4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü nedeniyle Gaziantep Barosu Hayvan Hakları Koruma Komisyonu tarafından yapılan açıklamada, hayvana sevgi azaldıkça toplumun sevgi merhamet ve empati duygularından da uzaklaştığına vurgu yapıldı
Gaziantep Barosu Hayvan Hakları Koruma Komisyonu Üyesi Av. Naile Uzun, insanların evrende bulunan tüm canlıların yaşam hakkına saygılı olma binicine erişmesi gerektiğini söyleyerek, “Hayvanlara yapılan eziyet, tecavüz, şiddet ve öldürmelerin engellenmesi gerek. Bizler hayvanlara yapılan saldırılar karşısında elimizden geleni yapacağız. Hayvanlara yapılan zulmü engellemek için Gaziantep’te Baro bünyesinde Hayvan Hakları Koruma Komisyonu kurduk.. Bu komisyon Gaziantep’te hayvan hakkına ve doğaya olan olumsuz tavırlar karşısında hukuk mücadelesi verecektir. Bu konuda yerel yönetimleri zorlayıp farkındalık kazandırıp hayvanlara daha iyi yaşam koşulları sağlayacağız” dedi.
Hayvanat bahçeleri ve petshoplar kapatılmalı
“Dünyadaki bütün hayvanat bahçeleri yok olunca, tüm setler kaldırılınca tüm petshop’lar kapanınca ve hayvanların deneylerde kullanımının önüne geçilince, belirli bir aşamaya gelmiş olduğunu söyleyebiliriz. İnsanların boğa güreşlerinde matadorun boğaya sapladığı bir mızrağı kendi vücudununa saplamış gibi hissetmesi gerekir” diyen Uzun, “Hayvan haklarına saygılı olmak insan olmanın gereğidir” diyerek sözlerini bitirdi.
Hayvanlar tecrit ediliyor
Av. Veysel Görücü ise, “Bugün yaşam hakkı yasalarla koruma altına alınan ve dünyayı paylaştığımız can dostlarımızın günü”dür diyerek, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Üzülerek belirtmek istiyoruz ki, onlar için koşullarını sağlamaya çalıştığımız dünya, onlar için yaşanılası güvenli bir yer değil. Esasında artık insanlar için dahi güvenli olmayan dünyamızda, hayvanlar bu işten nasibini daha ağır almakta, insanların elinde ceza çekmeye devam etmektedir” dedi.
Toplum, sevgi merhamet ve
empati duygularından uzaklaşıyor
Görücü, “Mevcut 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ile verdiğimiz mücadele, yasayı içselleştirmemiş yetkililer tarafından yokuşa sürülmekte, sevgi merhamet ve empati duygularından her geçen gün daha da yoksunlaşan insanlar nedeniyle de arzu edilen ivmede yürümemektedir. Bilindiği üzere, 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda değişiklik yapmak üzere Orman ve Su işleri Bakanlığı’nca Meclise sunulan tasarı, hala beklemektedir. Yasalaşma ihtimalini dahi düşünmek istemediğimiz bu tasarının, hayvanlar için ‘gerçek bir koruma’ sağlayabilmekten ziyade, hayvanların sosyal hayattan tamamen tecrit edilerek yok edilmelerini öngören bir ferman mahiyetinde olduğunu biliyoruz” dedi.
Yasa, duyarlılık kavramlarına ağır darbe vuracak
Görücü, “Kuş yuvasını bozmanın günah sayıldığı, kuşlar için su yalağı olmadan yeni bir bina inşatının dahi düşünülmediği, muhtaç durumda olan insanlar için açılan aş evlerinde insanların dışında kedi ve köpeklerin de doyurulduğu, hayvanların beslenmesi için fırıncılara ve kasaplara, aylık para verildiği, hayvanlar için vakıflar kurulduğu, halkın vasiyetnamesinde sokak köpeklerine yer verdiği, dünyanın kurulan ilk hayvan hastanesine ev sahipliğinin yapıldığı, dünyanın üçüncü kuduz enstitüsünün İstanbul’da açılmasının sağlandığı büyük bir imparatorluktan gelindiğimizi göz önüne alındığımızda kültürümüzde, doğamızda var olan, hayvanlarla birlikte yaşama örfünün büyük zarar göreceği, hayvan sevgisi, merhamet özen ve duyarlılık kavramlarının ağır darbe alacağı kuşkusuzdur” dedi.
Hayvanını koruduğu için insanını
da koruyan bir ülke hayali
“Hayvanlara, yaradışlarına uygun yaklaşılmasının temel prensip kabul edildiği, tüm canlıların yaşam haklarının yasalarla sıkı sıkıya korunduğu, hayvanını koruduğu için insanını da en iyi şekilde koruyabilen bir ülkede yaşadığımızı hayal etmek değil, bunlara bizzat şahit olmak istiyoruz” diyen Görücü, “bunun için de gereken mücadeleyi vermeye hazır olduğumuzu tüm kamuoyu, basın mensupları ve sevgili hayvan dostları ile paylaşırız” dedi. Cihan Ölmez
Gaziantep Barosu Hayvan Hakları Koruma Komisyonu Üyesi Av. Naile Uzun, insanların evrende bulunan tüm canlıların yaşam hakkına saygılı olma binicine erişmesi gerektiğini söyleyerek, “Hayvanlara yapılan eziyet, tecavüz, şiddet ve öldürmelerin engellenmesi gerek. Bizler hayvanlara yapılan saldırılar karşısında elimizden geleni yapacağız. Hayvanlara yapılan zulmü engellemek için Gaziantep’te Baro bünyesinde Hayvan Hakları Koruma Komisyonu kurduk.. Bu komisyon Gaziantep’te hayvan hakkına ve doğaya olan olumsuz tavırlar karşısında hukuk mücadelesi verecektir. Bu konuda yerel yönetimleri zorlayıp farkındalık kazandırıp hayvanlara daha iyi yaşam koşulları sağlayacağız” dedi.
Hayvanat bahçeleri ve petshoplar kapatılmalı
“Dünyadaki bütün hayvanat bahçeleri yok olunca, tüm setler kaldırılınca tüm petshop’lar kapanınca ve hayvanların deneylerde kullanımının önüne geçilince, belirli bir aşamaya gelmiş olduğunu söyleyebiliriz. İnsanların boğa güreşlerinde matadorun boğaya sapladığı bir mızrağı kendi vücudununa saplamış gibi hissetmesi gerekir” diyen Uzun, “Hayvan haklarına saygılı olmak insan olmanın gereğidir” diyerek sözlerini bitirdi.
Hayvanlar tecrit ediliyor
Av. Veysel Görücü ise, “Bugün yaşam hakkı yasalarla koruma altına alınan ve dünyayı paylaştığımız can dostlarımızın günü”dür diyerek, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Üzülerek belirtmek istiyoruz ki, onlar için koşullarını sağlamaya çalıştığımız dünya, onlar için yaşanılası güvenli bir yer değil. Esasında artık insanlar için dahi güvenli olmayan dünyamızda, hayvanlar bu işten nasibini daha ağır almakta, insanların elinde ceza çekmeye devam etmektedir” dedi.
Toplum, sevgi merhamet ve
empati duygularından uzaklaşıyor
Görücü, “Mevcut 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ile verdiğimiz mücadele, yasayı içselleştirmemiş yetkililer tarafından yokuşa sürülmekte, sevgi merhamet ve empati duygularından her geçen gün daha da yoksunlaşan insanlar nedeniyle de arzu edilen ivmede yürümemektedir. Bilindiği üzere, 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda değişiklik yapmak üzere Orman ve Su işleri Bakanlığı’nca Meclise sunulan tasarı, hala beklemektedir. Yasalaşma ihtimalini dahi düşünmek istemediğimiz bu tasarının, hayvanlar için ‘gerçek bir koruma’ sağlayabilmekten ziyade, hayvanların sosyal hayattan tamamen tecrit edilerek yok edilmelerini öngören bir ferman mahiyetinde olduğunu biliyoruz” dedi.
Yasa, duyarlılık kavramlarına ağır darbe vuracak
Görücü, “Kuş yuvasını bozmanın günah sayıldığı, kuşlar için su yalağı olmadan yeni bir bina inşatının dahi düşünülmediği, muhtaç durumda olan insanlar için açılan aş evlerinde insanların dışında kedi ve köpeklerin de doyurulduğu, hayvanların beslenmesi için fırıncılara ve kasaplara, aylık para verildiği, hayvanlar için vakıflar kurulduğu, halkın vasiyetnamesinde sokak köpeklerine yer verdiği, dünyanın kurulan ilk hayvan hastanesine ev sahipliğinin yapıldığı, dünyanın üçüncü kuduz enstitüsünün İstanbul’da açılmasının sağlandığı büyük bir imparatorluktan gelindiğimizi göz önüne alındığımızda kültürümüzde, doğamızda var olan, hayvanlarla birlikte yaşama örfünün büyük zarar göreceği, hayvan sevgisi, merhamet özen ve duyarlılık kavramlarının ağır darbe alacağı kuşkusuzdur” dedi.
Hayvanını koruduğu için insanını
da koruyan bir ülke hayali
“Hayvanlara, yaradışlarına uygun yaklaşılmasının temel prensip kabul edildiği, tüm canlıların yaşam haklarının yasalarla sıkı sıkıya korunduğu, hayvanını koruduğu için insanını da en iyi şekilde koruyabilen bir ülkede yaşadığımızı hayal etmek değil, bunlara bizzat şahit olmak istiyoruz” diyen Görücü, “bunun için de gereken mücadeleyi vermeye hazır olduğumuzu tüm kamuoyu, basın mensupları ve sevgili hayvan dostları ile paylaşırız” dedi. Cihan Ölmez
RSS