Altı Nokta Körler Derneği Gaziantep Şube Başkanı Hacı Karabay, “Beyaz Baston” haftası dolayısıyla yazılı basın açıklaması yaptı. Başkan Karabay, “Her şeyden önce körler için bağımsızlığı ve özgürlüğü temsil eder beyaz baston. Diğer insanlar için ise, körlüğü temsil eder. Kamuoyu körü, beyaz bastonuyla tanır.
Hasılı beyaz baston, körlerin en yalansız dili ve en dolayımsız sembolüdür. O aynı zamanda en yalın iletidir” şeklinde açıklamada bulundu.
Karabay, beyaz baston haftasının nasıl ortaya çıktığını şu cümlelerle açıklıyor: “1921 yılında bir trafik kazası sonucu kör olan bir fotoğrafçı, çevredekilerin kendisinin kör olduğunu anlaması ve dikkat çekici olması için bastonunu beyaza boyayarak dolaşmaya başlar Londra sokaklarında. Bu deneyim o denli başarılı olur ki, 1931’de Fransız körlerinin örgütü, körlerin bastonunun beyaza boyanmasını ve beyaz baston adıyla simgeleştirilmesini kararlaştırır. Bu uygulama giderek yaygınlaşır ve körlerin kullandığı baston, beyaz baston olarak anılmaya başlar. John Kenndy zamanında 1963’te “Beyaz Baston Güvenlik Günü”olarak ilan edilir. Hatta Beyaz Baston Yasası çıkarılarak beyaz baston kullanımının hem kullanıcılar hem de muhatapları tarafından uyulması gereken kuralları saptanır.”
Beyaz baston körün
güvenliğini sağlar
Beyaz bastonun körün güvenliğini sağladığını kaydeden Karabay, “Çukurları, engelleri algılayarak onlardan sakınmasının olanağını sağlar. Bu sayede mesafeleri ve engelleri aşarak hedefine ulaşmasını mümkün kılar. Beyaz bastonlu körü görenler için bir “dikkat” işaretidir beyaz baston aynı zamanda. Onu gören yaya, gereksinmesi varsa yardıma koşabilir. Onu gören sürücü, bir kazaya meydan vermemek için daha dikkatli davranabilir. Kör için bir öz-güven aracıdır. Beyaz baston sayesinde kimseye gereksinim duymadan ya da bağımlı olmadan hareket edebilen kör, giderek kendine olan güvenini pekiştirir. Dışardan gözlemleyenler için ise, köre saygı ve hayranlık duymanın aracıdır” değerlendirmesinde bulundu. Hüseyin Karataş
Hasılı beyaz baston, körlerin en yalansız dili ve en dolayımsız sembolüdür. O aynı zamanda en yalın iletidir” şeklinde açıklamada bulundu.
Karabay, beyaz baston haftasının nasıl ortaya çıktığını şu cümlelerle açıklıyor: “1921 yılında bir trafik kazası sonucu kör olan bir fotoğrafçı, çevredekilerin kendisinin kör olduğunu anlaması ve dikkat çekici olması için bastonunu beyaza boyayarak dolaşmaya başlar Londra sokaklarında. Bu deneyim o denli başarılı olur ki, 1931’de Fransız körlerinin örgütü, körlerin bastonunun beyaza boyanmasını ve beyaz baston adıyla simgeleştirilmesini kararlaştırır. Bu uygulama giderek yaygınlaşır ve körlerin kullandığı baston, beyaz baston olarak anılmaya başlar. John Kenndy zamanında 1963’te “Beyaz Baston Güvenlik Günü”olarak ilan edilir. Hatta Beyaz Baston Yasası çıkarılarak beyaz baston kullanımının hem kullanıcılar hem de muhatapları tarafından uyulması gereken kuralları saptanır.”
Beyaz baston körün
güvenliğini sağlar
Beyaz bastonun körün güvenliğini sağladığını kaydeden Karabay, “Çukurları, engelleri algılayarak onlardan sakınmasının olanağını sağlar. Bu sayede mesafeleri ve engelleri aşarak hedefine ulaşmasını mümkün kılar. Beyaz bastonlu körü görenler için bir “dikkat” işaretidir beyaz baston aynı zamanda. Onu gören yaya, gereksinmesi varsa yardıma koşabilir. Onu gören sürücü, bir kazaya meydan vermemek için daha dikkatli davranabilir. Kör için bir öz-güven aracıdır. Beyaz baston sayesinde kimseye gereksinim duymadan ya da bağımlı olmadan hareket edebilen kör, giderek kendine olan güvenini pekiştirir. Dışardan gözlemleyenler için ise, köre saygı ve hayranlık duymanın aracıdır” değerlendirmesinde bulundu. Hüseyin Karataş