“Kentte şahsa karşı suçlarda yaralama, mala karşı işlenen suçlarda ise hırsızlık dosya sayılarının arttığını görüyoruz” diyen Yengil, “Kentimizde yaralama ile hırsızlığın artmasının nedenleri arasında kentin demografik yapısının değişmesi, ekonomi ve şahısların psikolojik durumu yer alıyor. Suçların artmasında ekonominin büyük bir rol oynadığını söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
Hırsızlık suçunun artmasının ekonomi ile doğrudan bağlantılı olduğunu kaydeden Yengil, “Bazı suçların gerçekten ihtiyaca yönelik işlendiğini görebiliyoruz. Orta sınıfın tamamen yok olması, alt sınıfın fakirleşmesi ve üst kesimin fazla zenginleşmesi sınıfsal ayrımı iyice ortaya çıkardı. Örneğin; bir kişinin araç alacak maddi durumu yok ise sadece kendini tatmin etmek için bile oto hırsızlığı yapabiliyor” diye konuştu.
Ne yazık ki suç işlemede yaş sınırı da düştü
Yengil, “Ekonomi ve demografik yapının yanı sıra, aynı zamanda toplumun suçlara karşı bakış açısı da değişti. Çünkü bir insanın adli sicil kaydının temiz olmaması gibi bir gayesinin olmadığını, daha kabarık bir suç dosyasının olmasının onun ön plana çıkma yöntemi olduğunu görüyoruz. Ne yazık ki suç işlemede yaş sınırının düştü. Suça sürüklenen çocuklar mahkeme kürsülerinde yargılanıyorlar ve çocukların da hırsızlık suçlarını yoğun bir şekilde işlediğini görüyoruz. Sonuç olarak toplumsal düzende bunu yapılabilir olarak görüyorlar. Çünkü çevreleri de çocukları bu şekilde yönlendiriyor” açıklamasını yaptı.
Gaziantep birçok suçun olduğu bir kent haline geldi
Suçların önlenmesine yönelik çalışmaların yapılması gerektiğini sözlerine ekleyen Av. Elif Yaren Yengil, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ülkenin kalkınması ve gelişmesi için suç oranlarının düşmesi gerekiyor. Suç oranlarının ise devlet tarafından yakalama için ayrılan fonların suçları önlemeye yönelik alanlara ayrılması lazım. Coğrafya kaderdir sözünden hareketle Gaziantep birçok suçun yoğun olarak işlendiği bir kent. Caydırıcı bir ceza olmadığından insanlar suç işlemekten kaçınmıyor.”
RSS