BDP PM Üyesi Nihat Akdoğan Barış süreci ve HDP kongresini Sabah’a değerlendirdi
BDP PM Üyesi Nihat Akdoğan, “Devlet destekli medyanın BDP’yi sürekli ‘Etnik Milliyetçilik’ yapan bir parti olarak yansıtması, her ne kadar bilinçli bir algı yaratmaya dönük olsa da bu algıyı kırmak ve daha kapsayıcı olmamız gerek” dedi.
Akdoğan, “Devlet hep ‘BDP Kürt milliyetçilerinin partisidir ve sadece bölge üzerinden siyaset yapıyor’ algıyı yaratmak istedi. Buna karşın birçok farklı kesim kendini BDP içinde konumlandırmak istemedi. O yüzden yeni bir oluşuma ihtiyaç vardı. Sayın Öcalan Türkiye’de kendini sistemin dışında gören ve ötekileştirilmiş bütün insanların ortaklaşacağı bir oluşumun gerekliliğini vurguladıktan sonra böyle bir süreç başladı. Bütün kesimlerin kendini kendi kimliğiyle rahat bir şekilde ifade edebileceği bir oluşum olarak HDP’nin kurulması gerektiği düşüncesini pratikleştirdik. Gelişen barış süreci bu duruma ivme kazandırılmasına vesile oldu. Türkiye haklarının özellikle Gezi direnişinden sonra güçlü ve kapsayıcı bir siyasi partiye ihtiyacı olduğu gözlemlendi. İşte HDP bütün kesimlerin bir aradalığıyla Türkiye’de etkin siyaset yapmaya aday bir partidir. HDP, Sol-Alevi-İslami ve diğer bütün renklerin siyaset yapabileceği bir parti olacak. Zaten HDP’nin kuruluş amacı budur. Bütün kimlik ve inanışların temsiliyetini ortaklaştıracak bir parti olacak” dedi.
Antep’te BDP ile girilecek
BDP PM Üyesi Nihat Akdoğan, “Biz BDP olarak doğuda BDP batı da da HDP olarak seçime gireceğiz. Antep’te doğu olduğu için BDP ile seçime gireceğiz. Bu seçim de HDP’nin oluşturacağı kapsacılığı gördükten sonra BDP’nin tamamen HDP’ye aktarılması ve tek parti ile seçimlere girme durumunu tartışıp karar vereceğiz. Şöyle bir durum var: Eğer HDP’nin oy potansiyeli BDP tabanı ile sınırlı kalırsa ister istemez bu sonucu gözden geçirme durumumuz olacaktır. Doğu ve batıyı ortaklaşabilirsek niye tek parti ile seçime girmeyelim ki? Şuan duygusal anlamda bu sürece hazır olmayan bazı seçmenlerimiz var. Onlara HDP’yi anlatma ve ikna etme durumumuz sürüyor. BDP olarak daha önce seçimlerde farklı partilerle birleştiğimiz de tabanımızdan olumlu cevap gelmedğini gördük” dedi.
Adayın yerelden olmasını arzuluyoruz
Akdoğan, “Biz seçim startını verdik, şuan aday belirleme durumumuz var. Gelen başvurular var, ancak daha başvuru süresi bitmiş değil. Biz BDP olarak yerelden adayların göstemesi taraftarıyız. Ancak Antep Büyükşehir Belediyesi için partimiz ve bileşenlerimizle yapacağımız tartışmalar neticesinde dışarıdan bir aday da gösterebiliriz. Biz özelikle kadınların meclis üyeliği, belediye başkanlığı ve muhtarlık için başvurmalarını istiyoruz. Kadının kendi kimliğiyle siyasette yer almasını çok önemsiyoruz” dedi.
Barış sürecinin sürmesi için AKP
demokratik adımlar atmalı
Barış sürecine de değinen BDP PM Üyesi Nihat Akdoğan, “Kürt tarafı üzerine düşeni yapmış ve gereken adımları atmıştır. Ancak AKP gereken demokratik adımları atmadı. Bir paket açıklayacağım dedi başbakan. Ancak 45 dk’lık konuşması boyunca bir kez bile Kürt kelimesini kullanmadı. Ya da Alevi diyemedi. Başbakan yaptığı açıklamalarda Kürtler’in attığı adımları küçümsüyor. Barış sürecinin bitmemesi ve daha ileriye gitmesi için AKP üzerine düşen görevleri yerine getirmeli. Partimiz BDP’de siyaset yaptığı için cezaevine konulan onbinlerce tutuklu var. AKP eğer güven verici bir adım istiyorsa arkadaşlarımızı serbest bırakmalılar. Anadilini para vererek özel okullarda öğren diyeceğine anadilde eğitim ve öğretimin yapılmasının önündeki engelleri tamamen kaldırmalıdır” dedi.
Halk demokratik adımların atılmasını bekliyor
“AKP barışı seçime kurban etmemelidir” diyen Akdoğan, “Bugün Türkiye halkı barış sürecine çok büyük destek veriyor. Demokratikleşmek için ortam hazır. Ancak AKP süreci uzatmak ile barışı tehlikeye koyuyor. Bun AB’ye girme sürecinde gördük. AB’ye girmek için atması gereken adımları sürece yaydığı için bugün eskiye göre halkın AB’ye girme isteğinde bir azalma söz konusu. Bu tehlike barış için de olabilir” dedi.
Örülen ‘utanç duvar’ları barışa hizmet etmez
Akdoğan, “AKP, Kürt sorununu çözeceğim Türkiye’ye demokratikleşme gerçekleştireceğim diyor. Ancak Suriye’de çeteci guruplara destek veriyor. Kürt halkının arasına duvar örmeye çalışıyor. Yıllardır örülmeyen duvar neden şimdi örülmeye çalışılıyor? Kuzey Suriye (Rojava)de yönetim Kürtler’in eline geçtiği için Türkiye iki halkın iletişimini tamamen kapatmak için bu tarz hareketler yapıyor. Bunlar barışa hizmet etmez. Kürt halkı bu duvarları kabul etmez” dedi.
Yereldeki islami kuruşlar Suriye’de Kürtler ve
Alevilere yapılan katliamlara tepki vermeli
Akdoğan, “Antep’te faaliyet gösteren bir çok islami kuruluş var. Mısır’daki darbe için haftalarca burada eylemler yaptılar. Ya da Filistin için yardım topluyorlar. Evet bunlar doğru da peki neden Suriye’de sözde islam için insanların kafasını kesip katliamlar yapan El-Kaide bağlantıları örgütleri kınamak için bir araya gelmiyorlar? Suriye’de Kürtler’e ve Aleviler’e bu radikal örgütler tarafından bir çok defa katliamlar yapıldı. Bu katliamların görüntüleri internette ve televizyonlarda yayınlandı. Suriye’de Kürtler ve Aleviler’in ne kadar zorluk çektiğini hepimiz biliyoruz. Ancak Antep’teki islami dernekler bu konuda hiçbir şey yapmıyor. Tam aksine orada katliam yapan çeteci guruplarına yardım eden bir çok dernek var. Söz konusu Kürtler ve Aleviler olunca nedense hep sessiz kalmayı tercih ediyorlar” dedi. Cihan Ölmez
BDP PM Üyesi Nihat Akdoğan, “Devlet destekli medyanın BDP’yi sürekli ‘Etnik Milliyetçilik’ yapan bir parti olarak yansıtması, her ne kadar bilinçli bir algı yaratmaya dönük olsa da bu algıyı kırmak ve daha kapsayıcı olmamız gerek” dedi.
Akdoğan, “Devlet hep ‘BDP Kürt milliyetçilerinin partisidir ve sadece bölge üzerinden siyaset yapıyor’ algıyı yaratmak istedi. Buna karşın birçok farklı kesim kendini BDP içinde konumlandırmak istemedi. O yüzden yeni bir oluşuma ihtiyaç vardı. Sayın Öcalan Türkiye’de kendini sistemin dışında gören ve ötekileştirilmiş bütün insanların ortaklaşacağı bir oluşumun gerekliliğini vurguladıktan sonra böyle bir süreç başladı. Bütün kesimlerin kendini kendi kimliğiyle rahat bir şekilde ifade edebileceği bir oluşum olarak HDP’nin kurulması gerektiği düşüncesini pratikleştirdik. Gelişen barış süreci bu duruma ivme kazandırılmasına vesile oldu. Türkiye haklarının özellikle Gezi direnişinden sonra güçlü ve kapsayıcı bir siyasi partiye ihtiyacı olduğu gözlemlendi. İşte HDP bütün kesimlerin bir aradalığıyla Türkiye’de etkin siyaset yapmaya aday bir partidir. HDP, Sol-Alevi-İslami ve diğer bütün renklerin siyaset yapabileceği bir parti olacak. Zaten HDP’nin kuruluş amacı budur. Bütün kimlik ve inanışların temsiliyetini ortaklaştıracak bir parti olacak” dedi.
Antep’te BDP ile girilecek
BDP PM Üyesi Nihat Akdoğan, “Biz BDP olarak doğuda BDP batı da da HDP olarak seçime gireceğiz. Antep’te doğu olduğu için BDP ile seçime gireceğiz. Bu seçim de HDP’nin oluşturacağı kapsacılığı gördükten sonra BDP’nin tamamen HDP’ye aktarılması ve tek parti ile seçimlere girme durumunu tartışıp karar vereceğiz. Şöyle bir durum var: Eğer HDP’nin oy potansiyeli BDP tabanı ile sınırlı kalırsa ister istemez bu sonucu gözden geçirme durumumuz olacaktır. Doğu ve batıyı ortaklaşabilirsek niye tek parti ile seçime girmeyelim ki? Şuan duygusal anlamda bu sürece hazır olmayan bazı seçmenlerimiz var. Onlara HDP’yi anlatma ve ikna etme durumumuz sürüyor. BDP olarak daha önce seçimlerde farklı partilerle birleştiğimiz de tabanımızdan olumlu cevap gelmedğini gördük” dedi.
Adayın yerelden olmasını arzuluyoruz
Akdoğan, “Biz seçim startını verdik, şuan aday belirleme durumumuz var. Gelen başvurular var, ancak daha başvuru süresi bitmiş değil. Biz BDP olarak yerelden adayların göstemesi taraftarıyız. Ancak Antep Büyükşehir Belediyesi için partimiz ve bileşenlerimizle yapacağımız tartışmalar neticesinde dışarıdan bir aday da gösterebiliriz. Biz özelikle kadınların meclis üyeliği, belediye başkanlığı ve muhtarlık için başvurmalarını istiyoruz. Kadının kendi kimliğiyle siyasette yer almasını çok önemsiyoruz” dedi.
Barış sürecinin sürmesi için AKP
demokratik adımlar atmalı
Barış sürecine de değinen BDP PM Üyesi Nihat Akdoğan, “Kürt tarafı üzerine düşeni yapmış ve gereken adımları atmıştır. Ancak AKP gereken demokratik adımları atmadı. Bir paket açıklayacağım dedi başbakan. Ancak 45 dk’lık konuşması boyunca bir kez bile Kürt kelimesini kullanmadı. Ya da Alevi diyemedi. Başbakan yaptığı açıklamalarda Kürtler’in attığı adımları küçümsüyor. Barış sürecinin bitmemesi ve daha ileriye gitmesi için AKP üzerine düşen görevleri yerine getirmeli. Partimiz BDP’de siyaset yaptığı için cezaevine konulan onbinlerce tutuklu var. AKP eğer güven verici bir adım istiyorsa arkadaşlarımızı serbest bırakmalılar. Anadilini para vererek özel okullarda öğren diyeceğine anadilde eğitim ve öğretimin yapılmasının önündeki engelleri tamamen kaldırmalıdır” dedi.
Halk demokratik adımların atılmasını bekliyor
“AKP barışı seçime kurban etmemelidir” diyen Akdoğan, “Bugün Türkiye halkı barış sürecine çok büyük destek veriyor. Demokratikleşmek için ortam hazır. Ancak AKP süreci uzatmak ile barışı tehlikeye koyuyor. Bun AB’ye girme sürecinde gördük. AB’ye girmek için atması gereken adımları sürece yaydığı için bugün eskiye göre halkın AB’ye girme isteğinde bir azalma söz konusu. Bu tehlike barış için de olabilir” dedi.
Örülen ‘utanç duvar’ları barışa hizmet etmez
Akdoğan, “AKP, Kürt sorununu çözeceğim Türkiye’ye demokratikleşme gerçekleştireceğim diyor. Ancak Suriye’de çeteci guruplara destek veriyor. Kürt halkının arasına duvar örmeye çalışıyor. Yıllardır örülmeyen duvar neden şimdi örülmeye çalışılıyor? Kuzey Suriye (Rojava)de yönetim Kürtler’in eline geçtiği için Türkiye iki halkın iletişimini tamamen kapatmak için bu tarz hareketler yapıyor. Bunlar barışa hizmet etmez. Kürt halkı bu duvarları kabul etmez” dedi.
Yereldeki islami kuruşlar Suriye’de Kürtler ve
Alevilere yapılan katliamlara tepki vermeli
Akdoğan, “Antep’te faaliyet gösteren bir çok islami kuruluş var. Mısır’daki darbe için haftalarca burada eylemler yaptılar. Ya da Filistin için yardım topluyorlar. Evet bunlar doğru da peki neden Suriye’de sözde islam için insanların kafasını kesip katliamlar yapan El-Kaide bağlantıları örgütleri kınamak için bir araya gelmiyorlar? Suriye’de Kürtler’e ve Aleviler’e bu radikal örgütler tarafından bir çok defa katliamlar yapıldı. Bu katliamların görüntüleri internette ve televizyonlarda yayınlandı. Suriye’de Kürtler ve Aleviler’in ne kadar zorluk çektiğini hepimiz biliyoruz. Ancak Antep’teki islami dernekler bu konuda hiçbir şey yapmıyor. Tam aksine orada katliam yapan çeteci guruplarına yardım eden bir çok dernek var. Söz konusu Kürtler ve Aleviler olunca nedense hep sessiz kalmayı tercih ediyorlar” dedi. Cihan Ölmez
RSS