Türk ekonomisinde olup bitenler, yabancı medyada haber ve yorumlara konu olmayı sürdürüyor.
Merkez Bankası’nın faiz artırmasının ardından FED’nin tahvil alımlarını düşürme kararı üzerine liranın yeniden gerilediğine işaret eden Alman yayın kuruluşu Deutsche Welle, “Bocalayan ekonominin, sorunlarını büyük ölçüde kendi yarattığını” düşünüyor.
DW, Merkez Bankası’nın faiz kararının birçok gözlemci tarafından “bir bağımsızlık işareti” olarak değerlendirdiğini, zaten büyüme yavaşlamasından korkan hükümetin rahatsızlığını belli ettiğini belirtirken de “Erdoğan’ın otoriterlik ve ekonomik büyüme karışımı, sonuna gelebilir” görüşünü öne sürüyor.
Dolarların yükselen piyasalara aktığı günlerin artık son bulduğunu savunan DW, bir uzmanın “Türk büyüme modeli başarısız oldu” değerlendirmesini de aktardığı analizde “yabancı sermaye ülkeden kaçarken İstanbul borsası baskı altında” savını da dile getiriyor.
Buna karşın DW, “Elbette ki Erdoğan, durumu çok farklı görüyor. Son yıllardaki ekonomik büyüme, Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde ve yazdaki cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin stratejisinde önemli bir rol oynuyor” diyor ve faiz artırımına karşı çıkan Erdoğan’ın B ve C planlarından söz ettiğini anımsatıyor. Erdoğan’ın kafasında “sermaye kontrolleri”nin olduğu spekülasyonlara da dikkat çeken DW, “Ancak sermaye kontrolleri muhtemelen hükümet içinde bile çok tartışmalı bir şey olur. Çok büyük bir olasılıkla Erdoğan, kabinedeki ekonomik uzmanların isyanını provoke eder” iddiasında bulunuyor.
İngiltere’nin önde gelen gazetelerinden The Telegraph,bir para birimini savunmanın her zaman zorlu bir iş olduğunu belirterek 1997 yılında Tayland’da başlayıp Asya, Rusya ve Güney Amerika’ya yayılan krizi örnek verdikten sonra şunları yazıyor: “15 yılı aşkın bir süre sonra tarih tekerrür edebilir. Türkiye’nin geçen hafta yaptığı 4.5 puan faiz artışı, bu berbat durumuna vurgu yapıyor ve hem cari işlemler açığı ve enflasyon yüzde 7 düzeyinde iken ülkenin kısa vadeli fonlara rahatsız edici bağımlılığı bulunuyor.”SHA
Merkez Bankası’nın faiz artırmasının ardından FED’nin tahvil alımlarını düşürme kararı üzerine liranın yeniden gerilediğine işaret eden Alman yayın kuruluşu Deutsche Welle, “Bocalayan ekonominin, sorunlarını büyük ölçüde kendi yarattığını” düşünüyor.
DW, Merkez Bankası’nın faiz kararının birçok gözlemci tarafından “bir bağımsızlık işareti” olarak değerlendirdiğini, zaten büyüme yavaşlamasından korkan hükümetin rahatsızlığını belli ettiğini belirtirken de “Erdoğan’ın otoriterlik ve ekonomik büyüme karışımı, sonuna gelebilir” görüşünü öne sürüyor.
Dolarların yükselen piyasalara aktığı günlerin artık son bulduğunu savunan DW, bir uzmanın “Türk büyüme modeli başarısız oldu” değerlendirmesini de aktardığı analizde “yabancı sermaye ülkeden kaçarken İstanbul borsası baskı altında” savını da dile getiriyor.
Buna karşın DW, “Elbette ki Erdoğan, durumu çok farklı görüyor. Son yıllardaki ekonomik büyüme, Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde ve yazdaki cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin stratejisinde önemli bir rol oynuyor” diyor ve faiz artırımına karşı çıkan Erdoğan’ın B ve C planlarından söz ettiğini anımsatıyor. Erdoğan’ın kafasında “sermaye kontrolleri”nin olduğu spekülasyonlara da dikkat çeken DW, “Ancak sermaye kontrolleri muhtemelen hükümet içinde bile çok tartışmalı bir şey olur. Çok büyük bir olasılıkla Erdoğan, kabinedeki ekonomik uzmanların isyanını provoke eder” iddiasında bulunuyor.
İngiltere’nin önde gelen gazetelerinden The Telegraph,bir para birimini savunmanın her zaman zorlu bir iş olduğunu belirterek 1997 yılında Tayland’da başlayıp Asya, Rusya ve Güney Amerika’ya yayılan krizi örnek verdikten sonra şunları yazıyor: “15 yılı aşkın bir süre sonra tarih tekerrür edebilir. Türkiye’nin geçen hafta yaptığı 4.5 puan faiz artışı, bu berbat durumuna vurgu yapıyor ve hem cari işlemler açığı ve enflasyon yüzde 7 düzeyinde iken ülkenin kısa vadeli fonlara rahatsız edici bağımlılığı bulunuyor.”SHA