluşan 936 okul kullanılamaz hâle geldi. Okulların yeniden inşasına yönelik planlamalar aktarılmış olsa da bu planlamanın şu an ne aşamada olduğuna dair bilgiye erişilemiyor
Çocuk hakları alanında çalışmalar yürüten FİSA Çocuk Hakları Merkezi; 6 Şubat Depremleri sonrası çocuk hak ihlallerine odaklandıkları bültenlerin ikincisini depremlerin onuncu ayında yayınladı. FİSA Çocuk Haklar Merkezi, 6 Şubat Depremleri Çocuk Haklarını İzleme Bülteni- II’: Çocuğun Eğitim Hakkı’ nda; deprem öncesinde ve sonrasında çocukların eğitim hakkına erişimine ve bu hakka erişimin temel unsurlarına yer verdi.
Bültende; sahada çocuklarla çalışan gönüllülerin ve öğretmenlerin Deprem Sonrasında Çocukların Eğitim Hakkı’na erişimine dair gözlem ve görüşleri de paylaşıldı.
Detaylar
Bülten’de yer alan bilgi ve görüşler özetle şöyle: *Deprem sonrası, 11 bin 738 derslikten oluşan 936 okul kullanılamaz hâle geldi. Okulların yeniden inşasına yönelik planlamalar aktarılmış olsa da bu planlamanın şu an ne aşamada olduğuna dair bilgiye erişilemiyor.
*Depremin üzerinden on ay geçmiş olmasına karşın yeni okulların ve onarım çalışmalarının tamamlanmamış olması sebebiyle konteynerkentlerde eğitim faaliyetleri devam ediyor.
*İletişim Başkanlığı’nın Kasım ayında verdiği bilgiye göre 7 kentte 1168 öğretmen, 19 bin 884 öğrenciye 728 konteyner sınıfta eğitim veriyor.
*Ayrıca kullanılamaz hale gelen okullar sebebiyle kentteki birçok okul da sağlam okullarla birleştirilerek ikili eğitime geçmiş durumda.
"Çözüm kalıcı olmalı"
*Bu birleştirme nedeniyle okulları değişen çocuklar eğer konteyner kentlerde ikamet etmiyorlarsa ne yazık ki ücretsiz servis sisteminden faydalanamıyor ve bu durum çocukların deprem sonrası yerleştirildiği- belki de evine çok uzak olan- okula sabah çok erken saatlerde gitmesine ya da akşam karanlığında dönmesine yol açıyor.
*Sınırlı barınma alanları, ulaşım, beslenme gibi temel gereksinimlerin henüz tamamen giderilmemiş olması eğitime erişimin önünde ciddi bir engel olarak karşımıza çıkıyor.
*Bu tür kriz durumlarında sağlıklı, güvenli ve nitelikli eğitim ortamı için; öğrencilerin, öğretmenlerin ve ailelerin ihtiyaçlarının gözetilmesi ve kalıcı çözümler üretilmesi önemli.