Gaziantep’i bana sevdiren, bu şehirle özel bir bağ kurmama neden olan sevgili dostumun bıraktığı derin boşluğu doldurmak imkânsız.
Eminim Türkiye’de ve dünyanın çeşitli köşelerinde sevdikleri, dostları aynı şekilde düşünüyordur.
Sabahın köründe New York Times’ta gözüme kestirdiğim makaleyi, Feyruz’un “Li Beyrut” şarkısını ya da siyasilerle dalga geçen karikatürleri paylaşacağım kimse yok artık.
Dünyayı felce uğratan, hepimizin hayatını bir şekilde karartan COVİD salgınını Aykut ile konuşamamak, taze haberleri, bilgileri birbirimize paslaşamamak ne büyük eksiklik.
Hele Demokrat aday Joe Biden’ın, Başkan Yardımcılığına seçilen ilk kadın, üstelik Afrikalı-Asyalı kadın Kamala Harris ile bir Beyaz Saray’a seçilmesini Aykut ile paylaşmamak ne acı.
İki kızı da ABD’de başarılı kariyerlerini sürdürdüğü için ülkenin ve dolayısıyla dünyanın, bizim bölgenin kaderini etkileyecek seçimleri eminim yüreği ağzında izleyecekti.
Gecelerini uykusuz televizyon başında geçirecek, kendisine has o çocuksu heyecanıyla oyların dağılımını saat başı paylaşacaktı.
Demokrasinin zaferini, bölünmüş bir ülkeyi bir araya getirmeyi, bilime, hukuka, çevreye ve kadın haklarına saygıyı vadeden Biden’in iktidara gelmesini sevinçle karşılayacaktı.
“Şükür ABD için kabus bitti” diyecekti kuşkusuz orada yaşayan kızları için de sevinerek.
Aykut Tuzcu sapına kadar demokrattı, çok kültürlülüğe, çok sesliliğe inanmış biriydi.
Yukarıda New York Times ve Lübnanlı şarkıcı Feyruz örneğini düşünmeden verdim.
Ama şimdi düşününce Aykut’a ne kadar uyduğunu fark ediyorum
Zira o hem Batı’nın hem Doğu’nun değerlerini büyük bir maharet ve sağduyu ile kucaklamayı başarmıştı.
Ne ki bu yeri geldiğinde ne Batı’nın eksikliklerini, iki yüzlülüğünü, ne de bizim bölgenin demokrasi, adalet, insan hakları zaaflarını eleştirmesine engel değildi.
Esirgemezdi sözünü Aykut.
Doğduğu toprakların, Anadolu’nun, Mezopotamya’nın zengin tarihine, kültürüne bu kadar tutkulu birini daha tanımadım.
Tutkusunu yürekten bağlı olduğu Gaziantep ile, Türkiye ile ve hatta tüm dünya ile paylaşmak için o kadar çaba harcadı ki…
Kimse yapamaz onun yaptığını, kimse dolduramaz yerini.