ANASAYFA arrow right Güncel

Artık açlık grevleri sona erdirilmelidir

Artık açlık grevleri sona erdirilmelidir
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 02.45
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 02.45
32 yıl sonra Türkiye’ye dönen yazar ve politikacı Kemal Burkay, Türkiye’de askeri vesayetin sona erdiğini, ancak PKK’nın silahlarının Kürt siyaseti üzerinde vesayetine devam ettiğini söylerken, açlık grevinden ölümlerin ortamı daha da gereceğine dikkat çekti

Bir televizyon kanalına Hak ve Özgürlükler Partisi (HAKPAR) 5. Olağan Kongresi’nde geçen hafta genel başkan seçilen Kemal Burkay, PKK içerisinde de Ergenekon’un bir kolunun olduğunu açıkladı.
Silahların gölgesinde özgürce siyaset yapılamaz
“BDP özgürce siyaset yapamıyor” diyen Burkay, “BDP Kandil ve İmralı’dan gelen talimatlara göre hareket ediyor. Farklı sesler yükseldiğinde ise PKK tarafından susturuluyor. Silahların gölgesinde özgürce siyaset yapılamaz. Oysa talepler silahsız dile getirilmeli” dedi.
Bu gençlerin hayatları tehlikede
İnat ile sonuç alınmaz
Açlık grevleri hakkında da değerlendirmelerde bulunan Burkay, “Geçmişte bir çok insan öldü. Sağlıklarını yitirenler oldu. Kısa süreli eylemler olabilir. Ayrıca ortam uygunsa eylem yapılır. Böyle ansızın açlık grevine gitmek insanın kendi kendisine işkence yapmasıdır. Bu gençlerin hayatları tehlikede. İnat ile sonuç alınmaz. Bu kabul edilemez bir durum. Sesleri duyuldu ve belli adımlar atılıyor. Kamuoyunda duyarlılık var. Artık açlık grevleri sona erdirilmelidir” diye konuştu.

Ölümlerin gelmesi soruna çözüm
sağlamaz aksine gerilimi yükseltir
Açlık grevlerinin sona erdirilmesi konusunda “PKK pek umut vermiyor. İnsan hayatına değer veren bir örgüt değil” diyen Burkay, “BDP yetkilerini kullanmalıdır. 'Devam edin' şeklinde tavır takınmamalıdır. Ölümlerin gelmesi soruna çözüm sağlamaz aksine gerilimi yükseltir. Olaylar iyice karmaşık hale gelir” diye konuştu.
Ergenekon davasında tanık olarak ifade veren Şemdin Sakık’ın Doğu Perinçek, Yalçın Küçük ve Ergenekon hakkındaki iddialarını da değerlendiren Burkay, “PKK içerisinde Ergenekon’un bir kolunun olduğundan şüphem yok. Ergenekon 1950 yıllarında kurulan kontrgerillanın devamıdır. Nato tarafından kurulan Gladio’dur. Özel Harp Dairesine hizmet etti, Ergenekon adını aldı ama kuruluşu kontrgerillaydı. Sadece devletin kurumları içerisinde değil sağ ve sol örgütlerin içine de girmişti. Bunlardan biri de PKK’dır. Perinçek ve Küçük olayı hayli ilginçtir. Perinçek bir dönem, 'PKK’ya destek vermeyen Kürtler bölücüdür' diyordu. Yalçın Küçük’te farklı değil. İşin içerisinde çok derin bağlar var. PKK ile ilişki kurulurken ince hesaplar var. Bunlar tam olarak açığa kavuşmadı. Fırat’ın ötesindeki Ergenekon eylemleri açığa kavuşursa çok şey anlaşılır” diye konuştu.

Öncelikle silahlar susmalı
şiddet eylemleri terk edilmeli
“Kürt sorunun çözümü için öncelikle şiddet eylemleri terk edilmeli, silahlar susmalıdır” diyen Burkay, “Silah ile bir çözüm sağlanamaz. Çok büyük bedeller ödendi. Kürtlerin şiddete sarılması hiçbir çözüm getirmedi. Devletin inkar politikaları da çözümsüzlük üretti. Hepimiz artık ders çıkartmalıyız. Şiddet ile sonuca varılamayacağı görülmeli ve sağduyu hakim olmalıdır. Son yıllarda hükümet ciddi reformlar yaptı. Eksiklikler olabilir ama sonuçta var olan iyileşmeler görülmelidir. Gerilimden uzak durulmalıdır. Sonra reform süreçlerinde ciddi provokatif olaylara tanıklık ettik. Statükodan yana olan çevreler hükümeti geri adım attırmak için her yolu denediler. Oslo süreci, Habur olayı ve sonrasında yaşananlar bunun göstergesidir” dedi. Hükümetin önemli iyileştirmelere imza attığını vurguladı.

Burkay sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Askeri vesayetle mücadele etti. Başarı elde ettiğini söyleyebiliriz. Bir devrim olmasa da demokratikleşme yolunda ciddi adımlar atıldı ve atılan adımlar halktan yanaydı. Bu süreçte ‘Kürtler’de bir bütün olarak olumlu davranamadı. Bu değişime karşı çıktılar. Atılan iyi adımları tuzak olarak göstermek istediler. BDP, CHP gibi TRT Şeş’e karşı çıktı. PKK, insanları tehdit etti. Toplumun beklentilerinin aksine gelişmeler yaşanmasına neden olundu. Kaldı ki PKK halk savaşı tezine sarıldı. Bu tez sürüldü ortaya. Hedeflerinin de açıkça AK Parti olduğunu deklare ettiler. Silahların susması beklenirken, PKK aksi bir duruş sergiledi. PKK süreç içerisinde Öcalan’ı bile by-pas etti. Bu gelişmeler ile diyalog ortamı darbe yedi. Tabi bu durumda hükümetin duruşu da sertleşti. Geçmiş hükümetlerle kıyaslarsak çözüm için en önemli adımları hükümet attı. Önceki dönemlerde yaşananlar var. Sistematik işkenceler, köy boşaltmalar ve faili meçhuller… Onlar bu dönemde sona erdi. Geçmiş dönemleri unutmamak lazım.”


JİTEM mutlaka ortaya çıkartılmalıdır
“Fırat’ın ötesinde sadece Kürtler öldürülmedi. Oradaki çete ile ters düşen generaller ve albaylar da ortadan kaldırıldı” diyen Burkay, şunları söyledi: “Bugün savcıların olayları incelediğini görüyoruz. Bu çok önemli. JİTEM mutlaka ortaya çıkartılmalıdır. Çok geç kalındı. Çeteler ve JİTEM ortaya çıkartılmalıdır. Kontrgerilla eylemleri, Özal suikastı, Eşref Bitlis olayı, Bahtiyar Aydın, gazeteci ve aydınlara yapılan suikastlar devlet sırrı gibi saklanıyor. Bu nasıl sırdır ki Cumhurbaşkanına suikast, Gaffar Okkan’a yapılan saldırı açığa çıkartılmıyor. Büyük bir tuzak var. Bu tuzak Kürt sorunun çözümsüzlüğe itilmesidir. Bu tuzağı bozmak Fırat’ın ötesindeki yapıya ulaşmak ile mümkündür. Nasıl ki Özal bu konuyu çözmek için uğraştığında 33 er olayı oldu, suikast girişimi yaşandıysa benzer tuzakları yaşamaya hep devam ettik. Belli ki çözüm istemeyen iç ve dış yapılar var. PKK’nın ve devletin derinlerinde çatışmalardan faydalananlar var. Gerçekler ortaya çıkartılmalı ki yangın sönsün.”

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *