ANASAYFA arrow right Güncel

6284 Sayılı Yasa kaldırılırsa kadınlar asıl o zaman korumasız kalacak

6284 Sayılı Yasa kaldırılırsa kadınlar asıl o zaman korumasız kalacak
YAYINLAMA: 16 Nisan 2023 / 21.06
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2023 / 21.06
Kadına yönelik şiddette yasaların daha etkin ve caydırıcı olması gerektiğini vurgulayan Av. Yılmaz Ovayolu,”6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kaldırıldığı takdirde asıl o zaman kadınlar ciddi anlamda korumasız kalacak” uyarısında bulundu

Ovayolu, “Kadınların 6284 sayılı kanun hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıklarını düşünüyorum. Hâkim tarafından verilen koruyucu tedbir kararları var. Bu tedbir içerisinde birçok koruma yöntemi bulunuyor. Örneğin; iş yerinin veya ev adresinin değiştirilmesi. Hatta hayati tehlikesi söz konusu ise ismi bile değiştirilebilir. Sonuç olarak şiddete maruz kalanların bu konularda uzman olanların bilgisine başvurmaları gerektiğini düşünüyorum” şeklinde konuştu. 

Kadının beyanının esas alınması doğru bir karar

“Son zamanlarda siyasiler 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un tartışıyor” ifadelerini kullanan Ovayolu, “Siyasiler yasanın 8’inci maddesinde yer alan “Kadına yönelik şiddette hiçbir delil aranmaksızın beyan esasına dayanarak koruma kararının verilmiş” olmasının yanlış olduğunu söylüyor. Toplumumuzda aile içerisinde yaşanan olaylar kolay kolay dışarıya aktarılmaz. Şiddet sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik ve ekonomik şiddetlerde söz konusu. Dolayısıyla kadının beyanının esas alınması doğru bir karar” diye konuşma yaptı. 

6284 sayılı kanun içerisinde koruyucu ve önleyici olmak üzere iki önlemin yer aldığına dikkat çeken Ovayolu, “Koruyucu ve önleyici önlemler hâkim kararı ile verildiği gibi mülki idari amirlerinin kararlarıyla da verilebilir. Eğer bir uygulama olması gerektiği gibi olmazsa o zaman toplum arasında yanlış anlaşılmalara neden olabilir. Örneğin; kadını korumak için uzaklaştırma kararı veriliyor, ancak uzaklaştırma kararı verilen kişi daha fazla şiddet uygulayabiliyor. Yani uzaklaştırma kararının daha etkin bir şekilde uygulanması lazım” açıklamasında bulundu.

Yasayı değiştirmek kolay fakat uluslararası anlaşmaların değiştirilmesi daha zor

Ovayolu, “İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddetin önlenmesi, şiddete uğramış ya da uğrama tehlikesi ile karşı karşıya olan kişilere psikoloji ve hukuki destek sağlamak amacıyla çıkarıldı. Ancak Türkiye nasıl yasayı imzalayan ilk ülke iken, yasadan da çıkan ilk ülke konumunda yer aldı. Usulüne göre yürürlüğe konulan uluslararası anlaşmalar Anayasa’mızın 90’ıncı maddesine göre kanundan üstündür ve bunlar Anayasa Mahkemesine götürülemiyor. Dolayısıyla yasayı değiştirmek kolay fakat uluslararası anlaşmaların değiştirilmesi daha zor” ifadelerini kullandı. 

Meclisin iradesi ve yetkisi gasp edildi

İstanbul Sözleşmesi’nde çekilme şeklinin yanlış olduğuna dikkat çeken Av. Yılmaz Ovayolu, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “Uluslararası anlaşmanın meclis tarafından bir kanunla uygun bulunması lazım. O nedenle meclis bu işin içerisinde yer alır. Hukukta yetki ve usulde paralellik çok önemli. Yani bir şeyi kimse yapmış ise tersini de aynı kişi yapabilir. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmak için meclisin kararı olması gerekirken bir gece Cumhurbaşkanı kararnamesi ile çekildik. Bu şekilde meclisin iradesi ve yetkisi gasp edildi.” Ali Göksular

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *