Ekonomik politikalar, dar bir kesimin değil, toplumun çıkarına göre olmalı

Türk-İş Gaziantep İl Başkanı Mehmet Akif Sarıca, ‘’Tahrip edilen, yok edilen doğal ortam bizlerin de yok olması demek. Ekonomik gelişme politikaları, dar bir çevrenin değil, tüm toplumun çıkarına göre belirlenmeli. Dar çevrelerin kısa sürede elde edecekleri yüksek karlar uğruna, tekrar oluşumu onlarca, belki yüzlerce yıl sürecek doğal kaynakların tahribatına neden olacak uygulamalar kamu erki tarafından engellenmeli. Tarım alanlarının imara açılması besin kaynaklarımızın ve geleceğimizin yok edilmesi’’ vurgusu yaptı.

Masumiyet karinesine ve hukuki sürece herkes saygılı olmalı
Hukukun üstünlüğü ilkesinin, emekçilerin sürdürdüğü mücadelenin olmazsa olmazı olduğunu dile getiren Sarıca, ‘’Türk-İş olarak bu ilkeye hep sahip çıktık. Bizler, bütün işlemlerin hukuk ve demokrasi içinde yürütülmesinden yanayız. Öncelikle masumiyet karinesine ve hukuki sürece herkes saygılı olmalı. Hukukun üstünlüğü ilkesi çerçevesinde, her türlü görüşün, düşüncenin görsel ve yazılı bir şekilde dile getirilmesi ve dağıtılması için gerekli ortam sağlanmalı. Basın özgürlüğü demokratik yapının güvencesi. Uygulanan iktisat politikalarının temelinde insan ve istihdam olmalı. Güvenceli ve insan onuruna yaraşır iş koşullarında çalışmak bir ayrıcalık değil, en temel insan hakkı’’ açıklamasında bulundu.

Kamuda çalışan taşeron işçiler kadroya alınmalı
Kadınların toplumsal yaşamın her alanında yer alması, şiddetsiz ve güvenli çalışma ortamının sağlanması, mobing ve tacizin son bulması gerektiğini sözlerine ekleyen Sarıca, ‘’Toplumsal yaşama güçlü bir şekilde katılım, kadınlara karşı uygulanan şiddet döngüsünün kırılmasında büyük rol oynayacak. Taşeron sorunu işçi statüsünde, sendikalaşma ve toplu sözleşme hakkı kapsamında bir an önce çözüme kavuşturulmalı. Kamuda çalışan taşeron işçiler kadroya alınmalı. Staj ve çıraklık mağdurlarının emeklilik sorunları çözülmeli’’ çağrısını yaptı.

Kayıt dışı sorunu çözülmeli, herkes kayıt altına alınmalı
‘Kamu kurumlarındaki geçici işçilik uygulaması, güvencesiz istihdamın bir türü. Bu koşullarda çalıştırılan işçiler güvenceli şekilde istihdam edilmeli’ diyen Sarıca, iş cinayetlerine dönüşen iş kazalarının önlenmesi gerektiğini belirtti. ‘’Kayıtdışılık ülkemizin uzun soluklu ekonomik sorunlarından biridir ve hala devam ediyor. Kayıt dışı sorunu çözülmeli, herkes kayıt altına alınmalı. Kıdem tazminatı işçiler bakımından vazgeçilmez ve tartışılmaz bir hak. Buna el uzatılması, ortadan kaldırılması ya da daraltılması yönündeki talepler gündeme dahi getirilmemeli’’ ifadelerini kullandı.

Ücretli çalışanlar üzerindeki ağır vergi yükü düşürülmeli, vergi adaletsizliği giderilmeli
Asgari ücretin aile temelinde hesaplanması ve insana yakışır geçim şarklarının sağlanmasını isteyen Sarıca, ‘’Ücretli çalışanlar üzerindeki ağır vergi yükü düşürülmeli, vergi adaletsizliği giderilmeli. 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçilerin sorunları bir an önce çözüme kavuşturulmalı. Bütün Toplu İş Sözleşmelerde olduğu gibi şu an hali hazırda görüşülmekte olan Kamu Toplu İş Sözleşmelerinin Konfederasyonlarımızın teklifleri dikkate alınarak, herkese insanca yaşayacağı şekilde bir ücret verilmeli. Engellilerin toplumsal yaşama tam uyum sağlamalarını sağlayacak kanuni ve fiili düzenlemelere hız verilmeli. İşsizliğin pençesindeki milyonlarca genç için istihdam alanları sağlanmalı, nitelikli eğitim ve meslek edindirme programları desteklenmeli. Beyin göçü bu ülkenin geleceğini çalmamalı Gençlerimizin umudu yurt dışında değil, kendi ülkesinde yeşermeli’’ dedi.