Şanlıurfa'da Atatürk Barajı gölünde balıkçılık yaygınlaşmaya başladı.
Bölgede balıkçılık yapanlar gece açıldıkları baraj gölünde sabah ağlarına takılan balıklarla dönüyor. Dünyanın sayılı projeleri arasında yer alan enerji ve tarıma yönelik GAP projesi kapsamındaki Atatürk Barajı gölünde balıkçılık giderek yaygınlaşıyor.
Aynalı sazan, pullu sazan, kaya, karaca, inci kefali, şabut, tatlı su levreği ile yılan balığının yatağı olan Atatürk Barajı gölünde daha önceleri amatörce yapılan balıkçılık profesyonelliğe dönüştü. Atatürk Barajı'nın devreye girmesiyle birlikte Şanlıurfa'nın Bozova ilçesinde işsiz olanlar balıkçılık yapmaya başladı. Balık sezonunun açılmasıyla birlikte balıkçılar kayıklarla gece açıldıkları Atatürk barajı gölünden sabahın ilk ışıklarıyla Fırat'ın masmavi sularına sarkıttıkları ağlarına takılan balıklarla dönüyorlar. Balıkçı Tevfik Gergin, devletin bir nolu, iki nolu üç nolu sahaların ayırttırması gerektiğini belirterek, "Öbür kooperatifin adamları benim sahamda çalışıyor. Diğer kişiler gelip benim sahamda çalışıyor. Adamlar da haklı sınırı
bilmiyor. Su ürünleri değerini biliyor artık. Eskiden amatördü, şimdi profesyonelliğe gidiyor. Devlette bize biraz destek çıkarsa çok güzel şeyler olacak. Atatürk Barajında yerli balık ile üretimde atılan balıkları sayarsak, aynalı sazan, pullu sazan, kaya ve karaca balığı, yılan balığı, inci kefalı, şabul, tatlısu levreği gibi bir çok balık türü var. Şimdi de avladığımız Diyarbakır, Gaziantep, balığımıza gelip buradan bir nevi yarı tefecilik olarak elimizden alıp götürüyorlar. Şanlıurfa kendi gölüne sahip çıkmıyor. Beyaz ete sahip çıkmıyor. Şanlıurfa Belediyesi küçükte olsa şimdi bir balık pazarı yeri açması lazım. Çünkü Şanlıurfa halkının da beyaz ete ihtiyacı vardır. Yaklaşık 30'a yakın üyemiz var. Bu 30 üyenin içinde 16 tanesi faal çalışıyor. Diğerleri ise elinde imkan olmadığından ve zamanında elindeki imkanları satarak geçimini yapmak için üyemizdir. Bir gün olur durumu düzelir tekrar gelir. Baraj kıyısına yakın olan köy sakinleri kaçak avlanma yapıyor. Bölge balıkçısı olarak devletten beklentimiz
bu avlak sahaların sınırlarını belirlesin. Birde balıkçıların çalışması için onlara gerekli imkan verilsin. Kredi yerine devletin herhangi bir yetkili kurumu bize desin ki ne ihtiyacınız var karşılayalım" dedi.
Bir diğer balıkçı Mehmet Karagözlü ise, sezon başladığı zaman sabahın erken saatlerinde baraja geldiklerini ifade ederek, "Teknemizi suya bırakıyoruz baraja açılıyoruz. Geceden baraja attığımız ağlarımızı çekiyoruz. Ağlarımızda ne kısmetimiz varsa getirip toptancılara satıyoruz. Gördüğünüz gibi bunlar inci kefaldir. Karaca bakıları çok bu gölde. Fırtınalı günler olduğu zaman çalışamıyoruz. Eskisi gibi fazla balıkta yoktur. Eskisi gibi kazanamıyoruz. Bu gölde genellikle aynalı sazan, pullu sazan, kaya ve karaca balığı, yılan balığı, inci kefalı, şabul, tatlısu levreği gibi birçok balık türü var. Genelde ağımıza karaca balığı çok giriyor. Onlarda dikenli olduğu için fazla satılmıyor. Eskisi gibi fazla balık yok. Balıklar gittikçe tükeniyor. Eskiden balıkçılar azdı. Şuanda balıkçılar çoğaldı. Balıklarda fazla üremede olmuyor. Devletten yardım istiyoruz. Eskisi gibi balık atsınlar gölümüze. Şuanda balığımız gittikçe tükeniyor" diye konuştu.iHA
resim
Balıkçılık yapanlar, “Diyarbakır, Gaziantep, balığımıza gelip buradan bir nevi yarı tefecilik olarak elimizden alıp götürüyorlar” diye yakınıyor.
Bölgede balıkçılık yapanlar gece açıldıkları baraj gölünde sabah ağlarına takılan balıklarla dönüyor. Dünyanın sayılı projeleri arasında yer alan enerji ve tarıma yönelik GAP projesi kapsamındaki Atatürk Barajı gölünde balıkçılık giderek yaygınlaşıyor.
Aynalı sazan, pullu sazan, kaya, karaca, inci kefali, şabut, tatlı su levreği ile yılan balığının yatağı olan Atatürk Barajı gölünde daha önceleri amatörce yapılan balıkçılık profesyonelliğe dönüştü. Atatürk Barajı'nın devreye girmesiyle birlikte Şanlıurfa'nın Bozova ilçesinde işsiz olanlar balıkçılık yapmaya başladı. Balık sezonunun açılmasıyla birlikte balıkçılar kayıklarla gece açıldıkları Atatürk barajı gölünden sabahın ilk ışıklarıyla Fırat'ın masmavi sularına sarkıttıkları ağlarına takılan balıklarla dönüyorlar. Balıkçı Tevfik Gergin, devletin bir nolu, iki nolu üç nolu sahaların ayırttırması gerektiğini belirterek, "Öbür kooperatifin adamları benim sahamda çalışıyor. Diğer kişiler gelip benim sahamda çalışıyor. Adamlar da haklı sınırı
bilmiyor. Su ürünleri değerini biliyor artık. Eskiden amatördü, şimdi profesyonelliğe gidiyor. Devlette bize biraz destek çıkarsa çok güzel şeyler olacak. Atatürk Barajında yerli balık ile üretimde atılan balıkları sayarsak, aynalı sazan, pullu sazan, kaya ve karaca balığı, yılan balığı, inci kefalı, şabul, tatlısu levreği gibi bir çok balık türü var. Şimdi de avladığımız Diyarbakır, Gaziantep, balığımıza gelip buradan bir nevi yarı tefecilik olarak elimizden alıp götürüyorlar. Şanlıurfa kendi gölüne sahip çıkmıyor. Beyaz ete sahip çıkmıyor. Şanlıurfa Belediyesi küçükte olsa şimdi bir balık pazarı yeri açması lazım. Çünkü Şanlıurfa halkının da beyaz ete ihtiyacı vardır. Yaklaşık 30'a yakın üyemiz var. Bu 30 üyenin içinde 16 tanesi faal çalışıyor. Diğerleri ise elinde imkan olmadığından ve zamanında elindeki imkanları satarak geçimini yapmak için üyemizdir. Bir gün olur durumu düzelir tekrar gelir. Baraj kıyısına yakın olan köy sakinleri kaçak avlanma yapıyor. Bölge balıkçısı olarak devletten beklentimiz
bu avlak sahaların sınırlarını belirlesin. Birde balıkçıların çalışması için onlara gerekli imkan verilsin. Kredi yerine devletin herhangi bir yetkili kurumu bize desin ki ne ihtiyacınız var karşılayalım" dedi.
Bir diğer balıkçı Mehmet Karagözlü ise, sezon başladığı zaman sabahın erken saatlerinde baraja geldiklerini ifade ederek, "Teknemizi suya bırakıyoruz baraja açılıyoruz. Geceden baraja attığımız ağlarımızı çekiyoruz. Ağlarımızda ne kısmetimiz varsa getirip toptancılara satıyoruz. Gördüğünüz gibi bunlar inci kefaldir. Karaca bakıları çok bu gölde. Fırtınalı günler olduğu zaman çalışamıyoruz. Eskisi gibi fazla balıkta yoktur. Eskisi gibi kazanamıyoruz. Bu gölde genellikle aynalı sazan, pullu sazan, kaya ve karaca balığı, yılan balığı, inci kefalı, şabul, tatlısu levreği gibi birçok balık türü var. Genelde ağımıza karaca balığı çok giriyor. Onlarda dikenli olduğu için fazla satılmıyor. Eskisi gibi fazla balık yok. Balıklar gittikçe tükeniyor. Eskiden balıkçılar azdı. Şuanda balıkçılar çoğaldı. Balıklarda fazla üremede olmuyor. Devletten yardım istiyoruz. Eskisi gibi balık atsınlar gölümüze. Şuanda balığımız gittikçe tükeniyor" diye konuştu.iHA
resim
Balıkçılık yapanlar, “Diyarbakır, Gaziantep, balığımıza gelip buradan bir nevi yarı tefecilik olarak elimizden alıp götürüyorlar” diye yakınıyor.