İnsan Hakları Derneği Antep Şube Başkanı Av. Bahri Oğuz, “Çok uzun süredir temel insan haklarının korunmadığı; yaşam hakkı ile işkence ve kötü muamele yasağı ihlallerinin rutine dönüştüğü, hapishanelerde mahpuslara dönük hak ihlallerinin her geçen gün daha da arttığı, demokratik değer ve ilkelerin rafa kaldırıldığı bir dönemi yaşamaktayız” açıklamasını yaptı.
Hak savunucularının önündeki engeller çoğalıyor
Hukuksuz ve antidemokratik uygulamaların, hak savunucularının engelleri çoğalttığını kaydeden Oğuz, “Öte yandan bu zorlu şartlar, toplumun barışa ve adil bir hukuk düzenine olan arzusunu artırıyor. Bu arzunun ancak, toplumun bütünü tarafından ortaya konacak güçlü bir dayanışma ve barış talebi ile gerçeğe dönüşebileceğinden hareketle tüm toplumsal kesimleri hak savunucularının yükselttiği barış talebine katkı sağlamaya davet ediyoruz” dedi.
Hak ihlallerinin çok büyük bir kısmı Kürt meselesinin çözümsüzlüğünden kaynaklandığını sözlerine ekleyen Oğuz, “Türkiye’de, kamu gücünü elinde bulunduran kişilerin neden olduğu hak ihlallerine ilişkin savcılıklar eliyle başlatılan soruşturma ve açılan davaların çok büyük bir kısmında yargı makamları dava konusu olaya ilişkin yapılması gereken tahkikat işlemlerini eksik/özensiz bir şekilde ve olayın üstünden çok uzun zaman geçtikten sonra tamamlamışlar” tespitini yaptı.
Tüm krizlerin tek çözümü, toplumsal barışını tesis etmekten geçiyor
Oğuz, “Bu ayki barış nöbetimiz vesilesiyle bir kez daha tekrarlamakta fayda görüyoruz; Türkiye toplumunun şu an içinde bulunduğu tüm krizlerin tek çözümü, toplumsal barışını tesis etmekten geçiyor. Toplumsal barışın tesisinin ilk adımı ise geçmişte yaşanmış ağır insan hakları ihlalleri ile yüzleşme, benzer ihlallere neden olacak güvenlikçi politikalardan vazgeçme, etkili, adil ve bağımsız yargı mekanizmaları oluşturmaktan geçiyor” şeklinde konuştu.