Sivil toplum kuruluşları İran’daki idam olaylarını protesto etti
Yeşilsu Parkı’ndaki alanda bir araya gelen HDK, KESK, ÖDP ve İHD Gaziantep Şubesi temsilcileri, 26 Ekim’de İran’da iki Kürt kökenli iki siyasi tutsağın idam edildiği iddiasında bulunarak, İran Devleti’nde gerçekleşen tüm idam olaylarını kınadı. Alanda bulunan sivil toplum kuruluşları adına İHD Gaziantep Şube Başkanı Avukat Önder Sulu açıklama yaptı.
Sulu, “Buradan İran devletine seslenmekteyiz. İdam ipini elinden bırak. İran devletinin siyasi yaklaşımlar ile göstermekte olduğu bu kirli oyunu boşa çıkaracağız. İran devletine derhal idamları son vermesini bildiriyoruz” ifadelerini kullandı.
Yapılan açıklamada, “Nusaybin-Kamışlı sınırına Devlet yetkilileri tarafından, Suriye de yaşayan Kürtler ile Türkiye de yaşayan Kürt’lerin, tüm bağlarını koparacak şekilde beton bir duvar örülmeye başlanmıştır. Utanç duvarı olarak adlandırılan bu duvarın inşaatına mani olmak için, Nusaybin Belediye Başkanı Ayşe GÖKHAN 3 gün evvel açlık grevi başlatmış ardından bu açlık grevini ölüm orucuna dönüştürmüştür. Bir süredir Türkiye’nin artık Suriye’deki Kürt Bölgesi Rojova’ya denk düşen sınırlarında duvarlar yükseliyor, Ceylanpınar ve Şenyurt’taki duvarlar ilerlemiş vaziyettedir” denildi..
HDK, KESK, ÖDP ve İHD ortak açıklaması, “Nusaybin Belediye Başkanı ve yöre halkı, duvarın örülmesine dair kararı hangi kurumun verdiğini ve hangi gerekçe ile dikildiğini, öğrenilmek istemişler ve bu kapsamda Milli Savunma Bakanlığı’na Mardin Tugayı’na, Mardin Valiliği’ne ve Mardin Kaymakamlığı’na başvurulmuş fakat hiçbir kurumdan cevap verilmemektedir. Nusaybin Belediye Başkanı Ayşe GÖKHAN’IN bu duyarlılığı ve mücadelesi İçişleri Bakanlığı tarafından bir şov olarak lanse edilmektedir” diye devam etti.
Türkiye - Rojava sınırının her ne kadar mayınlı bir arazide olsa yapılmakta olan bu duvarın sınırın iki yanındaki Kürtler bakımından simgesel anlamı üzerinde durulması gerektiğine dikkat çekilen açıklamada, “Türkiye’nin imzalamış olduğu sözleşmeler uyarınca, sınır bölgesinde bulunan mayınları dahi temizlemesi gerekirken bir de duvar örülmesi, mayınların temizlenmemesi insanlığa set çekilmesi demektir. Yine bizzat hükümet yetkilileri tarafından İsrail’deki utanç duvarından bahsedilir iken, Türkiye sınırlarına duvarlar örmek tam bir çelişkidir. İnsanlar arasına duvar örmenin tarihi bitmiştir. Berlin Duvarı yıkılmış insanlar küçük parçalarını evlerine müzelik etmişlerdir” denildi.
Hükümet ve devlet yetkililerinden derhal Türkiye-Suriye sınırındaki duvarları yıkmasını ve devam eden inşaatların durdurulmasını ve Nusaybin Belediye Başkanı Sayın Ayşe GÖKHAN’IN da onurlu mücadelesini desteklediğini dile getiren göstericiler, “Türkiye sınırından Rojava’ya veya devlet yetkililerinin siyasi tavırları ile paralellik göstermeyen diğer bölgelere gönderilen insani yardımın günlük siyasi denklemlere istinaden çoğu zaman engellenmesidir. İnsani yardımlar siyasi hesaplar ile yönetilemez, bu konuda da Suriye’ye ve özellikle Rojava ‘ya gönderilen fakat engellenen insani yardımların koşulsuz, olarak sivil toplum kuruluşları göndermek istediği noktalara ulaştırılmasını talep etmekteyiz” diye çağrıda bulundu.
Devletin Suriye’deki savaşa karşı aldığı tavrın ülkemize olumsuz yansıdığına vurgu yapılan açıklamada, “İHD olarak, son üç aylık süreçte sınır bölgesinde yaptığımız araştırma ve incelemelerde, Türkiye’nin çeteci yapılanmalara destek verdiği, sınır kapılarını kapatarak Rojava Halkı’na ambargo uyguladığını tespit etmiş bulunmaktayız. Hükümet, Rojava Halkı’na yönelik uygulamalarıyla bölge halkının tepkisini çekmiştir. AKP hükümetinin bu yaklaşımı, içinde bulunulan barış sürecini de olumsuz manada etkilemektedir” denilerek, hükümette siyasi çıkarlara dayanan değil insani yardım belleğine dayanan bir Suriye politikası çağrısı yapıldı.
Yeşilsu Parkı’ndaki alanda bir araya gelen HDK, KESK, ÖDP ve İHD Gaziantep Şubesi temsilcileri, 26 Ekim’de İran’da iki Kürt kökenli iki siyasi tutsağın idam edildiği iddiasında bulunarak, İran Devleti’nde gerçekleşen tüm idam olaylarını kınadı. Alanda bulunan sivil toplum kuruluşları adına İHD Gaziantep Şube Başkanı Avukat Önder Sulu açıklama yaptı.
Sulu, “Buradan İran devletine seslenmekteyiz. İdam ipini elinden bırak. İran devletinin siyasi yaklaşımlar ile göstermekte olduğu bu kirli oyunu boşa çıkaracağız. İran devletine derhal idamları son vermesini bildiriyoruz” ifadelerini kullandı.
Yapılan açıklamada, “Nusaybin-Kamışlı sınırına Devlet yetkilileri tarafından, Suriye de yaşayan Kürtler ile Türkiye de yaşayan Kürt’lerin, tüm bağlarını koparacak şekilde beton bir duvar örülmeye başlanmıştır. Utanç duvarı olarak adlandırılan bu duvarın inşaatına mani olmak için, Nusaybin Belediye Başkanı Ayşe GÖKHAN 3 gün evvel açlık grevi başlatmış ardından bu açlık grevini ölüm orucuna dönüştürmüştür. Bir süredir Türkiye’nin artık Suriye’deki Kürt Bölgesi Rojova’ya denk düşen sınırlarında duvarlar yükseliyor, Ceylanpınar ve Şenyurt’taki duvarlar ilerlemiş vaziyettedir” denildi..
HDK, KESK, ÖDP ve İHD ortak açıklaması, “Nusaybin Belediye Başkanı ve yöre halkı, duvarın örülmesine dair kararı hangi kurumun verdiğini ve hangi gerekçe ile dikildiğini, öğrenilmek istemişler ve bu kapsamda Milli Savunma Bakanlığı’na Mardin Tugayı’na, Mardin Valiliği’ne ve Mardin Kaymakamlığı’na başvurulmuş fakat hiçbir kurumdan cevap verilmemektedir. Nusaybin Belediye Başkanı Ayşe GÖKHAN’IN bu duyarlılığı ve mücadelesi İçişleri Bakanlığı tarafından bir şov olarak lanse edilmektedir” diye devam etti.
Türkiye - Rojava sınırının her ne kadar mayınlı bir arazide olsa yapılmakta olan bu duvarın sınırın iki yanındaki Kürtler bakımından simgesel anlamı üzerinde durulması gerektiğine dikkat çekilen açıklamada, “Türkiye’nin imzalamış olduğu sözleşmeler uyarınca, sınır bölgesinde bulunan mayınları dahi temizlemesi gerekirken bir de duvar örülmesi, mayınların temizlenmemesi insanlığa set çekilmesi demektir. Yine bizzat hükümet yetkilileri tarafından İsrail’deki utanç duvarından bahsedilir iken, Türkiye sınırlarına duvarlar örmek tam bir çelişkidir. İnsanlar arasına duvar örmenin tarihi bitmiştir. Berlin Duvarı yıkılmış insanlar küçük parçalarını evlerine müzelik etmişlerdir” denildi.
Hükümet ve devlet yetkililerinden derhal Türkiye-Suriye sınırındaki duvarları yıkmasını ve devam eden inşaatların durdurulmasını ve Nusaybin Belediye Başkanı Sayın Ayşe GÖKHAN’IN da onurlu mücadelesini desteklediğini dile getiren göstericiler, “Türkiye sınırından Rojava’ya veya devlet yetkililerinin siyasi tavırları ile paralellik göstermeyen diğer bölgelere gönderilen insani yardımın günlük siyasi denklemlere istinaden çoğu zaman engellenmesidir. İnsani yardımlar siyasi hesaplar ile yönetilemez, bu konuda da Suriye’ye ve özellikle Rojava ‘ya gönderilen fakat engellenen insani yardımların koşulsuz, olarak sivil toplum kuruluşları göndermek istediği noktalara ulaştırılmasını talep etmekteyiz” diye çağrıda bulundu.
Devletin Suriye’deki savaşa karşı aldığı tavrın ülkemize olumsuz yansıdığına vurgu yapılan açıklamada, “İHD olarak, son üç aylık süreçte sınır bölgesinde yaptığımız araştırma ve incelemelerde, Türkiye’nin çeteci yapılanmalara destek verdiği, sınır kapılarını kapatarak Rojava Halkı’na ambargo uyguladığını tespit etmiş bulunmaktayız. Hükümet, Rojava Halkı’na yönelik uygulamalarıyla bölge halkının tepkisini çekmiştir. AKP hükümetinin bu yaklaşımı, içinde bulunulan barış sürecini de olumsuz manada etkilemektedir” denilerek, hükümette siyasi çıkarlara dayanan değil insani yardım belleğine dayanan bir Suriye politikası çağrısı yapıldı.
RSS