Endüstriyel ürün tasarımcısı Türkan Arpacı, kağıt bardaktan içtiği kahveyi karıştırdığı ahşap çubuğa kadar birçok malzemeyi toplayarak bez bebeğe dönüştürüyor.
Dünyaca ünlü markalar için birçok ürün tasarlayan Türkan Arpacı, 2007'de Prag'da yapılan Sahne Sanatları Festivali'nden sonra geri dönüşüm malzemelerini kullanarak bez bebek yapmaya karar verdiğini belirtti.
Festivale gönüllü olarak katıldığını ifade eden Arpacı, şunları söyledi:''Festival alanında öbek öbek eski kıyafetlerin yığıldığı bir alan ve tüm bu malzemelerin kullanıldığı kuklalar ve bebekler vardı. O dönemde ahşap kukla yapıyordum ve ıhlamur ağacı ile çalışıyordum. Malzeme konusunda sıkıntı çektiğim için hızlı ilerleyemiyordum. Geri dönüşüm fikri tam da benim sorunuma çözüm oluşturuyordu. Son yıllarda aksesuar tasarımı konusunda çalışıyordum ve elimde farklı firmalar için yaptığım birçok örnek vardı. Lastik, çıtçıt gibi tekstil aksesuarları, nakış denemeleri, özel kumaşların ve çorapların boya denemeleri gibi. Prag'dan döner dönmez birbirine benzemeyen, atmaya kıyamadığım her parça bez bebeğe dönüştü.''
Arpacı, ''Bebex'' adını verdiği bebeklerin kardeşinin de katkılarıyla kısa sürede valiz dolusu bir aile haline geldiğini belirterek, bu bebek ve kuklaları 10. İstanbul Bienali kapsamında ''Hackers and Haute Couture Heretics'' defilesinde The Hall'da sergilediğini ifade etti.
Bebeklerin benzersiz malzemelerden özel tasarlanmış olması nedeniyle ilgi gördüğünü ve satması konusunda teklifler almaya başladığını kaydeden Arpacı, yıllarca dünya çapındaki firmalara ARGE çalışması yaptığını hatırlatarak, ilk kez fikri, tasarımı ve üretimi kendisine ait bir üründen gelir elde etmenin mutluluğunu yaşadığını söyledi.
Bez bebekleri yaparken ticari kazanç düşünmediğini ifade eden Arpacı, yaptığı kukla ve bez bebeklerden Finlandiya'da 5 avrodan 50 tane, Türkiye'de düzenlenen bir panayırda da bir günde 5 liradan 50 tane sattığını bildirdi. Son yıllarda çocuklar için ürün tasarladığını, bu ürünlerin mağazalarda satılan fonksiyonel ve ticari ürünler olduğunu belirten Arpacı, iş seyahatleri sırasında yeni şehirler, malzemeler ve üretim teknikleri gördüğünü ve öğrendiği her yeni konuyu projelerine eklediğini ifade etti. Türkan Arpacı, günlük hayatta kullanılan her şeyi malzeme olarak gördüğünü belirterek, şunları kaydetti: ''Kağıt bardak ve içtiğim kahveyi karıştırdığım ahşap çubuğa kadar her şey benim için yeni bir bebek. Çubuklar, kağıtlardan kesip boyadığımız kuklaların bedenlerini oluşturuyor. Çubuklardan ve pipetlerden yapılmış kuklalarla tiyatro oyunları da kurguluyoruz. Bu da bana ayrı bir mutluluk veriyor. Çocukların gelişimi adına bir şeyler yaptığıma inanıyorum. Yapılan faaliyetler çocukların el ve göz koordinasyonu, parça bütün ilişkisi, matematiksel zeka, kendini ifade edebilme, renk ve biçimleri bir arada kullanabilme, çevreye duyarlılık konusunda gelişimine katkıda bulunuyor.'' AA
resim
Bebeklerin benzersiz malzemelerden özel tasarlanmış olması nedeniyle ilgi gördüğünü ve satması konusunda teklifler almaya başladığını kaydeden Arpacı, ilk kez fikri, tasarımı ve üretimi kendisine ait bir üründen gelir elde etmenin mutluluğunu yaşadığını söyledi.
Dünyaca ünlü markalar için birçok ürün tasarlayan Türkan Arpacı, 2007'de Prag'da yapılan Sahne Sanatları Festivali'nden sonra geri dönüşüm malzemelerini kullanarak bez bebek yapmaya karar verdiğini belirtti.
Festivale gönüllü olarak katıldığını ifade eden Arpacı, şunları söyledi:''Festival alanında öbek öbek eski kıyafetlerin yığıldığı bir alan ve tüm bu malzemelerin kullanıldığı kuklalar ve bebekler vardı. O dönemde ahşap kukla yapıyordum ve ıhlamur ağacı ile çalışıyordum. Malzeme konusunda sıkıntı çektiğim için hızlı ilerleyemiyordum. Geri dönüşüm fikri tam da benim sorunuma çözüm oluşturuyordu. Son yıllarda aksesuar tasarımı konusunda çalışıyordum ve elimde farklı firmalar için yaptığım birçok örnek vardı. Lastik, çıtçıt gibi tekstil aksesuarları, nakış denemeleri, özel kumaşların ve çorapların boya denemeleri gibi. Prag'dan döner dönmez birbirine benzemeyen, atmaya kıyamadığım her parça bez bebeğe dönüştü.''
Arpacı, ''Bebex'' adını verdiği bebeklerin kardeşinin de katkılarıyla kısa sürede valiz dolusu bir aile haline geldiğini belirterek, bu bebek ve kuklaları 10. İstanbul Bienali kapsamında ''Hackers and Haute Couture Heretics'' defilesinde The Hall'da sergilediğini ifade etti.
Bebeklerin benzersiz malzemelerden özel tasarlanmış olması nedeniyle ilgi gördüğünü ve satması konusunda teklifler almaya başladığını kaydeden Arpacı, yıllarca dünya çapındaki firmalara ARGE çalışması yaptığını hatırlatarak, ilk kez fikri, tasarımı ve üretimi kendisine ait bir üründen gelir elde etmenin mutluluğunu yaşadığını söyledi.
Bez bebekleri yaparken ticari kazanç düşünmediğini ifade eden Arpacı, yaptığı kukla ve bez bebeklerden Finlandiya'da 5 avrodan 50 tane, Türkiye'de düzenlenen bir panayırda da bir günde 5 liradan 50 tane sattığını bildirdi. Son yıllarda çocuklar için ürün tasarladığını, bu ürünlerin mağazalarda satılan fonksiyonel ve ticari ürünler olduğunu belirten Arpacı, iş seyahatleri sırasında yeni şehirler, malzemeler ve üretim teknikleri gördüğünü ve öğrendiği her yeni konuyu projelerine eklediğini ifade etti. Türkan Arpacı, günlük hayatta kullanılan her şeyi malzeme olarak gördüğünü belirterek, şunları kaydetti: ''Kağıt bardak ve içtiğim kahveyi karıştırdığım ahşap çubuğa kadar her şey benim için yeni bir bebek. Çubuklar, kağıtlardan kesip boyadığımız kuklaların bedenlerini oluşturuyor. Çubuklardan ve pipetlerden yapılmış kuklalarla tiyatro oyunları da kurguluyoruz. Bu da bana ayrı bir mutluluk veriyor. Çocukların gelişimi adına bir şeyler yaptığıma inanıyorum. Yapılan faaliyetler çocukların el ve göz koordinasyonu, parça bütün ilişkisi, matematiksel zeka, kendini ifade edebilme, renk ve biçimleri bir arada kullanabilme, çevreye duyarlılık konusunda gelişimine katkıda bulunuyor.'' AA
resim
Bebeklerin benzersiz malzemelerden özel tasarlanmış olması nedeniyle ilgi gördüğünü ve satması konusunda teklifler almaya başladığını kaydeden Arpacı, ilk kez fikri, tasarımı ve üretimi kendisine ait bir üründen gelir elde etmenin mutluluğunu yaşadığını söyledi.