Kamu Emekçileri Konfederasyonu Gaziantep Şubesi’nde düzenlenen basın toplantısında konuşan KESK Gaziantep Dönem Sözcüsü Ali Ersönmez, yapılacak zam oranlarının hayat pahalılığı ve ekonomik gidişata göre belirlenmesi gerektiğinin altını çizdi. “İnsanca yaşanabilecek bir ücret üzerinden emekliler ve çalışanlara zam yapılmalı” dedi.
Ersönmez, TÜİK rakamlarına göre 2016 yılında enflasyonun yüzde 8,53 olarak belirlendiğini vurgularken, mal ve hizmetlere de yüzde 8,53 oranında zam gelmediğini söyledi. Ersönmez, “TÜİK, belirlediği ürün ortalaması ve fiyat değişimi üzerinden bir enflasyon hesabı yapıyor. Bu ürünler ağırlıklı olarak halkın zorunlu olarak kullanmadığı tüketim ürünlerinden oluşuyor.Oysa halkın zorunlu ve yoğunlukla olarak kullandığı ürünlere gelen zammın TÜİK rakamlarının çok çok üstünde olduğunu hepimiz yaşayarak görüyoruz” şeklinde konuştu.
Bütçenin yükü emekçilerin sırtına yıkılıyor
Akaryakıt, elektrik, su, sağlık, eğitim, ulaşım, gıda, giyime gelen zam veya eklenen vergilerin ortada olduğunu kaydeden Ersönmez, “Enflasyon rakamlarını bu şekilde açıklamanın toplum tarafından gerçekliği olmadığını biliyoruz. Bunun için bütçenin yükü emekçilerin sırtına yıkılıyor.Diğer taraftan yaşadığımız zam furyası ile çarşıda ve pazardaki gerçek enflasyonun çok altında açıklanan resmi enflasyonla (TÜİK tarafından açıklanan 2016 yılı enflasyon oranı yüzde 8,53) maaşlarımız daha da eritiliyor” diye konuştu.
“2017’de maaşlar daha da eriyecek”
2017 yılında maaşlardaki erimenin artacağını ileri süren Ersönmez, “Nitekim 2016 yılı için yüzde 15’lik gelir vergisinin ilk dilim tutarı (12 bin 600 TL) 2017 yılı için sadece 400 TL artırılmıştır. Böylece kamu emekçilerinin büyük bölümü yılın ilk 5 ayında yüzde 20’lik vergi dilimine girecek, dolayısıyla maaşlarından daha fazla gelir vergisi kesilecek” ifadelerini kullandı.
“Kamu emekçisinin maaşı
yüzde 3 daha da kesilecek”
BES’e sistemine de değinen Ersönmez, “Siyasi iktidarın emekçilerin haklarına dönük düzenlemeleri hız kesmeden sürerken, şimdi hükümetin gündeminde ‘zorunlu BES’ düzenlemesi var. 45 yaş altı tüm işçi ve emekçilerin zorunlu olarak Bireysel Emeklilik Sistemi’ne (BES) dâhil edilmesini öngören düzenleme nisan ayında uygulanmaya başlayacak. Aşamalı olarak hayata geçirilen, “zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) başladıktan sonra iki ay içinde cayma hakkını kullanmayan kamu emekçileri prime esas maaşlarının yüzde 3’ünden daha olacak” şeklinde açıklamada bulundu.
“Kamu emekçilerini ölümü gösterip
sıtmaya razı hale getirmeyi hedefliyor”
Ersönmez konuşmasına şöyle devam etti: “Çalışma hakkımız, sınırlı iş güvencemiz başta olmak üzere sendikal haklarımız birer birer yok edilmesine, her geçen gün daha fazla yoksulluğa itildiğimiz uygulamalara karşı tepki veremez hale getirilmek isteniyoruz. Siyasal iktidar ihraçlarla, açığa almalarla kamu emekçilerini ölümü gösterip sıtmaya razı hale getirmeyi hedefliyor. Ülkemiz gerçeklerini ortaya koymak için, harcamalarda ortaya çıkan gerçek artışları karşılamayan ve maaşların reel olarak artmasını sağlamayan zamlarla kamu görevlilerimiz her geçen yıl biraz daha fakirleşmekte, alım gücü biraz daha düşüyor. 2016 yılında ve daha önceki dönemlerde Memur Sen’le yapılan toplu sözleşmenin hükümetin talebi doğrultusunda neden enflasyon baz alınarak yapıldığı ortaya çıktı.Bu nedenle, 2016-2017 yılları Toplu Sözleşme (TİS) sürecinde yetkili sendika(MEMUR-SEN) ve AKP eliyle yapılan sefalet artışını protest ederek maaşlarımızda yaşadığımız kayıpların telafi edilmesi talebi ve kamu emekçilerini Nisan Ayı’nda başlayacak olan “zorunlu BES” e karşı cayma hakkını kullanması çağrımızı yeniliyoruz.” Hüseyin Karataş
Ersönmez, TÜİK rakamlarına göre 2016 yılında enflasyonun yüzde 8,53 olarak belirlendiğini vurgularken, mal ve hizmetlere de yüzde 8,53 oranında zam gelmediğini söyledi. Ersönmez, “TÜİK, belirlediği ürün ortalaması ve fiyat değişimi üzerinden bir enflasyon hesabı yapıyor. Bu ürünler ağırlıklı olarak halkın zorunlu olarak kullanmadığı tüketim ürünlerinden oluşuyor.Oysa halkın zorunlu ve yoğunlukla olarak kullandığı ürünlere gelen zammın TÜİK rakamlarının çok çok üstünde olduğunu hepimiz yaşayarak görüyoruz” şeklinde konuştu.
Bütçenin yükü emekçilerin sırtına yıkılıyor
Akaryakıt, elektrik, su, sağlık, eğitim, ulaşım, gıda, giyime gelen zam veya eklenen vergilerin ortada olduğunu kaydeden Ersönmez, “Enflasyon rakamlarını bu şekilde açıklamanın toplum tarafından gerçekliği olmadığını biliyoruz. Bunun için bütçenin yükü emekçilerin sırtına yıkılıyor.Diğer taraftan yaşadığımız zam furyası ile çarşıda ve pazardaki gerçek enflasyonun çok altında açıklanan resmi enflasyonla (TÜİK tarafından açıklanan 2016 yılı enflasyon oranı yüzde 8,53) maaşlarımız daha da eritiliyor” diye konuştu.
“2017’de maaşlar daha da eriyecek”
2017 yılında maaşlardaki erimenin artacağını ileri süren Ersönmez, “Nitekim 2016 yılı için yüzde 15’lik gelir vergisinin ilk dilim tutarı (12 bin 600 TL) 2017 yılı için sadece 400 TL artırılmıştır. Böylece kamu emekçilerinin büyük bölümü yılın ilk 5 ayında yüzde 20’lik vergi dilimine girecek, dolayısıyla maaşlarından daha fazla gelir vergisi kesilecek” ifadelerini kullandı.
“Kamu emekçisinin maaşı
yüzde 3 daha da kesilecek”
BES’e sistemine de değinen Ersönmez, “Siyasi iktidarın emekçilerin haklarına dönük düzenlemeleri hız kesmeden sürerken, şimdi hükümetin gündeminde ‘zorunlu BES’ düzenlemesi var. 45 yaş altı tüm işçi ve emekçilerin zorunlu olarak Bireysel Emeklilik Sistemi’ne (BES) dâhil edilmesini öngören düzenleme nisan ayında uygulanmaya başlayacak. Aşamalı olarak hayata geçirilen, “zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) başladıktan sonra iki ay içinde cayma hakkını kullanmayan kamu emekçileri prime esas maaşlarının yüzde 3’ünden daha olacak” şeklinde açıklamada bulundu.
“Kamu emekçilerini ölümü gösterip
sıtmaya razı hale getirmeyi hedefliyor”
Ersönmez konuşmasına şöyle devam etti: “Çalışma hakkımız, sınırlı iş güvencemiz başta olmak üzere sendikal haklarımız birer birer yok edilmesine, her geçen gün daha fazla yoksulluğa itildiğimiz uygulamalara karşı tepki veremez hale getirilmek isteniyoruz. Siyasal iktidar ihraçlarla, açığa almalarla kamu emekçilerini ölümü gösterip sıtmaya razı hale getirmeyi hedefliyor. Ülkemiz gerçeklerini ortaya koymak için, harcamalarda ortaya çıkan gerçek artışları karşılamayan ve maaşların reel olarak artmasını sağlamayan zamlarla kamu görevlilerimiz her geçen yıl biraz daha fakirleşmekte, alım gücü biraz daha düşüyor. 2016 yılında ve daha önceki dönemlerde Memur Sen’le yapılan toplu sözleşmenin hükümetin talebi doğrultusunda neden enflasyon baz alınarak yapıldığı ortaya çıktı.Bu nedenle, 2016-2017 yılları Toplu Sözleşme (TİS) sürecinde yetkili sendika(MEMUR-SEN) ve AKP eliyle yapılan sefalet artışını protest ederek maaşlarımızda yaşadığımız kayıpların telafi edilmesi talebi ve kamu emekçilerini Nisan Ayı’nda başlayacak olan “zorunlu BES” e karşı cayma hakkını kullanması çağrımızı yeniliyoruz.” Hüseyin Karataş
RSS