Prof. Dr. Naci Görür, 6 Şubat Maraş merkezli depremlerin yıldönümünde "Bilim dünyasına kulak verseydik binleri, on binleri kurtarabilirdik" dedi. Elazığ depreminden sonra Maraş için uyarılarda bulunduğunu söyleyen Görür, "Ciddiye alınmadık" diye konuştu.
6 Şubat'ta Maraş'ta meydana gelen, 11 kentte ağır yıkıma neden olan ve resmi rakamlara göre 53 bin 537 kişinin öldüğü depremlerin üzerinden bir yıl geçti. Deprem öncesinde sık sık bölgede deprem olacağı yönünde uyarılarda bulunan Deprem Bilimci Prof.Dr. Naci Görür, depremin yıldönümünde açıklamalarda bulundu.
Sözcü Televizyonu'nda İpek Özbey'in sunduğu Özel Röportaj programında soruları yanıtlayan Prof. Dr. Görür, "Bilimsel açıdan olaylara bakılırsa, bu depremde hepimiz sınıfta kaldık. Hiçbirimiz, üzerimize düşen görevi ve işin gereğini, yapılması gerekeni yapamadık" dedi. Depremin daha önceden öngörülebildiğini ve yetkili organların bilgilendirildiğini vurgulayan Görür, "Diyelim ki merkezi hükümeti bir tarafa bırakırsam, onlar da biliyordu ama yerel yönetimlerde olan bizzat o kentleri yöneten insanlar, bilim insanlarının buraya deprem geleceğini senelerce önceden biliyorlardı. Bilip gerekeni demek ki yapmadılar. Onu da verdiğimiz kayıplardan anlıyorum" diye konuştu.
Depremden önce yıllarca bölgeyi uyardığını fakat ciddiye alınmadığı için önlem alınmadığını söyleyen Görür, "Önlemleri yapmaya başlasalardı, biz bugün belki çok sayıda insanı kurtarmış olacaktık. Bir kişiyi dahi kurtarmak için bütün özverili davranmayı, bütün gücümüzle çalışmayı gerektirmez mi? Bırakın o zaman bir kişiyi, belki biz bilim dünyasına kulak verseydik binleri, on binleri kurtarabilirdik” ifadelerini kullandı.
Görür, devamında şunları söyledi:
“'Hocam nerede deprem bekliyorsunuz?' dedikleri zaman parmağının birini yumup Maraş diyorduk”
Her depremde, 3'lü, 4'lü, 5'li depremde bütün basın bize sorduğu zaman, özellikle 2020'deki Elazığ depreminden sonra da bize 'Hocam nerede deprem bekliyorsunuz?' dedikleri zaman parmağının birini yumup Maraş diyorduk, Hatay diyorduk. Oradan benim aldığım tweetlerden biliyorum. Bu depremin geleceği söylenildiği, duyulduğu, edildiği halde hiçbir yetkili bir şey yapmak için kımıldamıyor. Bunun gerekçesi ne olabilir? Demek ki işi ciddiye almıyorlar.
'Kadere bağlıyor' dediğiniz zaman yine bilim insanı olarak olayı bilimsel olabildiğince değerlendirmek isterim. Bizler hepimiz müslümanız. Müslüman bir ailede doğduk, müslüman olarak büyüdük ve ülkemizde müslümanlığı temsil eden, gereğini yapıyor yapmıyor ama gönlümüzde olan insanlarız. Bizim okuduklarımızdan, duyduklarımızdan, ailemizden aldığımız görgü ve terbiye kaderi böyle tanımlamıyor. Kaderi bu haliyle tanımlayanlar, kaderi kendi çıkarları için kullanıyor. Kendi çıkarları, egemenlikleri ve kendi sistemlerini sürdürebilmek için bu kader lafını kullanıyorlar. Dolayısıyla dinimize de iftira ediyorlar. İnandığımız, yüce Allah'a da iftira ediyorlar.”
Görür Erdoğan’ın tepki çeken sözlerine de şöyle atıfta bulundu: “Şu cümle doğru: 'Merkezi yönetim, yerel yönetim ve halk el ele, kol kola, omuz omuza iş birliğiyle, güç birliğiyle hareket ederse o kenti depreme hazırlarız.' Hükümete rağmen sadece yerel yönetim o kenti depreme hazırlayamaz. İstanbul örneğini al, hükümet ile belediye didişirse İstanbul'u depreme hazırlayamayız. Bu iş birliğini, güç birliğini siz bana oy verirseniz, ona oy verirseniz sağlarım ben bilimsel olarak onu duymak bile istemiyorum. Umarım onu kast etmemiştir söyleyenler."