Bozgeyik, “Bina yıkımlarında ranta ve sermayeye, inşaata dayalı AKP’nin 23 yıldır izlemiş olduğu politikaların bu yıkımda büyük bir etkisi olduğunu, devletin arama kurtarma faaliyetlerine geç kalmasının, tek adam rejiminin emek meslek örgütleri ve emek demokrasi güçleriyle iş birliği yapmamasının göçün etkisini arttırdığını biliyoruz. Halen çadırlarda ısınma, barınma, gıda, hijyen, su sorunu çok yoğun olarak yaşanıyor. 24 gündür insanların halen banyo yapamayıp kişisel temizliklerini sağlayamamaları sonucunda da uyuz bitlenme gibi hastalıklar ortaya çıktı” ifadelerini kullandı.
Yüzyılın ihmaliyle
karşı karşıyayız
Bozgeyik, “Tabloyu yüzyılın felaketi olarak adlandırsak da özellikle yüzyılın ihmaliyle de karşı karşıyayız. Başından beri iktidarın çok yoğun bir ihmaliyle karşı karşıya kaldığımızı 3 ilde 3 gündür yapmış olduğumuz değerlendirmeler sonucunda gördük” dedi.
Depremin ilk gününden itibaren kriz koordinasyon merkezlerinin oluşturulması, bölgede gönüllü destek verecek ekiplerin belirlenmesi, diğer illerden deprem bölgesine lojistik destek sağlanması gibi çalışmalar yaptıklarını söyleyen Bozgeyik, “Pazartesi’den itibaren oluşturduğumuz heyetle birlikte Malatya’dan başlayarak Adıyaman, Gölbaşı, Besni, Narlı, Pazarcık, Nurdağı ve Antep merkezde de çeşitli gözlem ve incelemelerde bulunduk” şeklinde konuştu.
Göreve çağrılan kamu emekçilerinin
gıda, temiz suya erişim sorunu çözülmeli
“Birçok kamu kurumunun yıkıldığını ve hasar gördüğünü bu nedenle emekçileri göreve çağırırken öncelikle barınma, gıda, temiz suya erişim sorunlarının çözülmesi gerekiyor” diyen Bozgeyik, “İnsanların yeniden toplumsal yaşama adapte olması için psiko-sosyal destek sağlanmalı ve en az 3 ay sonra hazırlarsa göreve başlatılmaları, o sürece kadar da hak kaybına uğramadan idari izinli sayılmaları gerekiyor” diye açıklamada bulundu.
Hızlıca bir toparlanma
sürecine girmemiz gerekiyor
Devletin tekçi otoriter yaklaşımından vazgeçmesi çağrısında bulunan KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, konuşmasını şu cümlelerle bitirdi: “Emek demokrasi güçleri ve meslek örgütleriyle koordinasyon halinde kriz koordinasyon merkezlerinin yürütülmesi, kentlerimizin yeniden doğaya ekolojiye duyarlı yatay kentleşmenin sağlanabilmesi açısından da hızlıca bir toparlanma sürecine girmemiz gerekiyor. Acilen de barınma sorunlarının çözülmesi ve yeni alanlar belirlenerek alt yapı, üst yapı, çocuklar için oyun alanlarının olduğu, yeşil alanların olduğu yerleşim yerlerinin de hızlıca konteyner kentler şeklinde inşa edilmesi gerekliliğini ifade ediyoruz. Deprem etkisiyle başka şehirlere giden vatandaşların da yeniden kentlerine dönebilmesinin koşullarını sağlamalıyız.” Ali Göksular
RSS