Hem çocuklar hem de gençler arasında günden güne artış gösteren akran zorbalığı, ailelerin en önemli gündem maddelerinden biri haline geldi
Akran zorbalığının artık okul bahçelerinden evlerin içine kadar uzanan bir sorun haline geldiğini ifade eden Psikolog Zeynep Yengil, ‘’Gaziantep’te yapılan yerel çalışmalar, öğrencilerin yaklaşık üçte birinin en az bir kez zorbalığa maruz kaldığını gösteriyor. Bu oran, okulun bulunduğu semte ve ailelerin eğitim düzeyine göre değişkenlik gösteriyor. Özellikle ekonomik güçlük yaşayan bölgelerde çocuklar, öfke ve rekabet duygularını daha fazla zorbalık davranışlarıyla dışa vurabiliyor’’ dedi.
Akran zorbalığını Gaziantep özelinde değerlendiren Yengil, ‘’Gaziantep özelinde değerlendirildiğinde, şehrin hızlı göç alan yapısı, kalabalık okul ortamları ve sosyoekonomik farklılıkların belirginliği, akran zorbalığını besleyen faktörleri artırabiliyor. Bazı okullarda sınıf mevcutlarının fazla olması, rehberlik servislerinin yetersiz kalması ve velilerin farkındalığının düşük olması, çocukların yaşadıkları olumsuz deneyimlerin fark edilmeden büyümesine neden olabiliyor’’ diye konuştu.
Çözüm, yalnızca okul duvarları arasında aranacak bir mesele değil
‘Çözüm, yalnızca okul duvarları arasında aranacak bir mesele değil’ diyen Psikolog Yengil, ‘’Akran zorbalığını önlemenin yolu, bütüncül bir iş birliğinden geçer. Okullarda zorbalık farkındalık programları, empati temelli drama çalışmaları, akran destek grupları ve öğretmen eğitimleri yaygınlaştırılmalı. Aileler, çocuklarıyla duygular üzerine konuşmalı; “dayanıklı ol” yerine “sana ne hissettirdi?” sorusunu sormalı. Rehber öğretmenlerin düzenli gözlemleri, okul idarelerinin duyarlılığı ve yerel basının bu konuda bilinç oluşturması, şehir genelinde önemli bir toplumsal koruyucu etki yaratabilir’’ ifadelerini kullandı.
Siber zorbalık, çocuğun güven duygusunu derinden sarsıyor
Çocuklar arasında zorbalığın giderek çeşitlenmesinin, özellikle sosyal medyanın etkisiyle sanal ortamlara taşınmasının, artık okul bahçelerinden evlerin içine kadar uzanan bir sorun hâline geldiğine dikkat çeken Yengil, ‘’Günümüzde çocuklar sadece teneffüslerde değil, telefon ekranlarının arkasında da birbirlerini incitebiliyor. Siber zorbalık, çocuğun güven duygusunu derinden sarsarken, utanç, değersizlik ve yalnızlık hissini de beraberinde getiriyor’’ şeklinde konuştu.
Çoğu çocuk utandığı, suçlu hissettiği ya da “abartmakla” suçlanmaktan korktuğu için sessiz kalır
Zorbalığa uğrayan çocuklarda sıklıkla okul başarısında düşüş, içe kapanma, özgüven kaybı, uyku ve iştah problemleri, depresif belirtiler veya kaygı bozukluklarının gözlemlendiğini kaydeden Yengil, ‘’Çoğu çocuk yaşadıklarını anlatmaz; utandığı, suçlu hissettiği ya da “abartmakla” suçlanmaktan korktuğu için sessiz kalır. Bu yüzden hem öğretmenlerin hem de ebeveynlerin çocukların davranışlarındaki ani değişimleri dikkatle gözlemlemesi büyük önem taşır’’ açıklamasını yaptı.
Zorbalık yapan çocuklar da bu süreçte göz ardı edilmemeli
Yengil, ‘’Zorbalık yapan çocuklar da bu süreçte göz ardı edilmemeli. Zorbalık, çoğu zaman çocuğun öfkesini, çaresizliğini ya da evde şahit olduğu olumsuz modelleri dışavurmasının bir biçimi. Evde cezalandırıcı, ilgisiz veya aşırı baskıcı tutumlar; empati gelişimini engeller ve çocuk, kendi duygularını tanımlamak yerine güç kullanarak kontrol kurmayı öğrenir. Bu nedenle hem mağdurun hem zorbanın psikolojik desteğe erişimi, iyileştirici sürecin en önemli parçası’’ değerlendirmesini yaptı.
Bir çocuğun yüzündeki sessiz hüznü fark etmek, aslında bir toplumun geleceğini onarmanın ilk adımı olabilir
Akran zorbalığının, bir çocuğun ya da gencin, kendisinden güçsüz gördüğü bir akranına kasıtlı ve tekrarlayan biçimde fiziksel, sözel, duygusal ya da sosyal zarar vermesi olduğuna dikkat çeken Psikolog Zeynep Yengil, konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘’Yalnızca itme, vurma, alay etme gibi davranışları değil; dışlama, dedikodu yayma, sosyal medyada küçük düşürme gibi görünmez biçimleri de kapsar. Bu nedenle zorbalık, yalnızca okulun değil, toplumun ruhsal sağlığını ilgilendiren bir mesele. Gaziantep’in çocukları, yalnızca akademik başarıyla değil, duygusal güvenlikle de büyümeyi hak ediyor. Bir çocuğun yüzündeki sessiz hüznü fark etmek, aslında bir toplumun geleceğini onarmanın ilk adımı olabilir. Çünkü zorbalık yalnızca bir çocuğu değil, hepimizi incitir.’’ Haber Merkezi
