Hürmüz Boğazı’nda ABD ile İran arasındaki gerilim tırmanırken; Guardian gazetesi, Tahran yönetimi için alınan petrol ambargosu kararını “1 Temmuz’a ayarlı saatli bomba” şeklinde değerlendirdi.
Guardian gazetesi, Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanlarının İran'a petrol ambargosu uygulama kararını "1 Temmuz'a ayarlı bir saatli bomba" olarak niteledi.
Gazetede yer alan analizde şöyle denildi:
"Brüksel'de dün alınan kararlara göre bu tarihte Avrupa İran'dan petrol almaya son verecek. Avrupa petrol ihtiyacının yaklaşık beşte birini İran'dan karşılıyor. Aynı tarihlerde Amerika Birleşik Devletleri'nin İran'ın petrol ticaretinin küresel finansmanını hedef alan yaptırımları devreye girecek. İran Asya'ya bir miktar petrol ihraç edebilecek ama büyük oranda fiyat indirimine gitmek zorunda kalacak. Daha önceki yaptırımlardan farklı olarak petrol ambargosu her İran vatandaşını doğrudan etkiliyor ve rejime ciddi bir tehdit oluşturuyor."
Yazıda "Tahran bu tür adımların savaş ilanı anlamına geleceğini söylemişti. Batı bazılı hukukçular da bu görüşte. Amerikan uçak gemisinin Pazar günü Hürmüz Boğazı'ndan sorunsuz geçişiyle belki şimdilik sıcak çatışma tehlikesi atlatıldı ama petrol ambargosunun yürürlüğe gireceği tarih yaklaştıkça gerilim tırmanacak. Amerika bölgedeki askeri varlığını güçlendirirken İran Devrim Muhafızları donanmanın gelecek ay burada tatbikat yapacağını söylüyor” denildi.
Financial Times da Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun bu hafta sonunda İran'a bir heyet gönderme kararı aldığını belirtiyor.
Gazeteye göre Batılı diplomatlar, heyetin ziyaretini, ambargo kararından sonra İran'ın müzakerelere oturmaya istekli olup olmadığını ortaya koyacak bir sınav olarak görüyor.
‘NÜKLEER SİLAH YARIŞI BAŞLAYABİLİR’
Financial Times bir diplomatın "Petrol ambargosu, İran'a diz çöktürebilir ama Çin ve diğer ülkeler İran'dan petrol almaya devam ettiği sürece Tahran yolundan dönmez" dediğini aktarıyor.
Analiz şöyle devam etti:
"Peki sert yaptırımlar da sonuç vermezse İsrail'in öncülük ettiğine inanılan gizli savaş Tahran'ı durdurabilir mi? Sabotajın etkileri sınırlı. Nükleer programda görev alan İranlı bilim adamlarına düzenlenen suikastlar bilim adamları arasında korku yarattı ama program ilerleme devam etti. Nükleer tesislerdeki bilgisayar virüsü programı bir yıl kadar geciktirdi ama durduramadı. Birçok uzman, bu durumda geriye sadece iki senaryonun kaldığında birleşiyor. Tahran nükleer silaha sahip olacak ya da saldırıya uğrayacak. İsrail nükleer silaha sahip bir İran'ı varlığına tehdit olarak görüyor. Dahası bölgede bir nükleer silahlanma yarışı da başlayabilir."
‘HER ŞEY HENÜZ BİTMEDİ’
Independent'ın başyazısında ise iyimserlik hakim. Yazıda şu ifadeler kullanıldı:
"İran Merkez Bankası'nı hedef alan yaptırımlar ve petrol ambargosu işe yarıyor. İran'da iç politik çalkantı yaşanıyor. İran'ın ana bölgesel müttefiki Suriye'de ipler kopabilir ve bazı İranlı siyasetçiler müzakereye hazır olduklarını söylüyor. Atom Enerjisi Kurumu'ndan üst düzey heyetin yapacağı ziyaret, samimiyetlerini sınayacak. Kısacası her şey daha bitmedi. Sabrımız da henüz tükenmedi."
Guardian gazetesi, Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanlarının İran'a petrol ambargosu uygulama kararını "1 Temmuz'a ayarlı bir saatli bomba" olarak niteledi.
Gazetede yer alan analizde şöyle denildi:
"Brüksel'de dün alınan kararlara göre bu tarihte Avrupa İran'dan petrol almaya son verecek. Avrupa petrol ihtiyacının yaklaşık beşte birini İran'dan karşılıyor. Aynı tarihlerde Amerika Birleşik Devletleri'nin İran'ın petrol ticaretinin küresel finansmanını hedef alan yaptırımları devreye girecek. İran Asya'ya bir miktar petrol ihraç edebilecek ama büyük oranda fiyat indirimine gitmek zorunda kalacak. Daha önceki yaptırımlardan farklı olarak petrol ambargosu her İran vatandaşını doğrudan etkiliyor ve rejime ciddi bir tehdit oluşturuyor."
Yazıda "Tahran bu tür adımların savaş ilanı anlamına geleceğini söylemişti. Batı bazılı hukukçular da bu görüşte. Amerikan uçak gemisinin Pazar günü Hürmüz Boğazı'ndan sorunsuz geçişiyle belki şimdilik sıcak çatışma tehlikesi atlatıldı ama petrol ambargosunun yürürlüğe gireceği tarih yaklaştıkça gerilim tırmanacak. Amerika bölgedeki askeri varlığını güçlendirirken İran Devrim Muhafızları donanmanın gelecek ay burada tatbikat yapacağını söylüyor” denildi.
Financial Times da Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun bu hafta sonunda İran'a bir heyet gönderme kararı aldığını belirtiyor.
Gazeteye göre Batılı diplomatlar, heyetin ziyaretini, ambargo kararından sonra İran'ın müzakerelere oturmaya istekli olup olmadığını ortaya koyacak bir sınav olarak görüyor.
‘NÜKLEER SİLAH YARIŞI BAŞLAYABİLİR’
Financial Times bir diplomatın "Petrol ambargosu, İran'a diz çöktürebilir ama Çin ve diğer ülkeler İran'dan petrol almaya devam ettiği sürece Tahran yolundan dönmez" dediğini aktarıyor.
Analiz şöyle devam etti:
"Peki sert yaptırımlar da sonuç vermezse İsrail'in öncülük ettiğine inanılan gizli savaş Tahran'ı durdurabilir mi? Sabotajın etkileri sınırlı. Nükleer programda görev alan İranlı bilim adamlarına düzenlenen suikastlar bilim adamları arasında korku yarattı ama program ilerleme devam etti. Nükleer tesislerdeki bilgisayar virüsü programı bir yıl kadar geciktirdi ama durduramadı. Birçok uzman, bu durumda geriye sadece iki senaryonun kaldığında birleşiyor. Tahran nükleer silaha sahip olacak ya da saldırıya uğrayacak. İsrail nükleer silaha sahip bir İran'ı varlığına tehdit olarak görüyor. Dahası bölgede bir nükleer silahlanma yarışı da başlayabilir."
‘HER ŞEY HENÜZ BİTMEDİ’
Independent'ın başyazısında ise iyimserlik hakim. Yazıda şu ifadeler kullanıldı:
"İran Merkez Bankası'nı hedef alan yaptırımlar ve petrol ambargosu işe yarıyor. İran'da iç politik çalkantı yaşanıyor. İran'ın ana bölgesel müttefiki Suriye'de ipler kopabilir ve bazı İranlı siyasetçiler müzakereye hazır olduklarını söylüyor. Atom Enerjisi Kurumu'ndan üst düzey heyetin yapacağı ziyaret, samimiyetlerini sınayacak. Kısacası her şey daha bitmedi. Sabrımız da henüz tükenmedi."