Antep Emek ve Demokrasi Platformu, ‘’Öfkeliyiz. Çünkü ülkeyi yönetenlerin akla, bilime, mantığa, uyarılara kulaklarını tıkamasını on binlerce yurttaş canları ile ödedi’’ ifadelerini kullandı
KESK Dönem Sözcüsü Ömer Parlakçı, ‘’Büyük yıkımda elbette ki kâr hırsıyla başı dönen, yaşadığı her karışı ranta çevirmeye çalışan müteahhitlerin payı büyük bir sorumluluğu var. Ancak asıl sorumlu bu kar hırsını besleyenler, büyütenler. İmar afları gibi garabetlere imza atarak suç işleyenler. Denetim yapmaktan, etkili yaptırımlar uygulamaktan, süreçleri kurallara uygun yürütmekten aciz bir hukuk sistemi inşa edenler. İnsan hayatını yok sayan bu sistemi her gün yeniden üretenler’’ şeklinde konuştu.
Aradan iki yıl geçse de ne yasımız bitti ne acımız dindi ne de öfkemiz
‘Aradan iki yıl geçse de ne yasımız bitti. Ne acımız dindi ne de öfkemiz’ diyen Parlakçı, ‘’Öfkeliyiz. Çünkü 6 Şubat 2023’te doğal bir afetin göz göre göre büyük bir felakete dönüşmesine tanık olduk. On binlerce yurttaşımızın hayatına mal olan, kentlerimizi yerle bir eden bu felaket göz göre göre geldi. 1999 Marmara depreminin ardından dönemin Cumhurbaşkanı ‘Altımız çürüktür, ama yine de bu altın üstünde yaşamaya mecburuz. Bu depremden çok şey öğrendik’’ demişti. 24 yıl sonra gerçekleşen 6 Şubat depremi ise üstümüzün, yani mevcut devlet organizasyonunun, altımızdan çok daha çürük olduğunu gösterdi’’ değerlendirmesinde bulundu.
İşsizlik, kayıt dışı çalışma, sömürü diz boyu
Parlakçı, ‘’İşsizlik, kayıt dışı çalışma, sömürü diz boyu. Buna rağmen en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz hale gelen, yerinde dönüşüm için başvuran depremzedeye hibe adı altında 750 Bin TL kredi vermeyi teklif ediyorlar. Rezerv yapı alanları ile adeta oynuyorlar. Rezerv alanı ilan edilen bölgeler ertesi gün değiştiriliyor, kaldırılıyor. Kısacası aradan geçen iki yıla rağmen; milyonlarca depremzede hala başını sokacak bir çatı istiyor. Temiz su, sağlıklı beslenme, nitelikli bir eğitim istiyor. Yoksulluk ve çaresizlik kıskacındaki milyonlar “zorunlu kamulaştırma” adı altında topraklarına çökülmesine itiraz ediyor. Tarım arazilerine, yüzlerce yıllık zeytinliklere binalar dikmek isteyenlere karşı mücadele ediyor. Devletin en azından depremden etkilenen evlerinin yapı denetim masraflarını karşılamasını bekliyor’’ açıklamasını yaptı.
Kaynakların nereye, kime gitti belli değil
Verilen sözlerin tutulmadığı için yaşanan sorunların ve acıların devam ettiğini açıklayan Parlakçı, ‘’Mevcut iktidar bugüne kadar depremzedelerin sorunlarını çözmek adına bütçeden 2 Trilyon TL’ye yakın kaynak ayırdığını açıkladı. Buna ek olarak Milli Dayanışma adı altında bir paket çıkardı. Halktan alınan KDV, ÖTV. Motorlu Taşıtlar Vergisi gibi vergiler fahiş oranda artırıldı. Ama bu kaynakların nereye, kime gitti belli değil’’ tespitini yaptı.
Temel ihtiyaçların karşılanmasında yaşanan sorunlar sürüyor
Parlakçı, ‘’Aradan geçen iki yıla rağmen deprem bölgesinde hala tek bir çivinin çakılmadığı, molozların dahi kaldırılmadığı yerler var. Binlerce insan hala çadırlarda yaşamaya devam ediyor. Yüz binlercesi 21 metre karelik teneke konteynerlerde, konteyner kente dönüşmüş şehirlerde kaderin terk edilmiş durumda. Barınma, sağlıklı beslenme ve eğitim sorunları başta olmak üzere, en temel ihtiyaçların karşılanmasında yaşanan sorunlar sürüyor. 2 Nisan 2023’de deprem bölgesini ziyaret eden Cumhurbaşkanı “Bir yıl içinde 319 bin konut yapıp depremzede vatandaşlarımıza teslim edeceğiz” demişti. Aradan iki yıl geçti. Şimdi de kalkmış ‘201 bin 431 bağımsız birimi hak sahiplerine teslim etmenin bahtiyarlığını yaşadık" diyerek depremzedelerle dalga geçiyor’’ diye konuştu.