İnsanlara normal hayatın ötesinde bir dünya olduğunun anlatılması gerektiğini söyleyen Mavi Atlas Sanat Galerisi sahibi Ayhan Dağcılar, “Mesele resim yapana değer verilip verilmemesi değil. Asıl mesele insanın kendisine ne kadar değer verdiğidir” dedi.
İnsanların yaşam biçimlerinin sanata elverişli olmadığını düşünen Dağcılar, Çünkü yaşantımız korkudan ibaret. İnsanın önceliği ev, araba veya karnını doyurması, evini süslemek aklına en son geliyor” şeklinde konuştu.
Kendi yaşadığımız sıkıntılı
hayatın dışında bir hayat var
“İnsanlara normal hayatında ötesinde bir dünya olduğunu anlatmamız gerekiyor” diyen Dağcılar. “Birisi evine 5 bin TL’lik resim alıyor ve iki sene sonra 10 bin TL’ye satabilir miyim diye düşünüyor. Ama resimden anlayan biri verilen paranın ressamlara ve topluma yatırım olduğunu bilir. Mesela siz resim alıp duvara koyduğunuzda evinizi güzelleştirir ama resim evde yaşayan bireylerin ruhlarına bir penceredir. Yani kendi yaşadığımız sıkıntılı hayatın dışında bir hayat var. İnsan sıkıntılarını resme ve müziğe yansıtabiliyor veya heykel ve çamura şekil verip öfkesini ifade edebilir” diye konuştu.
Sanatçı içimizdeki
hüzne pencere açar
İnsanların günlük hayatta bir baskının içerisinde olduğu vurgusu yapan Ayhan Dağcılar, pencereyi tuale benzetti. “Yani insanlar sanatı bir pencere olarak gördüklerinde resmi asmaktan mutluluk duyarlar. Mutlu insanlar dağlarda geyik avlardı, mutsuz, düşünen ve içine kapanık olanlarda mağaralarda resim yaparlardı. Sanatçı içimizdeki hüzne pencere açar ve açılan pencere güç veriyor” ifadesini kullandı.
İnsanın sanata saygısı olması için
önce kendisine saygısı olması gerek
İnsanın sanata saygısı olması için önce kendisine saygısı olması gerektiğinin altını çizen Dağcılar, insanların sanata yeterince değer vermeyişini eleştirerek, “Maddi yönden değer verende yok. Soyut, realist veya başka akım etkilenen ressamlar var ve her insana hitap eden resimler bulunur. İnsanın kendisine ve sanata olan saygısı sadece sanatla olur. Sanatın farklı bir yönü olduğunu insanlara anlatabilmek gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
Kısacası bakmakla
görmek farklı
Resim alanlara dikkatli olmaları konusunda uyarıda bulunmayı da ihmal etmeyen Ayhan Dağcılar, alınacak resimlerin asılacak yere uygun olmasının önemli olduğunu kaydetti. Dağcılar, konuşmasına şöyle devam etti: “ Müşteri geldiğinde nasıl bir müşteri olduğunu anlamaya çalışıyorum. Ben ucuz yağlı boya verdiğim de değeri düşer, pahalısını alamaz. Kalite ve fiyat sorunu var. Ama daha kaliteli resimleri pazarlayabilmek için insanların eğitilmesi gerekiyor. Mesela hastanede çalışan bir ebe için resim almaya gelmişlerdi bende anne-kız resmini tavsiye ettim. Baktığın zaman görmüyorsun ama incelediğinde resimde anne- bebek görüyorsun ve en önemlisi anne ve bebek kendi kendini doğuruyor. Bir açı var ve ressam hayatın zincirini ifade etmiş. Şimdi ona baktığın zaman resmin alelade bir şey olmadığının farkına varıyorsun. Kısacası bakmakla görmek farklı.” Hüseyin Karataş
İnsanların yaşam biçimlerinin sanata elverişli olmadığını düşünen Dağcılar, Çünkü yaşantımız korkudan ibaret. İnsanın önceliği ev, araba veya karnını doyurması, evini süslemek aklına en son geliyor” şeklinde konuştu.
Kendi yaşadığımız sıkıntılı
hayatın dışında bir hayat var
“İnsanlara normal hayatında ötesinde bir dünya olduğunu anlatmamız gerekiyor” diyen Dağcılar. “Birisi evine 5 bin TL’lik resim alıyor ve iki sene sonra 10 bin TL’ye satabilir miyim diye düşünüyor. Ama resimden anlayan biri verilen paranın ressamlara ve topluma yatırım olduğunu bilir. Mesela siz resim alıp duvara koyduğunuzda evinizi güzelleştirir ama resim evde yaşayan bireylerin ruhlarına bir penceredir. Yani kendi yaşadığımız sıkıntılı hayatın dışında bir hayat var. İnsan sıkıntılarını resme ve müziğe yansıtabiliyor veya heykel ve çamura şekil verip öfkesini ifade edebilir” diye konuştu.
Sanatçı içimizdeki
hüzne pencere açar
İnsanların günlük hayatta bir baskının içerisinde olduğu vurgusu yapan Ayhan Dağcılar, pencereyi tuale benzetti. “Yani insanlar sanatı bir pencere olarak gördüklerinde resmi asmaktan mutluluk duyarlar. Mutlu insanlar dağlarda geyik avlardı, mutsuz, düşünen ve içine kapanık olanlarda mağaralarda resim yaparlardı. Sanatçı içimizdeki hüzne pencere açar ve açılan pencere güç veriyor” ifadesini kullandı.
İnsanın sanata saygısı olması için
önce kendisine saygısı olması gerek
İnsanın sanata saygısı olması için önce kendisine saygısı olması gerektiğinin altını çizen Dağcılar, insanların sanata yeterince değer vermeyişini eleştirerek, “Maddi yönden değer verende yok. Soyut, realist veya başka akım etkilenen ressamlar var ve her insana hitap eden resimler bulunur. İnsanın kendisine ve sanata olan saygısı sadece sanatla olur. Sanatın farklı bir yönü olduğunu insanlara anlatabilmek gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
Kısacası bakmakla
görmek farklı
Resim alanlara dikkatli olmaları konusunda uyarıda bulunmayı da ihmal etmeyen Ayhan Dağcılar, alınacak resimlerin asılacak yere uygun olmasının önemli olduğunu kaydetti. Dağcılar, konuşmasına şöyle devam etti: “ Müşteri geldiğinde nasıl bir müşteri olduğunu anlamaya çalışıyorum. Ben ucuz yağlı boya verdiğim de değeri düşer, pahalısını alamaz. Kalite ve fiyat sorunu var. Ama daha kaliteli resimleri pazarlayabilmek için insanların eğitilmesi gerekiyor. Mesela hastanede çalışan bir ebe için resim almaya gelmişlerdi bende anne-kız resmini tavsiye ettim. Baktığın zaman görmüyorsun ama incelediğinde resimde anne- bebek görüyorsun ve en önemlisi anne ve bebek kendi kendini doğuruyor. Bir açı var ve ressam hayatın zincirini ifade etmiş. Şimdi ona baktığın zaman resmin alelade bir şey olmadığının farkına varıyorsun. Kısacası bakmakla görmek farklı.” Hüseyin Karataş
RSS