“Çiftçilerin, arazileri ipotekli, kendisi borçludur” diyerek konuşmasına başlayan Çiftçi Sen İl Temsilcisi Karaca Bozgeyik, çiftçiyi borç sarmalından kurtaracak acil ekonomik tedbirlere ihtiyaç duyulduğunun altını çizerken, “Çiftçi, tarımsal üretimin tüm süreçlerinde acımasız piyasa ekonomisi karşısında yalnızlık çekmektedir. Ürününü satarken de kontrolsüz piyasanın ve aracıların insafına bırakılıyorlar. İthal tarımsal ürünler karşısında çaresiz kalan üretici her geçen gün de tarımdan uzaklaşmakta ve ürettiği ürünlerden kazandığı parayla bile borçlarını ödememekte” dedi.
Temel sorunların başında
girdi maliyetleri geliyor
Çiftçilerin temel sorunlarının başında girdi maliyetlerinin yüksek olmasının geldiğini belirten Bozgeyik, gençlerin yaşadığı topraklarda geleceğe dair umutlarını kaybettiklerini söyledi. “İklim koşulları ve kuraklık üretimin şeklini, miktarını etkilemektedir. Sulanabilir arazi miktarı istenilen seviyede değil. Sulama yatırımlarının öne alınması, devam eden projelerin bitirilmesi gerekmektedir. Çiftçilerin sistemin zorlamasına, baskılamasına karşı dayanışma ve yardımlaşmayı artırarak, sosyal, ekonomik ve kültürel örgütlenme gerekliliği vardır. Kırsal da yaşayan kadınların ekonomik ve sosyo-kültürel hayatta daha çok görünürlüğünün olduğunu, kadın işgücünün sömürülmediği bir üretim modeli geliştirilmelidir” değerlendirmesinde bulundu.
Yapılan yardımlar
sorunları çözmekten uzak
Köylerin, insanlığın bir arada yaşama kültürünü oluşturduğu, geliştirdiği ve doğayla barış içinde yaşadığı ilk yerleşim birimleri olduğu hatırlatmasında bulunan Bozgeyik, “Köylerin yok olması demek; insanlığın bir arada yaşama kültürünün, dayanışmanın ve yardımlaşmanın yok olması demektir. Büyükşehir yasası ile birlikte köylerin mahalleye dönüşmesi ile başlayan sürecin ikinci yerel seçimlerini yapıyoruz. Mahalleye, dönüşen köylerin oy yoğunluğu şehir merkezlerine göre düşük olduğundan hizmetlerde de geri planda kalıyorlar. Belediyenin gübre, tohum, fidan ve yem yardımları şeklindeki lütuf tutumları çiftçinin temel sorunlarını çözmekten uzak, maganizel bir görüntü içeriyor. Çiftçiyi desteklemiş gibi gözüken bu tutum, temel sorunları göz ardı etmekten öteye geçmemektedir” şeklinde açıklama yaptı. Hüseyin Karataş
Temel sorunların başında
girdi maliyetleri geliyor
Çiftçilerin temel sorunlarının başında girdi maliyetlerinin yüksek olmasının geldiğini belirten Bozgeyik, gençlerin yaşadığı topraklarda geleceğe dair umutlarını kaybettiklerini söyledi. “İklim koşulları ve kuraklık üretimin şeklini, miktarını etkilemektedir. Sulanabilir arazi miktarı istenilen seviyede değil. Sulama yatırımlarının öne alınması, devam eden projelerin bitirilmesi gerekmektedir. Çiftçilerin sistemin zorlamasına, baskılamasına karşı dayanışma ve yardımlaşmayı artırarak, sosyal, ekonomik ve kültürel örgütlenme gerekliliği vardır. Kırsal da yaşayan kadınların ekonomik ve sosyo-kültürel hayatta daha çok görünürlüğünün olduğunu, kadın işgücünün sömürülmediği bir üretim modeli geliştirilmelidir” değerlendirmesinde bulundu.
Yapılan yardımlar
sorunları çözmekten uzak
Köylerin, insanlığın bir arada yaşama kültürünü oluşturduğu, geliştirdiği ve doğayla barış içinde yaşadığı ilk yerleşim birimleri olduğu hatırlatmasında bulunan Bozgeyik, “Köylerin yok olması demek; insanlığın bir arada yaşama kültürünün, dayanışmanın ve yardımlaşmanın yok olması demektir. Büyükşehir yasası ile birlikte köylerin mahalleye dönüşmesi ile başlayan sürecin ikinci yerel seçimlerini yapıyoruz. Mahalleye, dönüşen köylerin oy yoğunluğu şehir merkezlerine göre düşük olduğundan hizmetlerde de geri planda kalıyorlar. Belediyenin gübre, tohum, fidan ve yem yardımları şeklindeki lütuf tutumları çiftçinin temel sorunlarını çözmekten uzak, maganizel bir görüntü içeriyor. Çiftçiyi desteklemiş gibi gözüken bu tutum, temel sorunları göz ardı etmekten öteye geçmemektedir” şeklinde açıklama yaptı. Hüseyin Karataş