ANASAYFA arrow right Güncel

Babaya gazete okutup, anneyi mutfakta tutuğumuz sürece sorun çözülmez

Babaya gazete okutup, anneyi mutfakta tutuğumuz sürece sorun çözülmez
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 00.41
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 00.41
Kadının toplumdaki yeri konusundaki çarpıklık eğitim sisteminden başlıyor

48. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında bu yıl ilki düzenlenen Antalya Kadın Zirvesi'nde konuşan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin; bugünkü düzende temel sorunun kadının yaşam hakkı olduğunu belirterek, erkeği ve kadınıyla topyekün mücadele çağrısı yaptı. Şahin, "Babayı gazete okutup anneyi mutfakta tutan bir eğitim sistemi devam ettiği sürece bunlar çözülemez. Gazete okunacaksa kadın erkek beraber okuyacak, mutfağa girilecekse kadın erkek beraber girecek" dedi.

Toplumsal huzur ve başarı sağlayabilmek için toplumsal kalkınmanın başarılması gerektiğini kaydeden Bakan Şahin, şöyle dedi: "Kadınıyla erkeğiyle, yaşlısı genciyle, engellisiyle sağlamıyla, bu toplumun bütün katmanlarının potansiyelini maksimum seviyeye çıkarmamız lazım. Hele toplumun yarısını oluşturan kadınlar, hep mutfakta kalıyor, karar alma mekanizmasına gelemiyorsa toplumsal kalkınmayı başarabilmemiz mümükün değil. Bu potansiyeli mutlaka kullanmamız gerekiyor. Artık yalnızca ekonomik büyümenin önemli olmadığı, hakça paylaşımın, nimetin ve külfetin eşit şekilde paylaşımının, kadın haklarının önemli olduğu, nesiller arası dayanışmanın önemli olduğu bir dünya düzeninden bahsediyoruz. Tercihimizi yapmışız. ’Küreselleşmeyi yöneteceğiz’ diyoruz, dünyanın küçük bir köy olduğu yerde ’Krizleri fırsata çevireceğiz’ diyoruz. Bu hedeflere nasıl ulaşacağız? Cumhuriyet’in 100’üncü yılından bahsediyoruz. Bu Cumhuriyeti kuran Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde, daha dünyada yüzde 4 gibi bir kadın temsili yokken kurucu mecliste bunu sağlayan bir iradenin hakkının vermemiz gereken bir yüzyıldan bahsediyoruz. İleri demokrasiden, hukuk devleti ve güçlü toplumdan bahsediyoruz. Nasıl olacak? Bunun olabilmesi için bu potansiyeli hayata geçirmemiz lazım."

Kadına şiddet siyaset üstü bir konu
Zirvede konuşan Ak Parti Kadın Kolları Genel Başkanı Güldal Akşit kadına yönelik şiddetin partiler üstü, siyasetin dışında tutulması gereken bir konu olduğunu belirterek, “Siyasi kimlikler ne olursa olsun odaklanılması gereken nokta kadın, kadına yönelik şiddet, artış ve önlemleri olmalıdır” dedi. Şiddetin farkına varılan bir konu olmaya başladığını belirten Güldal Akşit, yakın zamana kadar şiddetin dile getirilmeyen, bilinen ama konuşulmayan, utanılan ve korkulan bir konu olduğuna dikkati çekti. Kadının son dönemde şiddet olgusuyla gündeme geldiğine değinen Akşit, şöyle konuştu:

“Televizyonları açıyorsunuz, dövülen, bıçaklanan bir kadın. Gazeteleri açıyorsunuz sırtının ortasında koca bir kasap bıçağıyla yatan, cansız cesedinin yarı açık gözleriyle bizlere bakan bir resim. Maalesef kadın bu şekilde medyada yer alıyor. Bunlar kadına şiddetin magazin boyutunu gösteriyor. En acı olanı da budur. Sorunlarını tartışmamız gerekirken biz işe magazin boyutuyla yaklaşır olduk. Bu şekilde yer almak yerine basında şiddet konusunun sebep ve sonuçlarıyla ele alınmasını arzu ederdim.”
Şiddet devam ediyorsa çarpıklık var demektir
Geçen dönem TBMM'de Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı olduğunu hatırlatan Güldal Akşit, şiddet konusunu Meclis çatısı altında incelediklerini, konuyla ilgili mevzuatta düzenleme yaptıklarını, ancak şiddetin devam ettiğini vurguladı. Akşit, “Şiddet devam ediyorsa ve artışından bahsediliyorsa ya uygulamada bazı eksiklikler ya da mevzuatta bazı yanlışlıklar var. Bunları tespit etmek gerekiyor” dedi.
Helal olsun karısını dövdü televizyona çıktı diyenler var
Yazılı ve görsel basında şiddetin ele alınış biçimi ve yanlış yaklaşımlar bulunduğunu ifade eden Güldal Akşit, şöyle devam etti:

“Şiddet olayı o kadar farklı şekilde ve döne döne gözlerimiz önünde sergileniyor ki, bir çoğumuz buna tepki gösteriyoruz ama büyük bir toplumuz ve içimizde eğitim seviyesi, yetişme tarzında ve ruhsal yapısıyla farklı kişiler de var. Gördükleri karşısında farklı etkilenenler de var. (Helal olsun bak karısını dövdü adam televizyona çıktı, ben de yapar mıyım? Yaparım), (Adam namusunu korudu) diye yaklaşan insanların olduğunu düşünerek medyanın çok duyarlı hareket etmesi gerek. Sadece magazin boyutuyla değil, bu konuları da düşünerek daha az görsel hale getirmesi gerekir, şöhrete özendirmemesi gerekir.”




80 yıl önce bu kadar şiddet yoktu
Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ da zirvede yaptığı konuşmada, kadına önem verilmediği için şiddet olaylarının yaşandığını belirterek, 80 yıl önce kadınların bu kadar çok şiddete maruz kalmadıklarını savundu.
Cumhuriyet'in kurulmasıyla büyük bir devrim yapıldığını kaydeden Çığ, yapılan devrimlerin hiçbirinin zorla yapılmadığını, toplum tarafından da benimsediğini söyledi.
Çığ, “Devleti idare edenlerin kafalarında örümcek olmaması lazım. 80 yıl önce böyle bir sorun yoktu. Kadına eziyet yoktu. Biz bir karşı devrimdeyiz. Bu karşı devrimin son safhası değil, daha geleceği var” diye konuştu.

Kadının bedeni mal olarak kabul ediliyor
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı'ndan Canan Arın, kadına yönelik şiddeti bitirmek için hiçbir hükümetin siyasi irade ortaya koyamadığını ileri sürdü. Arın, kadına şiddet uygulayan erkeğin en ağır biçimde cezalandırılmasını istedi. Kadın bedeninin hala “mal” kabul edildiğini, namus cinayetlerinin ardındaki nedenin de bu olduğunu ifade eden Arın, 13-14 yaşındaki kız çocuklarına toplu tecavüz davalarına da hala iyi halden indirim uygulandığını vurguladı.

Antalya Kent Konseyi Kadın Meclisi Temsilcisi Prof. Dr. Gülser Öztunalı Kayır, kadına yönelik şiddetin gizlendiğini, şiddetin önlenmesi için bütçeye ihtiyaç olduğunu ifade etti. Kayır, “Savaşa, korumalara, köprülere ayrılan paranın çok az bir bölümünü kadına yönelik şiddetle ilgili bütçeye koymak, şiddetle mücadelenin önemli bir aşamasını kaydedecektir” dedi.

Öldürülen, istihdamdan uzaklaştırılan, erken evlendirilen, yasal engeli olmayan ensest ilişkiye maruz bırakılan kadın ve çocukların ülke nüfusunun yüzde 51,6'sını oluşturduğunu belirten Güllü, “Bu konuya duyarlılık göstermediğimiz sürece alınacak yasal önlemlerin bir işe yaramayacağını bilelim. 2011 yılının 6 ayında karakollara yansıyan 26 bin aile içi şiddet vakası oldu. Bizim rakamlarımıza göre bu daha fazla” diye konuştu.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Prof. Dr. Aysel Çelikel, Antalya'da yapılması planlanan “Al Yazma Anıtı” için katılımcılardan destek istedi. (AA)




Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *