DİSK Gaziantep Bölge Temsilcisi Ali Güdücü, düzenlediği basın toplantısında asgari ücret konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Asgari ücret tespitinin 16 milyondan fazla işçinin ve onların ailelerinin yaşam koşullarını ilgilendiren bir konu olduğunu vurgulayan Güdücü, “Asgari ücret ülke ekonomisinin büyümesinin de gerisinde kalmıştır, ülkenin tüm değerlerini üreten işçiler milli gelirden pay alamamıştır. Son 20 yılda ülkemizde eşitsizlik işçiler aleyhine büyümüştür. Asgari ücret pazarlığı sıradan bir pazarlık değildir. Ülkemizin en büyük, en kapsamlı mücadele sürecidir” şeklinde açıklama yaptı.
Ücret artışı her zamankinden
büyük öneme sahip
Asgari ücret seviyesindeki artışın, genel ücret artışlarını da etkilediğini kaydeden Güdücü, “İşsizlik ödeneklerinden, emekli aylıklarına kadar pek çok ödeme asgari ücret düzeyinden etkilenmektedir. Asgari ücret on milyonların derdidir, memleket meselesidir. Nüfusunun dörtte üçünün ücret gelirleriyle yaşadığı bir ülkede, yaşanabilir bir memleket ancak ve ancak yaşanabilir bir ücret ile mümkündür. 2019 yılı asgari ücreti ülkemizin içinde bulunduğu ağır ekonomik kriz nedeniyle her zamankinden daha büyük önem taşımaktadır. Kriz koşullarında asgari ücretin geçim koşullarına uygun artması hem işçiler hem ülke için yararlıdır” ifadelerini kullandı.
414 dolar asgari ücret
302 Dolara geriledi
Son iki yılda işveren ve hükümet ittifakıyla, işçileri yok sayarak belirlenen asgari ücret bugün enflasyon karşısında erimiştir” diyerek konuşmasına devam eden Güdücü, “Alım gücü yüzde 12’in üzerinde azalmıştır. Krizle birlikte sıçrayan enflasyon ücretlerimizi eritirken özellikle gıda ürünlerine gelen yüksek zamlar işçileri açlığa mahkûm etmektedir. 2008 yılı başında aylık 414 ABD doları olan asgari ücret 2018 Aralık ayı itibariyle 302 dolara gerilemiştir. Türkiye dolar açısından ucuz işgücü cennetine dönüşmekte, düşük ücretlerde Çin ile yarışmaktadır. Ülkemizde asgari ücretin tespitinde uluslararası standartlara da uyulmamakta, BM, ILO ve Avrupa Konseyi ilkeleri dikkate alınmamaktadır. Uluslararası normlara göre işçinin sadece kendisinin değil ailesinin de (hane halkının) asgari ücret tespitinde hesaba katılması gerekir. Ülkemizdeki Asgari Ücret Tespit Yönetmeliği’nde yer alan tanımda ise işçinin ailesi asgari ücretin dışında bırakılmıştır. Hüseyin Karataş
Ücret artışı her zamankinden
büyük öneme sahip
Asgari ücret seviyesindeki artışın, genel ücret artışlarını da etkilediğini kaydeden Güdücü, “İşsizlik ödeneklerinden, emekli aylıklarına kadar pek çok ödeme asgari ücret düzeyinden etkilenmektedir. Asgari ücret on milyonların derdidir, memleket meselesidir. Nüfusunun dörtte üçünün ücret gelirleriyle yaşadığı bir ülkede, yaşanabilir bir memleket ancak ve ancak yaşanabilir bir ücret ile mümkündür. 2019 yılı asgari ücreti ülkemizin içinde bulunduğu ağır ekonomik kriz nedeniyle her zamankinden daha büyük önem taşımaktadır. Kriz koşullarında asgari ücretin geçim koşullarına uygun artması hem işçiler hem ülke için yararlıdır” ifadelerini kullandı.
414 dolar asgari ücret
302 Dolara geriledi
Son iki yılda işveren ve hükümet ittifakıyla, işçileri yok sayarak belirlenen asgari ücret bugün enflasyon karşısında erimiştir” diyerek konuşmasına devam eden Güdücü, “Alım gücü yüzde 12’in üzerinde azalmıştır. Krizle birlikte sıçrayan enflasyon ücretlerimizi eritirken özellikle gıda ürünlerine gelen yüksek zamlar işçileri açlığa mahkûm etmektedir. 2008 yılı başında aylık 414 ABD doları olan asgari ücret 2018 Aralık ayı itibariyle 302 dolara gerilemiştir. Türkiye dolar açısından ucuz işgücü cennetine dönüşmekte, düşük ücretlerde Çin ile yarışmaktadır. Ülkemizde asgari ücretin tespitinde uluslararası standartlara da uyulmamakta, BM, ILO ve Avrupa Konseyi ilkeleri dikkate alınmamaktadır. Uluslararası normlara göre işçinin sadece kendisinin değil ailesinin de (hane halkının) asgari ücret tespitinde hesaba katılması gerekir. Ülkemizdeki Asgari Ücret Tespit Yönetmeliği’nde yer alan tanımda ise işçinin ailesi asgari ücretin dışında bırakılmıştır. Hüseyin Karataş