HDP Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrul, ‘Çok daha tehlikeli bir süreç bizi bekliyor’ dedi ve uyardı:
HDP Gaziantep vekili Mahmut Toğrul, Türkiye’yi çok tehlikeli bir sürecin beklediğini söyledi. Toğrul, Taraf Gazetesi’ne verdiği röportajda, “Uyuyan hücrelerle Rojava’daki IŞİD güçleri arasında bir irtibat vardı. İrtibat koptuğunda bu bölgede uyuyan hücrelerin kendini patlatmasından korkuyoruz” dedi.
Suruç katliamı ve artan terör olayları ile IŞİD ve PKK’ya yönelik hava harekâtının ardından Emniyet de Türkiye’nin farklı illerinde operasyona başladı. HDP Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrul, “Uyuyan hücrelerle Rojava’daki IŞİD güçleri arasında bir irtibat vardı. İrtibat koptuğunda bu bölgede uyuyan hücrelerin kendini patlatmasından korkuyoruz” dedi. Sınırötesi operasyon ve sınıra yığınağın konuşulduğu dönemde (15-20 gün önce) bölgeye giderek inceleme yaptıklarını ve gözlemlerini hem Kilis vali yardımcısı hem de Antep valisi ile paylaştıklarını kaydeden Toğrul, Taraf’a şunları söyledi:
“Bir süre önce sınıra yığınak haberleri üzerine bölgeye gidip inceleme yaptık. Sınıra gittiğimizde fiili bir sınırötesi operasyon görüntüsü yoktu. Ama sınırda transparan bir durum olduğuna şahit olduk. Asker giyimli insanlar vardı, üzerlerinde telefonlar vardı. Oradaki geçiş için açıkça pazarlık yapıyorlardı. İnsanların götürülüp getirildiği belliydi. Bunu Kilis Vali Yardımcısına söyledim. Vali yardımcısı asker kıyafetli insanların kamplarda kalanlar olduğunu söyledi. Bunları nasıl gelişigüzel dışarı çıkartıyorsunuz dediğimizde ‘Bunlar, onların resmi kıyafeti ‘dedi. Arapların resmî kıyafetinin askerî kıyafet olduğunu bilmiyoruz dedik.
Ardından da ‘kamplarda kalanlar zaman zaman çıkıyorlar’ gibi geçiştiren bir dil kullandı. İnsanlarla sohbet ederken IŞİD’cilerin geldiğini tehdit ettiklerini söylediler. Yani çok açık bir geçişkenliğin olduğunu yerinde tespit ettik.
hücreleri olduğuna dair gözlemlerimiz oldu. Bu alan bu geçişkenliğin daha önce Diyarbakır’da, Suruç’ta bombayı patlatanların girişinin Antep üstünden olması, bu insanların o dönemde Sudan’dan gelenlerin askerlere gidip biz IŞİD’e katılmak istiyoruz diye yanaşabilecek kadar Türk devletinin IŞİD’e yardım edecek algısının varlığı bize şunu hissettirdi. Antep bölgesinde bu organizasyonun parçaları var. Bu da çok ciddi sayıda IŞİD hücresinin varlığına işaret ediyor. Antep’te özellikle kenar semtlerde çok sayıda dernek adı altında kurulmuş (küçücük dükkanların üzerinde dernek isimleri yazılı) ama ne amaçla çalıştığı belli olmayan yüzlerce binlerce dernek var.
Dernek kurduğunuzda normal olarak görünmesini şehir merkezine yakın olmasını istersiniz. Ama bizim tespitimiz arka sokaklarda kimsenin olmadığı bölgelerde konuşlanmışlar. Bunların büyük oranda IŞİD’e eleman yetiştiren, aracılık yapan kurumlar olduğunu düşünüyorum. Özellikle de Demokratik Bölgeler Partisi’nin (DBP) güçlü olduğu, yani yoğun olarak Kürtlerin oturduğu mahallelerde açıkça insanları tehdit eder hâle gelmişler. Bunların bizim oy aldığımız mahallelere Hizbullah adıyla gittikleri söylendi, ama yerel kaynaklardan aldığımız bilgilere göre bunlar Hizbullahçı değil. Bu ismi bilerek kullanıyorlar. Kürtler arasında bir çatışma varmış gibi bir kaotik ortam yaratmak istediklerini düşünüyorum. Ben bu fikirlerimi Antep Valisi’ne de ifade ettim. Bunlara önlem alınmasını istedim.
Bugün çok daha tehlikeli bir süreç bizi bekliyor. Sınırda bir geçişkenlik vardı. Uyuyan hücrelerle Rojava’daki IŞİD güçleri arasında bir irtibat vardı. Bugün bu irtibat koptu eğer tamamen koparsa asıl tehlikenin o zaman başlayacağını öngörüyoruz. Çünkü irtibat koptuğunda bu bölgede uyuyan hücrelerin kendini patlatmasından korkuyoruz. Açıkçası böyle bir tehlike var. Sınırı geçemeyip, gidip gelemeyince içeride eylem yapabilirler. Adıyaman hücresinin zaman zaman hareket ettirildiğini görüyoruz. Ama bunların eğer irtibatı koparsa son görevleri nedir? Kendilerini imha etmek yoluyla Türkiye’ye çevrilecek bir silaha dönüşme tehlikeleri var.Bu konuda ciddi sıkıntı var. Gaziantep’in, Kilis’in peşaverleşme tehlikesi olabileceğini düşünüyoruz. Halk çok tedirgin biz Suruç’tayken bir haber geldi, Antep’te bir kadının canlı bomba olabileceği uyarısı gelmiş, haber çok hızlı yayıldı. Bir anda Antep çalkalandı. Bu da korkunun derecesini gösteriyor. Bırakın tedirginliği bir panik havası var.”
HDP Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrul, sözlerine şöyle devam etti: “Bizim öteden beri yetkililere çağrımız şuydu. Bu bölgede ciddi bir aktivite var özellikle sınır bölgesinde güvenliği sağlayın dedik. Antep’teki bu kadar organizasyondan devletin, istihbaratın habersiz olma ihtimali yok. İstihbarat ne kadar derneğin, bu amaçla kullanıldığını bize göre biliyor. Ancak yeterince önlem almıyor. Bunları denetim altına alacak bir yeni yaklaşıma ihtiyaç var. Türkiye’nin öteden beri Kürt karşıtı politikası (yaklaşımı) var. Bunun bir an önce değiştirmesi gerekiyor. Bu yarın Kürt’ü Türk’ü tanımayacak. Bu ülkede yaşayan tüm halkların, tüm inançların başına bela olacak. Acilen önlem alınması lazım. Suruç katliamı kesinlikle göz göre göre gelen bir eylem, bir tutum. Biz kısa süre önce Hem Kilis Vali yardımcısı hem Antep Valisini ziyaret edip bunları ifade ettik. İnsan tacirliğinin yapıldığından bahsettik. Gündüz gözüyle insanların tehdit edildiğinden söz ettik. Uyuyan hücreleri anlattık. Ben bunun bittiğini düşünmüyorum. Önümüzdeki sürecin daha da tehlikeli olacağının uyarısını yapmak isterim. Bugün bir temas var bir bağlantı var, kontrol altındalar yarın bu kontrol kalktığında o zaman çok daha farklı ve zalimce sıkıntılar yaşanabilir. Temenni ediyoruz ki yetkililer önlem alır ve uyarılarımızı ciddiye alırlar.”Taraf
HDP Gaziantep vekili Mahmut Toğrul, Türkiye’yi çok tehlikeli bir sürecin beklediğini söyledi. Toğrul, Taraf Gazetesi’ne verdiği röportajda, “Uyuyan hücrelerle Rojava’daki IŞİD güçleri arasında bir irtibat vardı. İrtibat koptuğunda bu bölgede uyuyan hücrelerin kendini patlatmasından korkuyoruz” dedi.
Suruç katliamı ve artan terör olayları ile IŞİD ve PKK’ya yönelik hava harekâtının ardından Emniyet de Türkiye’nin farklı illerinde operasyona başladı. HDP Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrul, “Uyuyan hücrelerle Rojava’daki IŞİD güçleri arasında bir irtibat vardı. İrtibat koptuğunda bu bölgede uyuyan hücrelerin kendini patlatmasından korkuyoruz” dedi. Sınırötesi operasyon ve sınıra yığınağın konuşulduğu dönemde (15-20 gün önce) bölgeye giderek inceleme yaptıklarını ve gözlemlerini hem Kilis vali yardımcısı hem de Antep valisi ile paylaştıklarını kaydeden Toğrul, Taraf’a şunları söyledi:
“Bir süre önce sınıra yığınak haberleri üzerine bölgeye gidip inceleme yaptık. Sınıra gittiğimizde fiili bir sınırötesi operasyon görüntüsü yoktu. Ama sınırda transparan bir durum olduğuna şahit olduk. Asker giyimli insanlar vardı, üzerlerinde telefonlar vardı. Oradaki geçiş için açıkça pazarlık yapıyorlardı. İnsanların götürülüp getirildiği belliydi. Bunu Kilis Vali Yardımcısına söyledim. Vali yardımcısı asker kıyafetli insanların kamplarda kalanlar olduğunu söyledi. Bunları nasıl gelişigüzel dışarı çıkartıyorsunuz dediğimizde ‘Bunlar, onların resmi kıyafeti ‘dedi. Arapların resmî kıyafetinin askerî kıyafet olduğunu bilmiyoruz dedik.
Ardından da ‘kamplarda kalanlar zaman zaman çıkıyorlar’ gibi geçiştiren bir dil kullandı. İnsanlarla sohbet ederken IŞİD’cilerin geldiğini tehdit ettiklerini söylediler. Yani çok açık bir geçişkenliğin olduğunu yerinde tespit ettik.
hücreleri olduğuna dair gözlemlerimiz oldu. Bu alan bu geçişkenliğin daha önce Diyarbakır’da, Suruç’ta bombayı patlatanların girişinin Antep üstünden olması, bu insanların o dönemde Sudan’dan gelenlerin askerlere gidip biz IŞİD’e katılmak istiyoruz diye yanaşabilecek kadar Türk devletinin IŞİD’e yardım edecek algısının varlığı bize şunu hissettirdi. Antep bölgesinde bu organizasyonun parçaları var. Bu da çok ciddi sayıda IŞİD hücresinin varlığına işaret ediyor. Antep’te özellikle kenar semtlerde çok sayıda dernek adı altında kurulmuş (küçücük dükkanların üzerinde dernek isimleri yazılı) ama ne amaçla çalıştığı belli olmayan yüzlerce binlerce dernek var.
Dernek kurduğunuzda normal olarak görünmesini şehir merkezine yakın olmasını istersiniz. Ama bizim tespitimiz arka sokaklarda kimsenin olmadığı bölgelerde konuşlanmışlar. Bunların büyük oranda IŞİD’e eleman yetiştiren, aracılık yapan kurumlar olduğunu düşünüyorum. Özellikle de Demokratik Bölgeler Partisi’nin (DBP) güçlü olduğu, yani yoğun olarak Kürtlerin oturduğu mahallelerde açıkça insanları tehdit eder hâle gelmişler. Bunların bizim oy aldığımız mahallelere Hizbullah adıyla gittikleri söylendi, ama yerel kaynaklardan aldığımız bilgilere göre bunlar Hizbullahçı değil. Bu ismi bilerek kullanıyorlar. Kürtler arasında bir çatışma varmış gibi bir kaotik ortam yaratmak istediklerini düşünüyorum. Ben bu fikirlerimi Antep Valisi’ne de ifade ettim. Bunlara önlem alınmasını istedim.
Bugün çok daha tehlikeli bir süreç bizi bekliyor. Sınırda bir geçişkenlik vardı. Uyuyan hücrelerle Rojava’daki IŞİD güçleri arasında bir irtibat vardı. Bugün bu irtibat koptu eğer tamamen koparsa asıl tehlikenin o zaman başlayacağını öngörüyoruz. Çünkü irtibat koptuğunda bu bölgede uyuyan hücrelerin kendini patlatmasından korkuyoruz. Açıkçası böyle bir tehlike var. Sınırı geçemeyip, gidip gelemeyince içeride eylem yapabilirler. Adıyaman hücresinin zaman zaman hareket ettirildiğini görüyoruz. Ama bunların eğer irtibatı koparsa son görevleri nedir? Kendilerini imha etmek yoluyla Türkiye’ye çevrilecek bir silaha dönüşme tehlikeleri var.Bu konuda ciddi sıkıntı var. Gaziantep’in, Kilis’in peşaverleşme tehlikesi olabileceğini düşünüyoruz. Halk çok tedirgin biz Suruç’tayken bir haber geldi, Antep’te bir kadının canlı bomba olabileceği uyarısı gelmiş, haber çok hızlı yayıldı. Bir anda Antep çalkalandı. Bu da korkunun derecesini gösteriyor. Bırakın tedirginliği bir panik havası var.”
HDP Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrul, sözlerine şöyle devam etti: “Bizim öteden beri yetkililere çağrımız şuydu. Bu bölgede ciddi bir aktivite var özellikle sınır bölgesinde güvenliği sağlayın dedik. Antep’teki bu kadar organizasyondan devletin, istihbaratın habersiz olma ihtimali yok. İstihbarat ne kadar derneğin, bu amaçla kullanıldığını bize göre biliyor. Ancak yeterince önlem almıyor. Bunları denetim altına alacak bir yeni yaklaşıma ihtiyaç var. Türkiye’nin öteden beri Kürt karşıtı politikası (yaklaşımı) var. Bunun bir an önce değiştirmesi gerekiyor. Bu yarın Kürt’ü Türk’ü tanımayacak. Bu ülkede yaşayan tüm halkların, tüm inançların başına bela olacak. Acilen önlem alınması lazım. Suruç katliamı kesinlikle göz göre göre gelen bir eylem, bir tutum. Biz kısa süre önce Hem Kilis Vali yardımcısı hem Antep Valisini ziyaret edip bunları ifade ettik. İnsan tacirliğinin yapıldığından bahsettik. Gündüz gözüyle insanların tehdit edildiğinden söz ettik. Uyuyan hücreleri anlattık. Ben bunun bittiğini düşünmüyorum. Önümüzdeki sürecin daha da tehlikeli olacağının uyarısını yapmak isterim. Bugün bir temas var bir bağlantı var, kontrol altındalar yarın bu kontrol kalktığında o zaman çok daha farklı ve zalimce sıkıntılar yaşanabilir. Temenni ediyoruz ki yetkililer önlem alır ve uyarılarımızı ciddiye alırlar.”Taraf
RSS