Depremden önce 5 lira olan bir ürün depremden sonra 15 liraya çıktı

Müslüm Gören, “Geçinmek için bir yerlerden kısmak zorundayız. Örneğin; birinci kalite elbise alacağıma ikinci veya üçüncü kalite alıyorum. Aldığımız bir kazak veya gömleği 3 sene giyiyorum. Çünkü her şeyden kısmak durumundayız. Depremden önce 5 lira olan bir ürün depremden sonra 15 liraya çıktı. 5 litre suyu 90 liraya alanlar olmuş. Ne oldu da fiyatlar bir anda bu kadar yükseldi” diye konuştu.  
Suriyeliler birinci sınıf, bizler ikinci sınıf vatandaş olduk 
Gören, “Bir Cumhurbaşkanı vatandaşına hakaret eder mi? Suriyeliler birinci sınıf vatandaş olurken, bu topraklar doğan, büyüyen ve çalışan bizler ikinci sınıf vatandaş olduk. Suriyelilere geçen yıl Kurban Bayramı’nda 3 bin TL verilirken, emeklilere bin 100 lira verildi. Suriyeliler’in para çektikleri Ziraat Bankası kartı üzerinde “Mülteci” yazıyor” vurgusu yaptı.  
Biz yardım değil, hakkımızı istiyoruz 
Özer, “Depremde evi yıkılan emeklilerimiz var. Şu anda yıkılan evlerin yapımına başlandı. Bu evlerin yüzde 60’ını devlet yüzde 40’ını ise vatandaş karşılayacak. Sadece maaşından başka hiçbir geliri olmayan emeklilerimiz yüzde 40’ı nasıl ödeyecek? O nedenle emeklinin dışında evleri yıkılan diğer vatandaşlardan hiçbir şekilde para alınmamalı. Ücretsiz bir şekilde evleri teslim edilmeli. Biz yardım değil, hakkımızı istiyoruz” şeklinde konuştu.  
Açlığa mahkûm edilen emeklilerin refah seviyesinin yükselmesi mümkün değil 
Emeklilerin açlık sınırı altında yaşadıklarını ifade eden Özer, “Açlık sınırı 10 bin TL, yoksulluk sınırı ise 30 bin TL’yi geçmiş durumda. Etin kilosu 300 liraya yükseldi, gıda, sebze ve meyveye el vurulmuyor. Dolayısıyla açlığa mahkûm edilen emeklilerin refah seviyesinin yükselmesi mümkün değil” dedi. 
Şehrimizde bulunan emekli sayısı 200 bin 
Gaziantep’te ev kiralarının ateş pahası olduğuna dikkat çeken Özer, “Şu anda şehrimizde bulunan emekli sayısı 200 bin. Kentimizde en düşük ev kirasının 6 bin TL dolaylarında. Asgari ücretin 8 bin 500 lira emekli aylığının ise 5 bin 500 lira olduğu bir ülkede, çalışanlar veya emekliler nasıl geçinecek? Verilen zam oranları ile tatmin olmuyoruz. Çünkü hiçbir yaramıza merhem olmuyor, sadece pansuman oluyor. En düşük emekli maaşının asgari ücret seviyesine çıkarılması gerektiğini her platformda dile getiriyoruz, getirmeye devam edeceğiz” ifadelerine yer verildi.  
Gelen yardımlar gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşmadı 
Depremde hayatını kaybeden emeklilerin bulunduğunu sözlerine ekleyen Özer, “Vatandaşın yakınları hayatlarını kaybetmiş, hatta cenazelerini dahi çıkarmamışlar, hesabınıza “10 bin yatırıldı” diye mesaj geliyor. 10 bin lira vereceğine, su, yemek ve sığınacak bir çadır ver. Deprem değil, bina öldürüyor. İnsanı hayatını bir tarafa koyup menfaat uğruna çalışırsın sonuç bu olur. Gelen yardımlar gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşmadı. Çünkü sahada bir koordinasyon eksikliği vardı. Devletin hem iyi hem de kötü günde vatandaşının yanında olması lazım” açıklamasında bulundu. Özer Karınca