Gaziantep-Kilis Tabip Odası, Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Üyeleri’nin de katılımı ile 6 Şubat depremlerinin yıldönümünde, acil yaşamsal gereksinimlerin karşılanmasını istedi
Gaziantep-Kilis Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Mehmet Yılmaz, “Depremde etkilenen insanlar, yaşlılar, kadınlar, tek ebeveynli aileler olmak üzere, acil yaşamsal gereksinimleri karşılanmalı, sağlıklı oluşun ön koşulları sağlanmalı. İktidarın halka vermesi gereken temel sağlık hizmetleri, sağlığın toplumsal belirleyicileri, illerin risklerini azaltma planlarının yenilenmesi, illerin müdahale planlarının yenilenmesi acilen planlanmalı ve gereği yapılmalı” dedi.
“Doğal olan depremdir, doğal olmayan ise afet” diyen Yılmaz, “Depremleri önlemek mümkün değil, ancak zararlarını ortadan kaldırmak veya azaltmak mümkündür ve bizim elimizde. Bu doğa olayı, bilimden, akıl ve teknikten uzak uygulama ve politikaların sonucunda birer afete dönüşüyor. Evet bu bir afet idi ama ülkemiz şartları, altyapısı, zemini ve acil müdahale yeteneği açısından uygunluk taşımıyordu ve adeta insan eliyle bir yapay afete dönüştü. Deprem Yönetmeliğine aykırı olarak yapılan, ruhsatsız ve kaçak yapıların önünü açan, deprem riskini yok sayan, kent yönetimini rantsal dağıtım, inşaat yapımını büyüme ve gelişme olarak algılayan anlayış, mühendislik hizmeti almayan binalara imar affının getirilmesi kabul edilemez bir durum” ifadelerini kullandı.
Enkaz altında binlerce insanımız öldü
Depremin ekonomik ve sosyal gelişmişlikle ilişkisinin unutulmaması gerektiğini ifade eden Koca, “Ne ilk 8 saat ne ilk üç gün bu sınavdan geçemedik enkaz altında yüz binlerce insanımız öldü. Evet yüz binlerce diyoruz çünkü iki gün öncesine kadar 50 Bin olarak açıklanıyordu taa ki bir eski devlet bakanı 130 Bin kişi kaybettik diye itiraf edene kadar. Tabi ki bu gerçeği herkes biliyordu ve resmi rakamların, istatistik bilimine göre değil siyasi ihtiyaçlara göre açıkladığı TÜİK tarzı enflasyon açıklaması benzeri bir durum olduğu belliydi. Yaralı sayısı 800 binin üzerinde açıklandı. Depremde yüzlerce hekim meslektaşımızı ve sağlık çalışanını kaybettik. Üzgünüz, bir yıl oldu yasımız bitmedi, bitmiyor” şeklinde konuştu.
Başta AFAD, Kızılay olmak üzere hiçbir resmi kurum yoktu
Yılmaz, “Biz hekimler ve sağlık çalışanları her olağanüstü durumda pandemide olduğu gibi yine en önde ve acil olarak müdahale ettik, ilk saatlerden itibaren mesleğimizin ve vicdanımızın gereği olarak sağlık hizmetlerini fedakârca yaptık. TTB ve bağlı kollarımız ilk gün olay yerindeydi. Ama gördük ki temel görevleri acil müdahale ve yardım olan ve olması gereken başta AFAD, Kızılay olmak üzere hiçbir resmi kuruluş yoktu. Eskiden ihtiyaç halinde askeri ve diğer kolluk kuvvetleri olay yerine müdahale etmek üzere sevk edilirdi, onlar da yoktu. Birinci gün yoktu, insanlar öldü enkaz altında donarak, ikinci gün yoktu, üçüncü gün yoktu. İnsanlar öldü enkaz altında yardım çığlığı atarak üç gün boyunca. Bu tabloya isyan etmemek mümkün değildi” hatırlatmasını yaptı.
Deprem bölgesinde yoksunluk had safhada devam ediyor
Türk Tabipler Birliği’nin sahayı birebir gözlemleyerek neredeyse her ay kamuoyunun bilgisine sunduğu birinci yıl deprem raporunda görüleceği üzere yetersiz beslenmeden tutun da barınma ulaşım eğitim imkanlarından yoksunluğun had safhada devam ettiğini sözlerine ekleyen Yılmaz, “Sağlık hizmetleri kimi illerde konteynerlerde, artık süreklilik arz eden elektrik kesintileri ve internete ulaşımın çok zayıf olduğu, hekimlerin sağlık çalışanlarının sağlık personelinin fiziksel ve maddi ihtiyaçları karşılanmak bir yana yeri gelmişken belirtelim ki bu olağanüstü şartlarda çalışan insanlardan performans hesabı üzerinden ücretlendirme yapılıyor. Bu kabul edilemez, deprem illerindeki ücret yönetmeliği derhal değiştirilmeli” açıklamasını yaptı.