Babadan kalma yöntemlerle çalışıyoruz, kurumsallaşma yok

Halıcıların ulaştığı kuramsal kimliğe ulaşamadık

Ham madde ile beraber navlun fiyatının da düştüğünü kaydeden İnce, “Enflasyon ve döviz artışları bizi durduramadı, çalışmaya devam ettik. Rusya-Ukrayna savaşı başlayınca Avrupa’daki firmalar Rusya’daki siparişlerinin tamamını iptal etti, Türkiye’ye yöneldiler. Dünya markalarını Gaziantep’te ağırladık, 80’e yakın işletmelerimizi gezdirdik, sadece bir firmamızı yüzde 60 yeterli buldu. Çünkü halen esnaf zihniyetiyle, babadan kalma yöntemlerle çalışıyoruz ve kurumsallaşma yok. Halıcıların ulaştığı kuramsal kimliğe ulaşamadık. Yani halıcılar nasıl esnaflıktan fabrikatörlüğe döndülerse bizimde bunu yapmamız gerekiyor. Şu anda sınırdayız. Bu fırsat bir daha elimize geçmez. Acilen bu kimliği değiştirmemiz gerekiyor. Bununla ilgili bir kümeleşme yaptık, bu değişimi başaracağız” ifadelerini kullandı.

Kurumsal kimliği yakalamak için eğitimli insanlara ihtiyacımız var

Eğitime çok önem verdiklerini kaydeden İnce, “Kurumsal kimliği yakalamak için eğitimli insanlara ihtiyacımız var. Bunun için 1 meslek lisemiz, 2 mesleki eğitim merkezimiz var. 32 derslik okulumuz yapılıyor, 3 aya kadar açılışını yapacağız. Bir de meslek yüksekokulumuz var. Paydaşlarımızla güç birliği alarak Cumhurbaşkanımıza Marmara üniversitesinde ayakkabı mühendislik bölümü açılması talebimizi illettik. O eğitimli insanlar buraya geldiğinde işin mantalitesi değişecek” vurgusu yaptı.

50-55 arasında ithalatçı firmamız bulunuyor

İnce, “Gaziantep’in ayakkabı üretim merkezi haline gelmesinde lojistiğin çok iyi olmasının yanı sıra yan sanayinin gelişmesinin etkisi var. Ökçeden tabana, taban astarından deri çeşidine, tokadan çoraba kadar her şey mevcut. İstanbul veya İzmir’e bağımlı değiliz. 50-55 arasında ithalatçı firmamız bulunuyor. O yüzden Gaziantep hem Türkiye’nin hem bölgenin en etkili ayakkabı üretim merkezlerinden birisi” açıklamasında bulundu.

Ayakkabı ve Yan Sanayi İhtisas OSB’de dünya markası üretecek işletmeleri faaliyete geçireceğiz

Başkan İnce, Ayakkabı ve Yan Sanayi İhtisas OSB Projesinin hızlandığını sözlerine eklerken, “Ayakkabı ve Yan Sanayi İhtisas OSB’de dünya markalarına ürün yapacak işletmeleri faaliyete geçireceğiz. Gaziantep ayakkabı üretiminde İstanbul’dan sonra ikinci sırada yer alıyor. Üyelerimizi yurt dışındaki fuarlara götürdük. Paydaşlarımız ile iyi geçindik ve devletin verdiği tüm desteklerden istifade ettik. Ortak payda ve sevda ayakkabı aşkı ile çalıştık. Şehrimizde bin 600 ayakkabı imalatçısının bin 200’ünü ayakkabı, 400’ünü ise terlik oluşturuyor. Bunun yanı sıra bin 800 civarında ayakkabı işi yapan işletme ve 80 binden fazla çalışanı bulunuyor” diye belirtti.

Yurt dışına bağımlılığı azaltmamız gerekiyor

İnce, “Ayakkabı yapımında dana ve keçi derisi kullanılıyor. Deri konusunda sıkıntı yaşamıyoruz. Çünkü Pakistan, Hindistan, Afrika’dan geliyor. Ayakkabı yapımında kullanılan ham maddenin yüzde 50’si ithal. Yurt dışına bağımlılığı azaltmamız gerekiyor. Bunun içinde kimyasal ve teknolojik ürün yapan firmaların desteklenmesi lazım. Kadın, çocuk, erkek ve spor ayakkabıların tüm çeşitleri Gaziantep’te üretiliyor. Ayakkabı ve Yan Sanayi İhtisas OSB Projesi kentimiz için bir devrim olacak. Burayı 6’ncı bölge kapsamında teşviklerden istifade eden bir yer olması için paydaşlarımız birlikte çalışmalarımızı olumlu şekilde sürdürüyor” tespitinde bulundu.

Şehrimizin, dünyada ayakkabı teknolojisi ve modellemesinde İtalya’dan sonra ikinci sırada

Şehrimizin, dünyada ayakkabı teknolojisi ve modellemesinde İtalya’dan sonra ikinci sırada yer aldığını belirten İnce, “İtalya’yı yakından takip ediyoruz, kopyacılık yapıyoruz. Kendimiz bir şey yapmıyoruz, bu da bizim ayıbımız. İtalya, işleyeceği deriyi yetiştiriyorlar, profesyonel metotlar ile kesip, profesyonel tabakhanelerde işliyorlar. Ayakkabıyı yeşil yapacaksa, yeşilin 12 tonu ile yapıyorlar. Siyah yapacaklarsa 15 farklı cilt uyguluyorlar. İtalyanlarda tasarım çok gelişmiş durumda. Küçük bir dokunuş ayakkabıya büyük değer katıyor. O yüzden Naci Meslek Yüksekokulu’nda Ayakkabı Tasarım Bölümü açtık. Eğer 3-5 gencimizi yetiştirip, sektöre kazandırabilirsek, farklılığımız ortaya çıkaracak. Bin 600 imalatçımız olmasına karşı bir markamız dahi yok, tamamen fason çalışıyorlar. Çok para kazanamadığımızdan kabuk değiştiremiyoruz. Marka olsaydık, kazancımız artacaktı, o zamanda daha güzel işletmeler kurup, modern şartlarda hizmet veren bir sektör olacaktık” şeklinde konuştu.

Yeni makine, ekipman ve eleman olmayınca kapasitemizi arttıramıyoruz

Pandemide Çin’de üretimin durduğu ve navlun fiyatlarının bin 500 dolardan 18 bin dolara çıktığı dönemde bile ayakkabı atölyelerinin durmadan çalıştığını ifade eden İnce, “Hafta sonu kısıtlamalar kalkınca spor ayakkabılarında yoğun bir sipariş ile karşı karşıya kaldık. Dünyada E-ticaret satışları zirve yaptı. Oda olarak tüm üyelerimize internet sitesi açtık, eğitimler verdik. Daha sonra kısıtlamalar kalktı ancak Çin’de halen kapanmalar devam ediyordu. Yeni makine, ekipman ve eleman olmayınca kapasitemizi arttıramıyoruz, mevcut olanlarda çalışmaya devam ediyoruz” dedi.

Türkiye ayakkabı ihracatında dünyada 17’ncilikten 19’unculuğa geriledi

Sektördeki tüm olumlu gelişmelere karşın Türkiye’nin ayakkabı ihracatında dünyada 17’ncilikten 19’unculuğa gerilediği tespitini yapan İnce, “Çin’de üretim olmamasına karşın birçok ülke hedefi yükseltti, ama biz de ki kapasite artırımı halen istediğimiz seviyede değil. KOSGEB, Kalkınma Ajansı ve devlet bankalarının tüm desteklerini üyelerimizin kullanmasını sağlıyoruz. Suriye’den bir şehir Gaziantep’e geldi ve gelenlerden her meslekten insanlar vardı. O şehir ile Gaziantep entegre olunca ortaya farklı bir Türk-Arap kültürü çıktı” ifadelerine kullandı.

Kira artışları üreticileri ve mağazacıları zor duruma sokuyor

Sektörde çok fazla merdiven altı olduğuna dikkat çeken Gaziantep Ayakkabıcılar Odası Başkanı Mehmet Emin İnce, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kayıt dışı çalışmayı önlemek için denetimlerimize devam ediyoruz. Navlun ve ham madde fiyatları düşmesine rağmen ayakkabı fiyatları düşmedi. Kiralar, normalin üzerinde artıyor. Bu da üreticileri ve mağazacıları zor duruma sokuyor. Kiracı-iş sahibi arasında sıkıntılar çıkmaya başladı. Perakende de altın çağını yaşadı. Bu sene Gaziantep’e 1 milyon 80 bin turist gelmiş. Her sektör gibi bizim sektörümüzde de bir hareketlilik vardı.” Ali Göksular