Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Bütün terör örgütleri koalisyon kurmuş Türkiye'ye saldırıyor. 1. Dünya Savaşı'ndan sonraki en karmaşık en sıkıntılı dönem. Böyle bir dönemde klasik çalışma tarzımızı devam ettiremeyiz" dedi.
Üretim yapısının ciddi bir şekilde dönüşmesi lazım
Fuar öncesinde üreticilerle görüştüğünü, üretimin ne kadarının ihracata, ne kadarının iç piyasaya gittiğini sorduğunu aktaran Şimşek, bu kapsamda Gaziantep'teki durumun son derece iyi olduğunu belirtti.Gaziantep'in imalat sanayisinde son derece güçlü, üretim ve ticaret üssü olarak nitelendirilebilecek bir şehir olduğunu anlatan Şimşek, bunu katma değer zincirinde biraz yukarıya çıkararak birkaç kat artırmanın mümkün olduğunu kaydetti.Şimşek, Gaziantep'teki imalat sanayi üretiminin yüzde 78,9'unun düşük teknoloji denilebilecek bir alanda faaliyet gösterdiğini, bu sektörde 91 bin 152 kişinin çalıştığını dile getirerek, "Orta ve uzun vadede katma değer zincirinde bu kısmı yukarı çekmemiz lazım. Çekemezsek yoğun küresel rekabet karşısında zorlanacağız. Orta düşük teknoloji ise yüzde 16,6. Burada da 15 bin 548 kişi çalışıyor. Orta yüksek teknoloji sadece yüzde 4,4. Yüksek teknoloji ise sadece yüzde 0,1. Dolayısıyla üretim yapısının ciddi bir şekilde dönüşmesi lazım. Türkiye'deki resim belki biraz daha farklı ama 3 aşağı 5 yukarı benzerlik arz ediyor." diye konuştu.
Kredi kefalet sistemiyle ihracatçıya destek olunacak
Bütçede ihracat desteklerini 3 katına çıkardıklarını belirten Şimşek, Hazine Müsteşarlığının kredi kefalet sistemiyle ihracatçıya destek olacağını, yüzde 100 kefil olacağını söyledi. İhracatın olmazsa olmaz bir bileşen olduğu, katma değer zincirinin de ihracat içinde en önemli bileşen olduğuna dikkati çeken Şimşek, şunları kaydetti:"Katma değer zincirinde biz yukarıya çıkamazsak ne yapacağız, kiminle yarışacağız? Biz düşük ücretle yarışamayacağımıza göre, kar marjlarını yukarıya çekecek katma değeri yüksek ürünlere geçişi sağlamamız lazım. Bunun için destek çok önemli. Şehir ekonomilerinin dönüşümü üzerine çalışma başlattık. Uluslararası bir danışmanlık firmasıyla temasa geçtim. Onlar şimdi hazırlık yapıyorlar. Bu firmayla Gaziantep sanayisinin dönüşümünü çalışacağız. Gaziantep, sanayi üretim üssü. Fakat bu üretim yapısıyla, sürdürülebilirlik bir soru işareti. Üretim yapısını dönüştüreceğiz. Aslında şimdi 2. Kurtuluş Savaşı. O anlamda bir seferberlik zamanı. Seferberliğin iki bileşeni olacak. Sanayide dönüşüm, yani katma değer zincirinde yukarıya çıkış ve ihracat seferberliği. Piyasanın çeşitlenmesi gerekiyor. Bizim ihracatın 1 milyar 954 milyon doları Irak'a gidiyor. 400 milyon doları Suriye'ye gidiyor. Ama bu piyasalarda bazı sıkıntılar var. Ona rağmen büyük bir başarı. Bizim artık hakikaten nitelikli ürün üreterek, Avrupa çok gelişmiş bir piyasa, oraya çok daha büyük ölçüde yüklenmemiz gerekiyor."
"Başkanlık sistemi yönetimde istikrarı getirecek"
Şimşek, Türkiye'de siyasi istikrarı sağlam bir zemine oturtacak en önemli reformun, koalisyon dönemlerine külliyen son verecek anayasa reformu olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:"Başkanlık sistemi Türkiye'de koalisyonlara son verecek. Bu yönetimde istikrarı getirecek. Birçok ülke bu sorunlarla baş başa. Bizim ciddi bir şekilde bu reformu harekete geçirmemiz lazım. Temsilde adaleti sağlamamız gerekiyor. Artık baraja belki gerek kalmayacak. Meclisimiz çok renkli olsun. Türkiye'nin bütün renklerini, mozaiğini yansıtsın. Kaliteli yasal düzenlemelere ve icrayı denetime zaman ayıralım. Amaç bu. Bu reformla aslında bizim uzun zamandır hazırlıklarını tamamladığımız o kadar çok dönüşüm programı, reform var ki. Yargıda çok önemli 2 adım attık. İstinaf mahkemelerini kurduk, bilirkişi reformunu yaptık. Modern arabuluculuk, ihtisas mahkemeleri. Bizim ihtisaslaşmamız lazım. Anayasa değişikliğini aradan çıkaralım. Bütün reformlar yapılacak. Kalkınma Bankasını yeniden yapılandırıyoruz. TÜBİTAK yeniden yapılandırılıyor. Ar-Ge'ye en fazla desteği veren biziz ama Ar-Ge yok ortada. Varsa da GE kısmı eksik. GE kısmı olsa bile ticari ürüne dönüşmesi eksik. Ekosistem gerekiyor. Sıkıntılar var. Sıkıntıların farkındayız. Firmaların bu dönemde krediye ulaşmalarında sıkıntı var. Ne yaptık? Dedik ki Hazine olarak bütçeden 25 milyar liralık bir kaynağı taahhüt edeceğiz kredi garanti fonuna. Hazine diyor ki 'Ben Türkiye'de ihracat yapana yüzde 100, KOBİ düzeyindekine yüzde 90 ve diğer ticari işletmelere benzer şekilde kefil olacağım, bankalar sakin olun. Kredileri yaşatın, yeni krediler verin.' Devlet olarak aslında biz önünüzü açıyoruz. Elimizi taşın altına en güçlü şekilde koyuyoruz. Çünkü bu dönem üretim, yatırım, istihdam ve ihracat seferberliği zamanı. Tasarrufu, katma değeri unutmayalım. Yeni Kurtuluş Savaşımız bu çerçevede olacak. Gaziantep'in ben burada önderlik yapabileceğine inanıyorum."AA
Üretim yapısının ciddi bir şekilde dönüşmesi lazım
Fuar öncesinde üreticilerle görüştüğünü, üretimin ne kadarının ihracata, ne kadarının iç piyasaya gittiğini sorduğunu aktaran Şimşek, bu kapsamda Gaziantep'teki durumun son derece iyi olduğunu belirtti.Gaziantep'in imalat sanayisinde son derece güçlü, üretim ve ticaret üssü olarak nitelendirilebilecek bir şehir olduğunu anlatan Şimşek, bunu katma değer zincirinde biraz yukarıya çıkararak birkaç kat artırmanın mümkün olduğunu kaydetti.Şimşek, Gaziantep'teki imalat sanayi üretiminin yüzde 78,9'unun düşük teknoloji denilebilecek bir alanda faaliyet gösterdiğini, bu sektörde 91 bin 152 kişinin çalıştığını dile getirerek, "Orta ve uzun vadede katma değer zincirinde bu kısmı yukarı çekmemiz lazım. Çekemezsek yoğun küresel rekabet karşısında zorlanacağız. Orta düşük teknoloji ise yüzde 16,6. Burada da 15 bin 548 kişi çalışıyor. Orta yüksek teknoloji sadece yüzde 4,4. Yüksek teknoloji ise sadece yüzde 0,1. Dolayısıyla üretim yapısının ciddi bir şekilde dönüşmesi lazım. Türkiye'deki resim belki biraz daha farklı ama 3 aşağı 5 yukarı benzerlik arz ediyor." diye konuştu.
Kredi kefalet sistemiyle ihracatçıya destek olunacak
Bütçede ihracat desteklerini 3 katına çıkardıklarını belirten Şimşek, Hazine Müsteşarlığının kredi kefalet sistemiyle ihracatçıya destek olacağını, yüzde 100 kefil olacağını söyledi. İhracatın olmazsa olmaz bir bileşen olduğu, katma değer zincirinin de ihracat içinde en önemli bileşen olduğuna dikkati çeken Şimşek, şunları kaydetti:"Katma değer zincirinde biz yukarıya çıkamazsak ne yapacağız, kiminle yarışacağız? Biz düşük ücretle yarışamayacağımıza göre, kar marjlarını yukarıya çekecek katma değeri yüksek ürünlere geçişi sağlamamız lazım. Bunun için destek çok önemli. Şehir ekonomilerinin dönüşümü üzerine çalışma başlattık. Uluslararası bir danışmanlık firmasıyla temasa geçtim. Onlar şimdi hazırlık yapıyorlar. Bu firmayla Gaziantep sanayisinin dönüşümünü çalışacağız. Gaziantep, sanayi üretim üssü. Fakat bu üretim yapısıyla, sürdürülebilirlik bir soru işareti. Üretim yapısını dönüştüreceğiz. Aslında şimdi 2. Kurtuluş Savaşı. O anlamda bir seferberlik zamanı. Seferberliğin iki bileşeni olacak. Sanayide dönüşüm, yani katma değer zincirinde yukarıya çıkış ve ihracat seferberliği. Piyasanın çeşitlenmesi gerekiyor. Bizim ihracatın 1 milyar 954 milyon doları Irak'a gidiyor. 400 milyon doları Suriye'ye gidiyor. Ama bu piyasalarda bazı sıkıntılar var. Ona rağmen büyük bir başarı. Bizim artık hakikaten nitelikli ürün üreterek, Avrupa çok gelişmiş bir piyasa, oraya çok daha büyük ölçüde yüklenmemiz gerekiyor."
"Başkanlık sistemi yönetimde istikrarı getirecek"
Şimşek, Türkiye'de siyasi istikrarı sağlam bir zemine oturtacak en önemli reformun, koalisyon dönemlerine külliyen son verecek anayasa reformu olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:"Başkanlık sistemi Türkiye'de koalisyonlara son verecek. Bu yönetimde istikrarı getirecek. Birçok ülke bu sorunlarla baş başa. Bizim ciddi bir şekilde bu reformu harekete geçirmemiz lazım. Temsilde adaleti sağlamamız gerekiyor. Artık baraja belki gerek kalmayacak. Meclisimiz çok renkli olsun. Türkiye'nin bütün renklerini, mozaiğini yansıtsın. Kaliteli yasal düzenlemelere ve icrayı denetime zaman ayıralım. Amaç bu. Bu reformla aslında bizim uzun zamandır hazırlıklarını tamamladığımız o kadar çok dönüşüm programı, reform var ki. Yargıda çok önemli 2 adım attık. İstinaf mahkemelerini kurduk, bilirkişi reformunu yaptık. Modern arabuluculuk, ihtisas mahkemeleri. Bizim ihtisaslaşmamız lazım. Anayasa değişikliğini aradan çıkaralım. Bütün reformlar yapılacak. Kalkınma Bankasını yeniden yapılandırıyoruz. TÜBİTAK yeniden yapılandırılıyor. Ar-Ge'ye en fazla desteği veren biziz ama Ar-Ge yok ortada. Varsa da GE kısmı eksik. GE kısmı olsa bile ticari ürüne dönüşmesi eksik. Ekosistem gerekiyor. Sıkıntılar var. Sıkıntıların farkındayız. Firmaların bu dönemde krediye ulaşmalarında sıkıntı var. Ne yaptık? Dedik ki Hazine olarak bütçeden 25 milyar liralık bir kaynağı taahhüt edeceğiz kredi garanti fonuna. Hazine diyor ki 'Ben Türkiye'de ihracat yapana yüzde 100, KOBİ düzeyindekine yüzde 90 ve diğer ticari işletmelere benzer şekilde kefil olacağım, bankalar sakin olun. Kredileri yaşatın, yeni krediler verin.' Devlet olarak aslında biz önünüzü açıyoruz. Elimizi taşın altına en güçlü şekilde koyuyoruz. Çünkü bu dönem üretim, yatırım, istihdam ve ihracat seferberliği zamanı. Tasarrufu, katma değeri unutmayalım. Yeni Kurtuluş Savaşımız bu çerçevede olacak. Gaziantep'in ben burada önderlik yapabileceğine inanıyorum."AA
RSS