Gaziantep Emek ve Demokrasi Güçleri, “1 Eylül Dünya Barış Günü” dolayısıyla basın açıklaması gerçekleştirdi.
Basın açıklamasını yapan İnsan Hakları Derneği Gaziantep Şube Başkanı Salman Yergin, eşitliğe, özgürlüğe, demokrasiye dair temel kazanımların her gün biraz daha yok edildiğini ifade etti.
Yergin, “Türkiye etnik, dilsel, dinsel ve kültürel özellikleri bakımından çoğulcu bir dokuya sahiptir. Çoğulculuk, “herkes farklı, herkes eşit” sloganında ifadesini bulur. Çoğulculuk aynı zamanda demokrasinin de temelidir. Demokrasi ile insan hakları arasında koparılamaz bir bağ bulunmaktadır. Türkiye, Alevi sorunu, demokrasi sorunu, insan hakları ve Kürt sorunu gibi temel sorunlarını eşitlik temelinde, diyalog, ortak akıl, evrensel değerler, insan hakları ve müzakereye dayalı yöntemleri kullanarak bir an çözmelidir” dedi.
Yaşanan savaşlarda
milyonlarca insan sakat kaldı
Yergin, “İnsanlık tarihinin en acımasız, en kanlı ve kirli savaşı olan ikinci dünya büyük emperyalist paylaşım savaşı geride en az elli iki milyon ölü, milyonlarca engelli, yerle bir edilmiş kentler, yeri belirsiz gömülü halde tonlarca patlamamış mühimmat ile büyük bir acı ve gözyaşı bırakmıştır. Üzerinden 80 yıl geçmesine rağmen emperyalist güçler aynı amaçlar ve sermayenin sınırsız ve koşulsuz dolaşımı için kan dökmeye, işgale ve büyük bedeller ödenerek elde edilmiş temel hak ve özgürlükleri ayaklar altına almaya devam ediyorlar. Birinci ve İkinci Dünya Savaşından daha fazla insan son 80 yılda yaşanan savaşlarda, çatışmalarda yaşamını yitirdi, milyonlarcası sakat kaldı. İkinci Dünya savaşından bu yana da Dünya’da ve coğrafyamızda savaşların açtığı bu dramlar günümüzde de sürüyor. Yitip giden hayatlar, doğa tahribatının dünyanın geleceğini tehdit eder düzeye ulaşması, açlığa, susuzluğa, sefalete sürüklenen milyonlar, göç yollarında yitip giden yüz binler, her geçen gün derinleşen gelir adaletsizliği umurlarında değil” ifadelerini kullandı.
“Bir arada yaşama irademizi
en büyük tehdit olarak görüyorlar”
“Türkiye’nin içerisinde bulunduğu ekonomik kriz siyasal ve sosyal sorunlar, uluslararası krizleri de Kürt sorununda yaşanan bu çözümsüzlük göz ardı edilerek açıklanamaz” diyen Yergin, “Ülke içinde ve ülke dışında yürütülen askeri faaliyetlerin, silahlanmaların, askeri yatırımların ekonomik maliyeti oldukça yüksektir. Türkiye’de ki emekçiler, işçiler, emekliler, işsizler, yoksullar ve halkın büyük bölümü çok uzun yıllardır bunun sonucuna katlanmaya devam etmektedirler. Halkın seçme seçilme hakkını elinden alınıyor, seçim sonuçlarını tanınmıyor, halkın seçtiklerini görevden alınarak yerlerine partili memur durumuna gelmiş Valileri atıyorlar. Ekmeğimize, geleceğimize, aşımıza, ormanımıza, suyumuza göz dikenler, bir arada yaşama irademizi de iktidarları için en büyük tehdit olarak görüyorlar” değerlendirmesinde bulundu.
Kalıcı barış için, çatışma
nedenleri ortadan kaldırılmalı
İnsan Hakları Derneği Gaziantep Şube Başkanı Salman Yergin, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Barış talebinin, medeni ve siyasi haklarla (yaşam hakkı, işkence yasağı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, adil yargılanma hakkı, din ve vicdan özgürlüğü, ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü vb.) olduğu kadar; ekonomik, sosyal ve kültürel haklar (çalışma hakkı, konut hakkı, sağlık hakkı, eğitim hakkı, dil hakları) ile de ilişkisi bulunmaktadır. Hepimizin de benimseyip paylaştığı temel yaklaşım, barışın insan hakları ve özgürlüklere dayalı oluşudur. İnsanlar arasındaki her türden eşitsizlikler, hakların ve özgürlüklerin tanınmayışı, savaşların ve çatışmaların temel sebebidir. O nedenle, emek, demokrasi ve insan hakları güçleri olarak her şart altında ve dünyanın neresinde olursa olsun, barışın haklara ve özgürlüklere dayalı olarak sağlanabileceği düşüncesindeyiz. Dünyada, ülkemizde ve yakın coğrafyamızda kalıcı barış için, çatışma nedenleri ortadan kaldırılmalıdır. Bunun için ilk yapılması gereken çatışmaların durması, diyalog yollarının açık tutulması, kardeşlik duygularının büyütülmesi, halkların kardeşliğinin yaşatılması, özgürlük temelli hukukun genişletilmesi, insan hakları ve demokrasi eksenli çözüm arayışlarına imkân sağlanmasıdır.” Fatma Karabacak
Basın açıklamasını yapan İnsan Hakları Derneği Gaziantep Şube Başkanı Salman Yergin, eşitliğe, özgürlüğe, demokrasiye dair temel kazanımların her gün biraz daha yok edildiğini ifade etti.
Yergin, “Türkiye etnik, dilsel, dinsel ve kültürel özellikleri bakımından çoğulcu bir dokuya sahiptir. Çoğulculuk, “herkes farklı, herkes eşit” sloganında ifadesini bulur. Çoğulculuk aynı zamanda demokrasinin de temelidir. Demokrasi ile insan hakları arasında koparılamaz bir bağ bulunmaktadır. Türkiye, Alevi sorunu, demokrasi sorunu, insan hakları ve Kürt sorunu gibi temel sorunlarını eşitlik temelinde, diyalog, ortak akıl, evrensel değerler, insan hakları ve müzakereye dayalı yöntemleri kullanarak bir an çözmelidir” dedi.
Yaşanan savaşlarda
milyonlarca insan sakat kaldı
Yergin, “İnsanlık tarihinin en acımasız, en kanlı ve kirli savaşı olan ikinci dünya büyük emperyalist paylaşım savaşı geride en az elli iki milyon ölü, milyonlarca engelli, yerle bir edilmiş kentler, yeri belirsiz gömülü halde tonlarca patlamamış mühimmat ile büyük bir acı ve gözyaşı bırakmıştır. Üzerinden 80 yıl geçmesine rağmen emperyalist güçler aynı amaçlar ve sermayenin sınırsız ve koşulsuz dolaşımı için kan dökmeye, işgale ve büyük bedeller ödenerek elde edilmiş temel hak ve özgürlükleri ayaklar altına almaya devam ediyorlar. Birinci ve İkinci Dünya Savaşından daha fazla insan son 80 yılda yaşanan savaşlarda, çatışmalarda yaşamını yitirdi, milyonlarcası sakat kaldı. İkinci Dünya savaşından bu yana da Dünya’da ve coğrafyamızda savaşların açtığı bu dramlar günümüzde de sürüyor. Yitip giden hayatlar, doğa tahribatının dünyanın geleceğini tehdit eder düzeye ulaşması, açlığa, susuzluğa, sefalete sürüklenen milyonlar, göç yollarında yitip giden yüz binler, her geçen gün derinleşen gelir adaletsizliği umurlarında değil” ifadelerini kullandı.
“Bir arada yaşama irademizi
en büyük tehdit olarak görüyorlar”
“Türkiye’nin içerisinde bulunduğu ekonomik kriz siyasal ve sosyal sorunlar, uluslararası krizleri de Kürt sorununda yaşanan bu çözümsüzlük göz ardı edilerek açıklanamaz” diyen Yergin, “Ülke içinde ve ülke dışında yürütülen askeri faaliyetlerin, silahlanmaların, askeri yatırımların ekonomik maliyeti oldukça yüksektir. Türkiye’de ki emekçiler, işçiler, emekliler, işsizler, yoksullar ve halkın büyük bölümü çok uzun yıllardır bunun sonucuna katlanmaya devam etmektedirler. Halkın seçme seçilme hakkını elinden alınıyor, seçim sonuçlarını tanınmıyor, halkın seçtiklerini görevden alınarak yerlerine partili memur durumuna gelmiş Valileri atıyorlar. Ekmeğimize, geleceğimize, aşımıza, ormanımıza, suyumuza göz dikenler, bir arada yaşama irademizi de iktidarları için en büyük tehdit olarak görüyorlar” değerlendirmesinde bulundu.
Kalıcı barış için, çatışma
nedenleri ortadan kaldırılmalı
İnsan Hakları Derneği Gaziantep Şube Başkanı Salman Yergin, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Barış talebinin, medeni ve siyasi haklarla (yaşam hakkı, işkence yasağı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, adil yargılanma hakkı, din ve vicdan özgürlüğü, ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü vb.) olduğu kadar; ekonomik, sosyal ve kültürel haklar (çalışma hakkı, konut hakkı, sağlık hakkı, eğitim hakkı, dil hakları) ile de ilişkisi bulunmaktadır. Hepimizin de benimseyip paylaştığı temel yaklaşım, barışın insan hakları ve özgürlüklere dayalı oluşudur. İnsanlar arasındaki her türden eşitsizlikler, hakların ve özgürlüklerin tanınmayışı, savaşların ve çatışmaların temel sebebidir. O nedenle, emek, demokrasi ve insan hakları güçleri olarak her şart altında ve dünyanın neresinde olursa olsun, barışın haklara ve özgürlüklere dayalı olarak sağlanabileceği düşüncesindeyiz. Dünyada, ülkemizde ve yakın coğrafyamızda kalıcı barış için, çatışma nedenleri ortadan kaldırılmalıdır. Bunun için ilk yapılması gereken çatışmaların durması, diyalog yollarının açık tutulması, kardeşlik duygularının büyütülmesi, halkların kardeşliğinin yaşatılması, özgürlük temelli hukukun genişletilmesi, insan hakları ve demokrasi eksenli çözüm arayışlarına imkân sağlanmasıdır.” Fatma Karabacak