ANASAYFA arrow right Güncel

Çalışanlar, emekliler açlık ve yoksulluğa mahkum edildi

Çalışanlar, emekliler açlık ve yoksulluğa mahkum edildi
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.51
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.51
Memurun alacağı zammın netleşmesinin ardından basın toplantısı düzenleyen Kamu Emekçileri Konfederasyonu Dönem Sözcüsü Ali Ersönmez, “Son bir yılda dövizdeki artışın(devalüasyonun) yüzde 24 olduğu, ülkemizde açlık sınırının Bin 529 TL yoksulluk sını
Memurun alacağı zammın netleşmesinin ardından basın toplantısı düzenleyen Kamu Emekçileri Konfederasyonu Dönem Sözcüsü Ali Ersönmez, “Son bir yılda dövizdeki artışın(devalüasyonun) yüzde 24 olduğu, ülkemizde açlık sınırının Bin 529 TL yoksulluk sınırının ise 4 bin 979 TL olduğu bir dönemde bu yüzdelik zamlarla çalışanlar ve emekliler açlık ve yoksulluğa bir kez daha mahkum edilmiş oluyorlar” dedi.
2017 TİS sürecinin yetkili konfederasyon Memur Sen ile hükümetin arasındaki anlaşmanın açıklanması ile sona erdiğini kaydeden Ersönmez, “2018 yılı için yüzde 4 + yüzde 3,5 ve 2019 yılı içinse yüzde 4 + yüzde 5 olarak Memur Sen’le Hükümet belirlemiştir. Bilindiği üzere hükümetin dün ‘revize ettiğimiz son teklifimiz” diyerek 2018 yılı için yüzde 3,5+ yüzde 3,5 2019 yılı için ise yüzde 4+ yüzde 5 maaş artışı teklifinde bulunmuştur” şeklinde konuştu.

Memur Sen yine yanıltmadı
Ersönmez, “İki gün önce akşam saatlerinde yapılan açıklamada aynı yetkili konfederasyon genel başkanı “müzakereye yakın, imzaya uzağız, yeni adımlar bekliyoruz, bize göre, masaya gelmesi gereken 4-5 puan daha var” demiştir. Ancak Memur Sen yönetimi yine 3,1 milyon kamu emekçisini, 1,9 milyon kamu emekçisi emeklisini yanıltmamış, daha önceki sözlerini yutarak hükümetin 2018 yılı teklifinde sadece yüzde 0,5 puan artış yaptığı sözleşmeye imza atmıştır” diye açıklama yaptı.
Reel enflasyona yenik düşürülmüşlerdir
“Baştan beri danışıklı dövüş gibi algılanan TİS süreci çalışmaları, sonuçları itibarı ile bu gerçeği de kanıtlamıştır “ diyen Ersönmez, konuşmasına şöyle devam etti: “Çünkü planlanan zamlarla kamu çalışanlarının refah düzeyini yükseltmek yerine reel enflasyona yenik düşürülmüşlerdir. TÜİK verileri üzerinden değil gerçek hayat pahalılığı üzerinden bakıldığında kamu çalışanlarının 2018 ve 2019 yıllarında da yoksulluk sınırının çok altında bir ücretle çalışacakları belirlenmiştir. Yüzde 17 zam duyurusu yapan yetkili sendika Memur Sen emekçileri aldatamaz.1.yıl ortalama yüzde 5.8, 2.yıl yüzde 7 ve kümülatif ortalama 6.4’dür.”
Kamu emekçilerinin temel
hiçbir talebine çözüm üretmedi
Kamu emekçilerinin temel hiçbir talebine çözüm üretmeyen, gerçek yaşamdan kopuk enflasyon rakamlarının altına imza atıldığına dikkat çeken KESK Dönem Sözcüsü Ali Ersönmez, “Vergide çalışanların lehine düzenleme ve adalet sağlanamamıştır. Vergi dilimlerinin düşük tutulması nedeniyle her yılın Nisan ayı itibari ile çalışanlar yüzde 5 yeniden vergiye tabi tutularak yılın ikinci dönemindeki zamlar ceplere girmeden kamu çalışanlarının cebinden çıkmaktadır. Bu duruma dair yıllardır süregelen kamu çalışanlarının talebi hükümet ve yetkili sendika tarafından ciddiye almadıkları ortaya çıkmıştır” diye konuştu.
Çalışan ve emeklilere
inandırıcı gelmemektedir
Ersönmez, “Çalışma Bakanı’nın açık, samimi olarak nitelendirdiği teklifi sunarken “ekonomik istikrarı, kamu çalışanlarımızın beklentilerini, 80 milyon vatandaşımızı göz önünde bulundurduk” demesi manidardır. Bilindiği üzere hükümetin yıllardır kamu emekçilerinin, işçilerin talepleri karşısında bütçe olanaklarımız sınırlı, mali disiplini bozamayız gerekçelerine sığınılmaktadır. Çalışma Bakanı’nı yeni teklifi sunarken yaptığı konuşmada aynı gerekçeler bir kez daha dile getirilmiştir. Ancak yıllardır sermayeye, patronlar teşvik üstüne teşvik dağıtan, sadece 2017 yılında getirdiği vergi indirimi ve istisnalar ile bu kesimlerden 102 milyar TL tahsil etmekten vazgeçip yükünü çalışan kesimlerin üzerine yıkan ve sonra sıra kamu emekçilerine gelince mali disiplinden, bütçe olanaklardan dem vurmak çalışan ve emeklilere inandırıcı gelmemektedir” ifadesini kullandı.
Temel hiçbir talebin
gereği yerine getirilmemiştir
Hükümet ve yetkili sendikanın imzaladıkları TİS’in ülkede yaşanan açlık, yoksulluk sınırı, kamu emekçilerinin yaşanan gerçek enflasyon karşısında eriyen reel durumunu görmeyen bir sözleşme olduğunun altını çizen Ersönmez, “Özellikle yıllardır yaşanan kayıpların giderilmediği, adaletsiz gelir vergisi dilimleri sorununun çözülmediği koşullarda maaşlarda sadece birkaç puanlık artış öngören bu teklifin bir karşılığı yoktur. Kamu emekçilerini gerçek yaşamdan uzak TÜİK enflasyonu oranında artışlara mahkum eden sözleşme olmuştur. Hükümet ve yetkili konfederasyon yönetimi arasında varılan mutabakatlarda vergi dilimi adaletsizliğine son verilmesi, ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması, 4/C liler, 4/B liler, kamuda asli işleri yapan taşeron firma çalışanları başta olmak üzere kamuda güvencesiz çalışanların kadroya alınması, ek gösterge adaletsizliğine son verilmesi gibi kamu emekçilerinin temel hiçbir talebinin gereği yerine getirilmemiştir” şeklinde açıklamada bulundu.
Kamu emekçileri fedakarlık
değil, hakkını istemektedir
Sendikal hak ve özgürlükleri kullanamaz hale getiren OHAL-KHK rejiminin gölgesinin toplu sözleşme görüşmelerine de düştüğünü vurgulayan KESK Dönem Sözcüsü Ali Ersönmez, şöyle konuştu: “ KESK baştan beri bilinçli olarak sadece masadan değil, işyerlerinden, alanlardan uzak tutmak için her türlü hukuksuzluğun devreye sokulduğu bu son “toplu sözleşme” sürecinde, sendika olmanın asgari koşullarını dahi taşımayanların kamu emekçilerinin temel sorunlarına çözüm üretmekten ne kadar uzak olduğu bir kez daha teyit edilmiştir. Ülkemizin kamu emekçileri, emeklikleri zaten yıllardır fazlasıyla fedakârlıkta bulunmuştur. Yoksulluk sınırına uzak açlık sınırına yakın bir yaşam mücadelesi sürdürmeye terk edilen kamu emekçileri ve emekliler kimseden sadaka ya da fedakarlık değil, hakkını istemektedir.”Hüseyin Karataş

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *