Sarıca, asgari ücretin insanca yaşanabilecek bir seviyeye çıkarılması gerektiğini söyledi. “Asgari ücret, enflasyon oranları, döviz artışları, hayat pahalılığı, elektrik, su ve doğalgazın yanı sıra A’dan Z’ye tüm gıda ürünlerine gelen zamlar göz önüne alınarak belirlenmeli. İnsanlar evine her ay bir kilo et ve meyve götürebilmeli” şeklinde konuştu.
Ücretlerin üzerindeki vergi yükü hafifletilmeli
Vergi dilimine değinen Başkan Sarıca, vergi diliminin emekçilerin sırtında kambur oluşturduğuna dikkat çekti. “Vergi dilimi artık taşınmayacak bir hale geldi. Yüzde 15 ile başlayan vergi dilimi her ay artarak yüzde 35-40’a kadar yükseliyor. Ayrıca yüzde 18 KDV ve ÖTV gibi dolaylı vergiler var. Dolayısıyla insanların dayanacak gücü kalmadı. Bunun için bir an önce ücretlerin üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesi için çalışma yapılması, vergi oranının sabitlenmesi artık zorunlu bir hal aldı” diye konuştu.
Krizin yükünü işçi, emekçi memur ve emekliler ödüyor
Asgari ücret görüşmelerinin bir ay sonra başlayacağını vurgulayan Sarıca, “Asgari ücretin yıllık değil de altışar aylık dilimler halinde belirlenmesini talep edeceğiz. Çünkü yılın ilk ayındaki alım gücü ile Ekim ve Kasım ayındaki alım gücü aynı değil. Ekonomik krizin en büyük bedelini işçiler, emekçiler, memurlar ve emekliler ödüyor. Bu insanların ücretinin iyileştirilmesi ekonomiye de canlılık getirecek. Çünkü aldıkları maaşı yine piyasa içerisinde harcayacaklar. Ayrıca ekonomik büyümedeki refah payından tüm çalışanlar hakkını almalı” ifadelerini kullandı.
Gerçekten insanlar çok zor şartlar altında yaşamaya çalışıyorlar
Dövizin yükselmesi sonucunda alım gücünün düştüğü tespitini yapan Sarıca, “Piyasada tüm ürünlerin fiyatları inanılmaz derece arttı. Dolayısıyla sabit ücret ile zorunda olan, asgari ücretli, memur ve emekli çok zor şartlar altında yaşamlarını idame ettiriyorlar. 2 bin 825 lira asgari ücret ile 4 kişilik bir ailenin geçinmesinin mümkünatı yok. Çünkü bu para ile kirayı mı, elektrik, su ve diğer faturalarını mı, kendinin eşinin ve çocuklarının ihtiyaçlarını mı karşılayacak? Gerçekten bu insanlar çok zor şartlar altında yaşamaya çalışıyorlar” dedi.
Fatma Karabacak
