2022-2023 Eğitim Öğretim Yılını değerlendiren Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, “Eğitimde ticarileşme ve eğitimi dinselleştirme uygulamaları hız kesmeden devam ediyor. Siyasi iktidar ve MEB’in eğitim kurumlarında laik-bilimsel eğitim anlayışını dışlayarak hayata geçirdiği uygulamalar eğitimin niteliğinde yaşanan gerilemenin öncelikli nedeni olmayı sürdürüyor” dedi.
Eğitime erişim konusunda
yaşanan sorunlar sürüyor
“Eğitimde yaşanan ve yapısal hale gelen sorunlar her ne kadar görmezden gelinmeye çalışılsa da eğitim sorunu, ülke ekonomisinde yaşanan sorunların ardından halkın en öncelikli gündemi olmayı sürdürüyor” diyen Başkan Parlakçı, “Çocuklar eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanamamakta, çocuk istismarı anlamına gelen çocuk yaşta evlendirmeyi engelleyen adımlar atılmıyor. Yoksul, emekçi ailelerin çocukları başta olmak üzere kız çocukları ve kırsal kesimde yaşayan çocuklar açısından eğitime erişim konusunda yaşanan sorunlar sürüyor. Bölgesel, cinsel, sınıfsal vb. eşitsizlikler, anadilinde eğitim gibi en temel sorunlar iktidarın çözmek bir yana daha da derinleştiği bir eğitim dönemi daha geride kadı.
Öğretmen açığı en önemli sorunlardan biri
Parlakçı, “Okulların fiziki altyapı ve donanım eksikliklerinin giderilmemesi, kalabalık sınıflar, ikili öğretim, taşımalı eğitim, çocuk ve gençlerin dini cemaat ve vakıfların kreşlerine ve yurtlarına yönlendirilmesi, çocuklara yönelik taciz ve istismar vakaları geçtiğimiz eğitim öğretim yılında da devam etti. Öğretmen açıkları sorun olmayı sürdürmekte, mülakata ve arşiv araştırmasına dayalı sözleşmeli öğretmenlik ve ücretli öğretmenlik uygulaması eğitim emekçileri arasındaki eşitsizliği ve adaletsizliği derinleştiriyor. Öğretmenlik Meslek Kanunu ile “eşit işe eşit ücret” uygulamasına son verilmesi, ataması yapılmayan öğretmenler gibi çok sayıda sorun eğitim sisteminin çözüm bekleyen sorunları olarak geçtiğimiz öğretim yılında da varlığını sürdürdü” diye konuşma yaptı.
Eğitim herkese eşit koşullarda
sunulması gereken temel bir insan hakkı
Eğitimin herkese eşit koşullarda sunulması gereken temel bir insan hakkı, aynı zamanda devredilemez ve vazgeçilemez kamusal bir hak olduğunu açıklayan Parlakçı, “Kamusal eğitimden uzaklaşıldıkça eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanma olanağının ortadan kalktığı, eğitime erişim başta olmak üzere, pek çok konuda yeni eşitsizliklerin ve adaletsizliklerin ortaya çıktığı biliniyor” ifadelerini kullandı.
Öğrenci ve veliler ‘müşteri’ haline getirildi
Parlakçı, “Kamusal eğitimden uzaklaşmanın iki temel sonucu bulunuyor; birincisi, devlet okulu ve özel okullar arasındaki nitelik ayrımı, telafisi mümkün olmayan eşitsizliklerin ortaya çıkmasına neden oluyor. İkincisi ise kamusal eğitimin tasfiyesi devlet okullarını da ayrıştırarak zenginle yoksula ayrı ayrı ‘devlet okulu’, hatta aynı devlet okulu içinde gelir durumuna ya da başarı düzeyine göre farklı sınıflar, şubeler oluşturulması gibi uygulamalar son yıllarda belirgin şekilde yaygınlaştı. Piyasacı eğitim sistemi, yaşamın her düzeyinde rekabeti, hizmetin bedelini ödemeyi, öğrenci ve velilerin ‘müşteri’ haline getirilmesini hedeflemiş, toplumdaki sınıfsal eşitsizlikleri daha da belirgin hale getirdi açıklamasını yaptı. Haber Merkezi