ANASAYFA arrow right Güncel

‘Cumhurbaşkanlığı seçiminin kostümlü provası’

‘Cumhurbaşkanlığı seçiminin kostümlü provası’
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.02
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.02
30 Mart‘ta yapılacak yerel seçimleri, ‘Cumhurbaşkanlığı seçiminin kostümlü provası’ olarak niteledi.
Türkiye’nin önde gelen araştırma şirketlerinden KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, yerel seçimler öncesi yaptıkları kamuoyu anketlerini, seçmenlerin eğilimlerini değerlendirirken, 30 Mart‘ta yapılacak yerel seçimleri, ‘Cumhurbaşkanlığı seçiminin kostümlü provası’ olarak niteledi. Seçmenin her türlü gelişmeye tepki göstereceğini ve bunun da sandığa yansıyacağını belirten Ağırdır, ancak bunun iktidarla muhalefetin yer değiştireceği kadar radikal bir değişim olmayacağını söyledi. 

Amerika’nın Sesi’ne konuşan Ağırdır, “Yaptığımız araştırmalar sonucunda Türkiye’nin yüzde 25’inin bir uçta, yüzde 35’inin ise diğer uçta olmak üzere yüzde 60’ı kutuplaşma pençesine düşmüş durumda” derken bazı gelişmelerin seçmenleri rahatsız ettiğini kabul etti. Ancak Ağırdır, başka gelişmelerin de seçmeni siyasi tavrını korumaya ittiğini, bu nedenle de henüz radikal bir oy değişimi görünmediğini aktardı.
Yolsuzluk operasyonuna tepkinin mutlaka sandığa yansıyacağını, ancak buradaki tepki sözcüğünü, oy tercihini değiştirmek olarak algılamanın seçmenlere haksızlık olacağını savunan Bekir Ağırdır, oy tercihlerinin tek bir olaya bakılarak değişmediğini ifade etti. Ağırdır, “Özetle, yolsuzluktan şikayetçi olduğu halde Adalet ve Kalkınma Partisi’ne oy verecek seçmenler olduğu gibi CHP’den şikayetçi olduğu halde oy vermeye devam eden seçmenler olduğunu biliyoruz” şeklinde konuştu.
Genel Müdürü Bekir Ağırdır, seçimden iktidar partisinin çok az oy kaybederek galip çıkması halinde bunun “Türkiye toplumu yolsuzluğu hoş görüyor diye yorumlanması çok büyük haksızlık olur” dedi. Bekir Ağırdır, Türkiye’de aydınlar, akademisyenler ve özellikle de sol partilerin en büyük hatasının, toplumun bilincini ve tercihlerini sürekli olarak küçümsemek olduğunu da öne sürdü.SHA




Türkiye’de ekonomik ve siyasi alanlarda olup bitenlerin yurt dışındaki yansımaları sürerken İngiliz The Telegraph gazetesi, Türkiye ile ilgili çok geniş ve ağır eleştirileri içeren bir haber analizinde Türkiye için “yükselen piyasalarda ilk düşen domino taşı” nitelemesini yapıyor. İngiltere’nin büyük gazetelerinden The Telegraph, Ambrose Evans-Pritchard imzası ile Türkiye konusunda yayımladığı Ankara kaynaklı haber analizinde Türkiye’nin büyüme modelinin 2007 yılında tükenme noktasına geldiğini, bunun ardından meydana gelen tüketim patlamasını ise sıcak paranın sürüklediğini savunduktan sonra “Model Müslüman demokrasisi, geçen Haziran ayında polisin, İstanbul’daki Taksim Meydanı ve ülkenin diğer bazı kentlerinde göstericilere ateş açıp altı kişiyi öldürdüğü ve 8 bin kişiyi yaraladığında raydan çıktı” görüşünü dile getiriyor. 
“O zamandan beri işler daha kötüye gidiyor” diyen gazete, AB diplomatlarının “Başbakan Erdoğan demokrasi ve hukuk üstünlüğü konusunda o kadar açık bir ihlal içindeki Türkiye’nin AB hedefinin kuşkulu duruma geldiğini söylediklerini” yazıyor. 
TÜSİAD’ın açıklamaları için “şaşırtıcı alarm” denilen haberde 17 Aralık gelişmelerine ilişkin olarak da Başbakan Erdoğan’ın yolsuzluk soruşturmalarına “misilleme” olarak yargı ve emniyette “temizlik” yaptığı öne sürülüyor.
Telegraph, “İslami Opus Dei” nitelemesi yaptığı Gülen Hareketi ile ilgili Erdoğan’ın yaptığı “paralel devlet” suçlamalarına dikkat çekerken de bir AB diplomatının “yargı darbesi iddiaları bize sökmez. Başbakan, yeni düzeni korumak için savunma durumun geçiyor. Yeterince sadık gibi görülmeyen herkes zorla dışlanıyor” dediğini aktarıyor. 
Aynı yetkilinin “yürütmeyi hesap vermeye zorlayan inandırıcı parlamenter dengeleri yok. Erdoğan, demokratik kurumlara böyle davranamaz. Geçen Ocak ayında Brüksel’de kendisine bunların Kopenhag kriterlerinin sürekli ihlalleri olduğu ve Türkiye’nin katılım sürecini tehlikeye soktuğu net biçimde anlatıldı” dediği de anlatılıyor. 
“Ergenekon davalarıyla zaten silahlı kuvvetlerinin üst kademelerinin başları kesildi” gibi iddialara yer veren Evans-Pritchard, AB’de üyelik müzakerelerini askıya almak gibi henüz bir planın olmadığını belirtmekle birlikte “Ancak bu tür keskin düşünceler, kapalı kapılar ardından dolaşıyor” iddiasında da bulunduktan sonra “Altı farklı AB yetkilisiyle görüşmeler beni şok içinde bıraktı. Çoğu, Erdoğan’ın iktidara tutunmak için pek az engel tanıyacağını düşünüyor” gibi ifadelerini kullanıyor.

Haberde yeni internet yasasına yönelik eleştirilere yer verildikten sonra aynı konu ile ilgili Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a atfen şöyle deniliyor: “Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, The Telegraph’a, internetin vahşi bir ormana dönüştüğünü ve evcilleştirilmesi gerektiğini söyledi. Dedi ki ‘Özgürlüğü istismar eden kötü niyetli insanlara karşı halkı korumalıyız.’” 
İngiliz gazetesi, Türk ekonomisindeki son gelişmelere geniş yer verildiği haberinin son bölümünde ise, genç nüfusu ve “yeniden uyanan toplumun tazeliği” ile “Teoride Türkiye’nin Avrupa’nın büyük umudu olması gerektiğini belirterek ama Başbakan Erdoğan'ın "Suriye’ye Sünni Müslüman tarafı yanında müdahale edip Kemal Atatürk’ün laik devletin tuğlalarını tek tek sökerek Türkiye'deki mezhebi tartışmaların köpüğünün su üstüne çıkmasına neden olduğu" iddiasında bulunuyor.SHA


Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *