Ankara’da 7 Ağustos 2006 tarihinde aracında boğazı ve elleri kesilmiş halde bulunan Aselsan mühendisi Hüseyin Başbilen’in intihar olduğu öne sürülen ölümüyle ilgili yürütülen soruşturmada çarpıcı bir gelişme yaşandı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine Başbilen’in ölü bulunduğu araçtaki kan ve parmak izlerini analiz eden uzman bilirkişi, cinayeti işaret etti. Aselsan soruşturmasını yürüten Ankara Cumhuriyet Savcısı Murat Demir, Hüseyin Başbilen’in ölü bulunduğu araçta çekilmiş fotoğrafları ve video kayıtlarını, kan ve parmak izlerini, Türkiye’de bu alandaki uzmanlığı ile tanınan bilirkişiye yorumlattı. Olaydan sonra araçta çekilen onlarca resmi tek tek inceleyen uzman bilirkişi, kanın yönü ve akış şeklini analiz etti.
Bilirkişi raporunda, Başbilen’in şoför koltuğunun yanındaki koltukta, başının torpido gözünün altında, ayaklarının ise koltuğun üzerine kalması ile ilgili olarak, “Başbilen’in aracın içerisinde olduğu esnada, boynundaki 20 cmlik kesik ve bileğindeki kesiklerin mevcut olduğu, kendisinin dışarı çıkmak için önce şoför koltuğunun yanındaki koltuğu açmak istediği, ancak kapıyı açmayı başaramayınca yan koltuğa geçtiği, yan koltuktaki kapıyı açmak için geçtiği esnada vücudundaki yaralar nedeniyle başının torpido gözünün altına gelecek biçimde düştüğü, daha sonra ölüm anının gerçekleştiği ve vücut ağırlığının baş üzerinde toplanmasından dolayı boynunda kırıklar oluştuğu” değerlendirmesi yapıldı.
Araçta başkalarıda vardı
Bilirkişi iki önemli bulguda olayın cinayet olduğuna kanaat getirdi. Kan fışkırma, akma ve cesedin bulunduğu konumu gözönünde bulunduran uzmanlar, parmak izi araştırmasına göre olay anında araçta başka kişi veya kişilerin varlığını tesbit etti. Ayrıca Başbilen’e ait olduğu belirtilen bir çantanın olaydan sonra araç koltuğuna bırakıldığı belirlendi. Söz konusu yorumların yanına kan izlerinin resimleri eklenerek raporlaştırıldı. Bu rapora göre olay ‘intihar’ değil ‘cinayet’.
Ergenekon savcısı dosyayı açtırdı
Aselsan’da uzak mesafede daha etkili bir kanas silahı, F16 ve milli tank projeleri üzerinde çalışan Hüseyin Başbilen, 7 Ağustos 2006’da boğazı ve bileği kesilmiş olarak aracının içinde bulunmuştu. Ardından 17 Ocak 2007’de Halim Ünal kafasına isabet eden tek kurşunla öldü. Dokuz gün sonra da Evrim Yançeken, oturduğu binanın altıncı katından düşerek can verdi. ODTÜ mezunu üç genç mühendisin ortak özelliği uçaklar için dost-düşman tanıma sistemi üzerinde çalışmaları oldu
Ankara Başsavcılığı’nın bu olaylarla ilgili iki yıl önce kapattığı Aselsan intiharları dosyası, bir dönem Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılarından Fikret Seçen’in elde ettiği deliller üzerine Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı tarafından yeniden açılmıştı.SHA
Bilirkişi raporunda, Başbilen’in şoför koltuğunun yanındaki koltukta, başının torpido gözünün altında, ayaklarının ise koltuğun üzerine kalması ile ilgili olarak, “Başbilen’in aracın içerisinde olduğu esnada, boynundaki 20 cmlik kesik ve bileğindeki kesiklerin mevcut olduğu, kendisinin dışarı çıkmak için önce şoför koltuğunun yanındaki koltuğu açmak istediği, ancak kapıyı açmayı başaramayınca yan koltuğa geçtiği, yan koltuktaki kapıyı açmak için geçtiği esnada vücudundaki yaralar nedeniyle başının torpido gözünün altına gelecek biçimde düştüğü, daha sonra ölüm anının gerçekleştiği ve vücut ağırlığının baş üzerinde toplanmasından dolayı boynunda kırıklar oluştuğu” değerlendirmesi yapıldı.
Araçta başkalarıda vardı
Bilirkişi iki önemli bulguda olayın cinayet olduğuna kanaat getirdi. Kan fışkırma, akma ve cesedin bulunduğu konumu gözönünde bulunduran uzmanlar, parmak izi araştırmasına göre olay anında araçta başka kişi veya kişilerin varlığını tesbit etti. Ayrıca Başbilen’e ait olduğu belirtilen bir çantanın olaydan sonra araç koltuğuna bırakıldığı belirlendi. Söz konusu yorumların yanına kan izlerinin resimleri eklenerek raporlaştırıldı. Bu rapora göre olay ‘intihar’ değil ‘cinayet’.
Ergenekon savcısı dosyayı açtırdı
Aselsan’da uzak mesafede daha etkili bir kanas silahı, F16 ve milli tank projeleri üzerinde çalışan Hüseyin Başbilen, 7 Ağustos 2006’da boğazı ve bileği kesilmiş olarak aracının içinde bulunmuştu. Ardından 17 Ocak 2007’de Halim Ünal kafasına isabet eden tek kurşunla öldü. Dokuz gün sonra da Evrim Yançeken, oturduğu binanın altıncı katından düşerek can verdi. ODTÜ mezunu üç genç mühendisin ortak özelliği uçaklar için dost-düşman tanıma sistemi üzerinde çalışmaları oldu
Ankara Başsavcılığı’nın bu olaylarla ilgili iki yıl önce kapattığı Aselsan intiharları dosyası, bir dönem Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılarından Fikret Seçen’in elde ettiği deliller üzerine Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı tarafından yeniden açılmıştı.SHA