AP'de Türkiye oturumu başladı. Swoboda Erdoğan'ın ''Bu Tayyip Erdoğan değişmez'' sözlerine sert tepki verdi
Türkiye yıllardır Avrupa Parlamentosu (AP) gündemini bu denli meşgul etmemişti. AP’nin yılda bir kez tartışıp oyladığı rutin Türkiye raporları dahi senelerdir bu kadar yankı uyandırmıyordu. Gezi Parkı eylemleri, son zamanlarda Türkiye konusunu ele almaktan kaçan AP’yi, adaylık süreci yaşayan Türkiye'de yaşananlar hakkında görüş belirtmeye itti.
Avrupa Parlementosu’nda özel oturum
Türkiye’deki gelişmelerin AP genel kurul gündemine alınması teklifi geçen hafta Yeşiller Grubu’ndan gelmiş, kimse karşı çıkmamıştı. Teklif üzerine dün AP genel kurulunda “Türkiye’deki durum” başlıklı özel bir oturum düzenlendi.Saat 16.00'da başlayan oturumda protesto eylemleri mercek altına alındı.
Bu bir tehdittir
Oturumda söz alan AP Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda, Başbakan Erdoğan'ın "Bu Erdoğan değişmez" sözlerine sert bir yanıt verdi. Swoboda, "Bu bir tehdittir. Erdoğan Türkiye'yi eğer Avrupa'dan uzaklaştırmak istemiyorsa değişmek zorunda" diyerek şöyle konuştu:
Demek derin devlet hala burada
ve derin devleti kendi kullanıyor
"Başbakan'ın derin devlet yapılarıyla mücadelesinin takdir edilmesi gerekiyor. Ama gösterilerde hem üniformalı polisler hem de sivil polisleri görüyoruz. Demek derin devlet hala burada ve derin devleti kendi kullanıyor. Bu kadar çok gazeteci hapisteyse, bunun demokrasiyle bir ilgisi yoktur. Erdoğan Arap dünyası için rol-model olmak istiyorsa, değişmek zorundadır. Bu haliyle, Türkiye'nin Avrupa'da yeri yok."
Gazeteciler için dünyanın en
büyük hapishanesi Türkiye
Avrupa Liberaller ve Demokratlar İttifakı Grubu'ndan Guy Verhofstadt ise "Gazeteciler için dünyanın en büyük hapishanesi Türkiye. Bu çoğunluğun tiranlığıdır" diye konuştu.
AB'nin prensiplerine sırtını
dönen bir Türkiye'yi istemiyoruz
Verhofstadt şöyle devam etti:"Bu konuda Rusya'da Putin'i, Macaristan'da Urban'ı gördük. Şimdi de Türkiye'de Erdoğan'ı görüyoruz. Ben seçilmiş bir hükümete karşı değilim. Ama demokrasinin giderek kötüleştiğini söylüyorum. Biz grup olarak Türkiye'nin AB üyeliğini destekliyoruz. Ama AB'nin prensiplerine sırtını dönen bir Türkiye'yi değil."
Eylemciler devam edin
Avrupa Birleşik Sol - Kuzey Yeşil Sol Konfederal Grubu'ndan Paul Murphy ise Türkiye genelindeki göstericilere seslenerek, "Devam edin" mesajı verdi. Murphy, Sosyalistlerin tasarısını desteklediğini belirterek, "bir günlük genel grev ilan edilmesi gerektiğini ve Erdoğan'ın istifaya zorlanması gerektiğini" savundu. Murphy'nin İngilizce yaptığı konuşmada Türkçe "Tayyip istifa" ifadesini kullandı.
Avrupa değerlerine
bağlılığını yenileme şansı
AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi ve Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Ashton ise konuşmasında, "Bu, Türkiye için önemli bir andır. Avrupa değerlerine bağlılığını yenileme şansına, farklı fikirlere, hayat tarzlarına ve fikir çatışmalarına değer veren bir kültür geliştirebilir. Türkiye'nin son yıllarda yaptığı reformlar gerçekten etkileyici, Kürt sorunun çözümü için bir barış sürecini başlatmak için vizyon ve cesareti gösteren de hükümetti. Hükümetin bu zorluğu da aşacağına inanıyorum. Bu fırsatı, temel hak ve özgürlükleri genişletmek için kullanabilir" dedi.
Polisin uyguladığı takdikler endişe verici
Doğan Haber Ajansı'nın bildirdiğine göre, Türkiye ile üyelik sürecine de değinen Ashton, "Türkiye ile ilişkileri kesmenin zamanı değil. Aksine daha da yakın ilişki kurmak gerekiyor. Ama Türkiye'nin de AB ile daha yakın ilişki kurma vaktidir. Türkiye ile ilişkilerimiz, onu etkileyebilmek için gerçek bir fırsat sağlıyor" diye konuştu.
Ashton, polisin dün Taksim Meydanı'ndaki göstericileri dağıtmak için yoğun bir şekilde tazyikli su ve göz yaşartıcı gaz kullandığını, Ankara ve İzmir'in de şiddet olaylarına sahne olduğunu belirterek polisin uyguladığı taktiklerin kendileri için büyük endişe kaynağı olduğunu söyledi.
Gaz, tazyikli su ve plastik
mermi yakın mesafede kullanılıyor
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile dün gece bu konuyu görüştüğünü söyleyen Ashton, son iki haftada polisin aşırı güç kullanımıyla ilgili çok fazla olay gördüklerini belirterek, "Büyük çoğunluğu barışçıl olan protestoculara karşı göz yaşartıcı gaz, tazyikli su biber gazı ve plastik merminin yakın mesafede kullanıldığını gördük. Aşırı güç kullanımının hızla ve geniş kapsamlı bir şekilde soruşturulması ve sorumluların kanun önüne çıkarılması gerekiyor" dedi.Ashton, hafta sonu İstanbul ve Ankara'da yapılacak mitinglerin de gerginliği artırma riski taşıdığını belirtti. Ashton, çözümün ise husumet yerine diyalogla bulunabileceğine inandığını söyledi.
Türkiye'nin en yüksek
demokratik standart ve
uygulamaları benimsemesi gerek
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün barış ve diyalog çağrısını önemli bulduğunu söyleyen Ashton, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bugün göstericilerin temsilcileri ile bir araya geleceğini hatırlatarak, "Bu, diyalog, hoşgörü ve karşılıklı saygı temelinde ileriye doğru bir yol bulabilmek için önemli bir fırsat" diye konuştu.Türkiye'nin en yüksek demokratik standart ve uygulamaları benimsemesi gerektiğini söyleyerek, "Demokratik yollarla iş başına gelen hükümetler, üst üste üç kez seçilmiş ve halkın yarısının oyunu alarak çok başarılı bile olsalar, bu hükümet tarafından temsil edildiklerini hissetmeyenlerin ihtiyaç ve beklentilerini de dikkate almalı. Barışçıl gösteriler de grupların görüşlerini ortaya koymaları için yasal yöntemlerdir" dedi.SHA
Türkiye yıllardır Avrupa Parlamentosu (AP) gündemini bu denli meşgul etmemişti. AP’nin yılda bir kez tartışıp oyladığı rutin Türkiye raporları dahi senelerdir bu kadar yankı uyandırmıyordu. Gezi Parkı eylemleri, son zamanlarda Türkiye konusunu ele almaktan kaçan AP’yi, adaylık süreci yaşayan Türkiye'de yaşananlar hakkında görüş belirtmeye itti.
Avrupa Parlementosu’nda özel oturum
Türkiye’deki gelişmelerin AP genel kurul gündemine alınması teklifi geçen hafta Yeşiller Grubu’ndan gelmiş, kimse karşı çıkmamıştı. Teklif üzerine dün AP genel kurulunda “Türkiye’deki durum” başlıklı özel bir oturum düzenlendi.Saat 16.00'da başlayan oturumda protesto eylemleri mercek altına alındı.
Bu bir tehdittir
Oturumda söz alan AP Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda, Başbakan Erdoğan'ın "Bu Erdoğan değişmez" sözlerine sert bir yanıt verdi. Swoboda, "Bu bir tehdittir. Erdoğan Türkiye'yi eğer Avrupa'dan uzaklaştırmak istemiyorsa değişmek zorunda" diyerek şöyle konuştu:
Demek derin devlet hala burada
ve derin devleti kendi kullanıyor
"Başbakan'ın derin devlet yapılarıyla mücadelesinin takdir edilmesi gerekiyor. Ama gösterilerde hem üniformalı polisler hem de sivil polisleri görüyoruz. Demek derin devlet hala burada ve derin devleti kendi kullanıyor. Bu kadar çok gazeteci hapisteyse, bunun demokrasiyle bir ilgisi yoktur. Erdoğan Arap dünyası için rol-model olmak istiyorsa, değişmek zorundadır. Bu haliyle, Türkiye'nin Avrupa'da yeri yok."
Gazeteciler için dünyanın en
büyük hapishanesi Türkiye
Avrupa Liberaller ve Demokratlar İttifakı Grubu'ndan Guy Verhofstadt ise "Gazeteciler için dünyanın en büyük hapishanesi Türkiye. Bu çoğunluğun tiranlığıdır" diye konuştu.
AB'nin prensiplerine sırtını
dönen bir Türkiye'yi istemiyoruz
Verhofstadt şöyle devam etti:"Bu konuda Rusya'da Putin'i, Macaristan'da Urban'ı gördük. Şimdi de Türkiye'de Erdoğan'ı görüyoruz. Ben seçilmiş bir hükümete karşı değilim. Ama demokrasinin giderek kötüleştiğini söylüyorum. Biz grup olarak Türkiye'nin AB üyeliğini destekliyoruz. Ama AB'nin prensiplerine sırtını dönen bir Türkiye'yi değil."
Eylemciler devam edin
Avrupa Birleşik Sol - Kuzey Yeşil Sol Konfederal Grubu'ndan Paul Murphy ise Türkiye genelindeki göstericilere seslenerek, "Devam edin" mesajı verdi. Murphy, Sosyalistlerin tasarısını desteklediğini belirterek, "bir günlük genel grev ilan edilmesi gerektiğini ve Erdoğan'ın istifaya zorlanması gerektiğini" savundu. Murphy'nin İngilizce yaptığı konuşmada Türkçe "Tayyip istifa" ifadesini kullandı.
Avrupa değerlerine
bağlılığını yenileme şansı
AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi ve Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Ashton ise konuşmasında, "Bu, Türkiye için önemli bir andır. Avrupa değerlerine bağlılığını yenileme şansına, farklı fikirlere, hayat tarzlarına ve fikir çatışmalarına değer veren bir kültür geliştirebilir. Türkiye'nin son yıllarda yaptığı reformlar gerçekten etkileyici, Kürt sorunun çözümü için bir barış sürecini başlatmak için vizyon ve cesareti gösteren de hükümetti. Hükümetin bu zorluğu da aşacağına inanıyorum. Bu fırsatı, temel hak ve özgürlükleri genişletmek için kullanabilir" dedi.
Polisin uyguladığı takdikler endişe verici
Doğan Haber Ajansı'nın bildirdiğine göre, Türkiye ile üyelik sürecine de değinen Ashton, "Türkiye ile ilişkileri kesmenin zamanı değil. Aksine daha da yakın ilişki kurmak gerekiyor. Ama Türkiye'nin de AB ile daha yakın ilişki kurma vaktidir. Türkiye ile ilişkilerimiz, onu etkileyebilmek için gerçek bir fırsat sağlıyor" diye konuştu.
Ashton, polisin dün Taksim Meydanı'ndaki göstericileri dağıtmak için yoğun bir şekilde tazyikli su ve göz yaşartıcı gaz kullandığını, Ankara ve İzmir'in de şiddet olaylarına sahne olduğunu belirterek polisin uyguladığı taktiklerin kendileri için büyük endişe kaynağı olduğunu söyledi.
Gaz, tazyikli su ve plastik
mermi yakın mesafede kullanılıyor
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile dün gece bu konuyu görüştüğünü söyleyen Ashton, son iki haftada polisin aşırı güç kullanımıyla ilgili çok fazla olay gördüklerini belirterek, "Büyük çoğunluğu barışçıl olan protestoculara karşı göz yaşartıcı gaz, tazyikli su biber gazı ve plastik merminin yakın mesafede kullanıldığını gördük. Aşırı güç kullanımının hızla ve geniş kapsamlı bir şekilde soruşturulması ve sorumluların kanun önüne çıkarılması gerekiyor" dedi.Ashton, hafta sonu İstanbul ve Ankara'da yapılacak mitinglerin de gerginliği artırma riski taşıdığını belirtti. Ashton, çözümün ise husumet yerine diyalogla bulunabileceğine inandığını söyledi.
Türkiye'nin en yüksek
demokratik standart ve
uygulamaları benimsemesi gerek
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün barış ve diyalog çağrısını önemli bulduğunu söyleyen Ashton, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bugün göstericilerin temsilcileri ile bir araya geleceğini hatırlatarak, "Bu, diyalog, hoşgörü ve karşılıklı saygı temelinde ileriye doğru bir yol bulabilmek için önemli bir fırsat" diye konuştu.Türkiye'nin en yüksek demokratik standart ve uygulamaları benimsemesi gerektiğini söyleyerek, "Demokratik yollarla iş başına gelen hükümetler, üst üste üç kez seçilmiş ve halkın yarısının oyunu alarak çok başarılı bile olsalar, bu hükümet tarafından temsil edildiklerini hissetmeyenlerin ihtiyaç ve beklentilerini de dikkate almalı. Barışçıl gösteriler de grupların görüşlerini ortaya koymaları için yasal yöntemlerdir" dedi.SHA