Et ve Süt Kurumu’nun “2018 Sektör Değerlendirme Raporuna” göre 2018 yılında kırmızı et ithalatı miktar bazında yüzde 233 artarken, değer bakımından ise yüzde 106 oranında arttı. Ayrıca yine rapora göre 2017 yılında 18 bin 857 ton kırmızı et ithalatı için 85 milyon 190 bin dolar ödenirken, 2018 yılında ise 55 bin 752 ton kırmızı et için 260 milyon 107 bin dolar ödeme yapıldı.
Rapora göre canlı hayvan ithalatının yüzde 54, damızlık küçükbaş hayvan ithalatının ise yüzde 347 arttığını vurgulayan Gıda Mühendisleri Odası Gaziantep İl Temsilcisi Onur Aydın, “Bu durum hayvancılıkta geldiğimiz noktayı gözler önüne seriyor. Türkiye kişi başına canlı hayvan varlığında yüzde 0.7 ile talebin çok altında bir varlığa sahip. 2018 yılında bir önceki yıla göre; kilogram bazında toplam canlı hayvan ithalatı yüzde 54, büyükbaş hayvan ithalatı yüzde 53, küçükbaş hayvan ithalatı ise yüzde 68 artmıştır. Büyükbaş hayvan ithalatındaki artış daha çok besilik ithalatından kaynaklı olup büyükbaş için yüzde 78 olarak gerçekleşmiştir. Kasaplık ithalatı büyükbaş için yüzde 31 artmıştır” dedi.
Ulusal markaların küresel
pazarda güçlenmesi gerekiyor
Et ürünleri üretiminde ulusal markaların küresel pazarda güçlenmesi gerektiğini söyleyen Aydın, “Türkiye’de et ürünleri üretimi maliyetlerden dolay rekabet gücünü kaybetmekte. Halbuki Türkiye’de üretilen sosis sucuk jambon vb et ürünleri lezzet ve besin değerleri bakımından küresel pazarda iyi bir noktada. Yöresel et ürünleri pastırma sucuk ve kavurma dünya mutfağına girmek için önemli fırsatlara sahip. Fakat küresel pazarda gıda ve et ürünlerinin markalaşması için kamu-özel sektör işbirliği ve stratejik plan çerçevesinde faaliyetler yürütülmesi gerekir” diye ifadeler kullandı.
Gaziantep, entegre et işleme
tesisleri için cazibe merkezi
Sucuk ve pastırmanın Anadolu mutfağının önemli et ürünlerinden olduğunu ve tüm dünyada ilgi görebilecek ürünler arasında yer aldığını ifade eden Aydın, “Fermente olması nedeniyle sindirim ve bağışıklık sistemi için de fonksiyonel olan bu ürünlerin dünya pazarında konumlandırılıp tüm dünyaya bu ürünler ihraç edilebilir. Fermente et ürünlerinde Türkiye’de üretim ve satış yapan markalar güçlendirilmeli. Pazarın talebini ithal ederek karşılayan ülkemiz katma değeri yüksek ürünler üretmeye odaklanmalıdır. Anadolu’da yetişen aromatik bitkiler ve baharatlarla çeşitlendirilmiş fermente et ürünleri gıda ihracatının lokomotifi olabilir. Gaziantep sanayisi böyle bir üretim için biçilmiş kaftan. Özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde küçük baş hayvan varlığının arttırılmasıyla bölgenin endüstri merkezi Gaziantep’te entegre et işleme tesisleri kurulup cazibe merkezi yaratılabilir” şeklinde açıklama yaptı. Hüseyin Karataş
Rapora göre canlı hayvan ithalatının yüzde 54, damızlık küçükbaş hayvan ithalatının ise yüzde 347 arttığını vurgulayan Gıda Mühendisleri Odası Gaziantep İl Temsilcisi Onur Aydın, “Bu durum hayvancılıkta geldiğimiz noktayı gözler önüne seriyor. Türkiye kişi başına canlı hayvan varlığında yüzde 0.7 ile talebin çok altında bir varlığa sahip. 2018 yılında bir önceki yıla göre; kilogram bazında toplam canlı hayvan ithalatı yüzde 54, büyükbaş hayvan ithalatı yüzde 53, küçükbaş hayvan ithalatı ise yüzde 68 artmıştır. Büyükbaş hayvan ithalatındaki artış daha çok besilik ithalatından kaynaklı olup büyükbaş için yüzde 78 olarak gerçekleşmiştir. Kasaplık ithalatı büyükbaş için yüzde 31 artmıştır” dedi.
Ulusal markaların küresel
pazarda güçlenmesi gerekiyor
Et ürünleri üretiminde ulusal markaların küresel pazarda güçlenmesi gerektiğini söyleyen Aydın, “Türkiye’de et ürünleri üretimi maliyetlerden dolay rekabet gücünü kaybetmekte. Halbuki Türkiye’de üretilen sosis sucuk jambon vb et ürünleri lezzet ve besin değerleri bakımından küresel pazarda iyi bir noktada. Yöresel et ürünleri pastırma sucuk ve kavurma dünya mutfağına girmek için önemli fırsatlara sahip. Fakat küresel pazarda gıda ve et ürünlerinin markalaşması için kamu-özel sektör işbirliği ve stratejik plan çerçevesinde faaliyetler yürütülmesi gerekir” diye ifadeler kullandı.
Gaziantep, entegre et işleme
tesisleri için cazibe merkezi
Sucuk ve pastırmanın Anadolu mutfağının önemli et ürünlerinden olduğunu ve tüm dünyada ilgi görebilecek ürünler arasında yer aldığını ifade eden Aydın, “Fermente olması nedeniyle sindirim ve bağışıklık sistemi için de fonksiyonel olan bu ürünlerin dünya pazarında konumlandırılıp tüm dünyaya bu ürünler ihraç edilebilir. Fermente et ürünlerinde Türkiye’de üretim ve satış yapan markalar güçlendirilmeli. Pazarın talebini ithal ederek karşılayan ülkemiz katma değeri yüksek ürünler üretmeye odaklanmalıdır. Anadolu’da yetişen aromatik bitkiler ve baharatlarla çeşitlendirilmiş fermente et ürünleri gıda ihracatının lokomotifi olabilir. Gaziantep sanayisi böyle bir üretim için biçilmiş kaftan. Özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde küçük baş hayvan varlığının arttırılmasıyla bölgenin endüstri merkezi Gaziantep’te entegre et işleme tesisleri kurulup cazibe merkezi yaratılabilir” şeklinde açıklama yaptı. Hüseyin Karataş