Gaziantep Demokratik Kadın Platformu Sözcüsü Gelengül Kaplan, “Bu davada da tekrar görüyoruz ki “Tanıdıkların hukuku” devreye girmiş. Adaletin normu, etkin ve gerçek bir soruşturma değil katillerin nüfuzu olmuş” dedi.
Hukuksuzluğun bir norm halinde işlenmesinden bıktık
Hukuksuzluğun bir norm halinde işlenmesinden bıktıklarını sözlerine ekleyen Kaplan, “İktidarla ilişkisi ya da yüksek yerlerde tanıdıkları olan erkeklerin, zengin olanın istediği suçu işleyip bunu meşru kılabilmesinden de, yaptıklarını yanlarına kâr kılmaya çalışan bu düzenden de bıktık” şeklinde konuştu.
“Teknik yetersizlik” gibi komik gerekçelere sığdırılmasını kabul etmiyoruz
Kaplan, “Tanıdıkların” araya girdiği bir soruşturma ve yargı sürecini; katillerin nüfuzuna göre işleyen bu hukuk düzenini kabul etmiyoruz. Yandaşlığın, katilleri cezasızlıkla ödüllendirmesini, delillerin karartılmasının önünü açmasını kabul etmiyoruz. Hayatlarımızdan koparılıp üstüne sürecin “Teknik yetersizlik” gibi komik gerekçelere sığdırılmasını kabul etmiyoruz” şeklinde konuşma yaptı.
Davada Ezgi Alya Yiğit araca yol vermediği için ağır kusurlu, Osman Sarı’nın ise tali kusurlu bulunduğunu kaydeden Kaplan, “Dava Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde 2-15 yıl hapis istemiyle hâlâ sürüyor ancak Nizip Ticaret Borsası Başkanı İbrahim Sarı'nın oğlu ve Nizip Belediye Başkanı Mehmet Sarı'nın yeğeni olan Osman Sarı, Ezgi Alya Yiğit’i öldürmesine karşılık sadece 1 ay cezaevinde kalıp serbest bırakıldı. Dava süresince hazırlanan bilirkişi/adli tıp raporları yetersiz çünkü davanın en önemli delillerinden biri olabilecek kamera kayıtları bulunmuyor. Ailenin ve avukatın, mobese ve Osman Sarı’nın HTS kayıtlarının bulunması, incelenmesi talebi mahkeme heyeti tarafından kabul edilse de emniyet güçleri “teknik yetersizlik” gerekçesiyle soruşturmanın etkin yürütülmemesi için “titiz” bir çaba sürdürüyor” ifadelerini kullandı.
Soruşturmanın etkin ve gerçek bir biçimde yürütülmesini talep ediyoruz
Yargılamada sona doğru gelindiğini sözlerine ekleyen Kaplan, “Ezgi Alya’nın davası, hukukun kim olduğuna bakmaksızın eşit işlemesini sağlamak için sahip çıkmamız gereken bir dava. Yaşadığımız kentin sokaklarında korkmadan, özgürce ve rahat dolaşabileceğimiz bir hayatı kurabilme mücadelemizin parçası. Bu sebeple gerçek adaletin tecelli etmesini isteyen herkesi bu davayı sahiplenmeye çağırıyor ve soruşturmanın etkin ve gerçek bir biçimde yürütülmesini talep ediyoruz. Ezgi Alya Yiğit davası için de gerçek adalet sağlanana kadar ailenin mücadelesinin bir parçası olmaya; katillere ve yandaşlara göre işleyen bir hukukun karşısında adil bir hukukun sağlanması için mücadeleye devam edeceğiz. Hayatlarımızdan vazgeçmeyeceğiz” ifadelerine yer verdi