Hiçbir sağlık güvencesi olmayanların hastanelerdeki muayene ücretinin arttırılmasını değerlendiren Gaziantep-Kilis Tabip Odası Başkanı Hamza Ağca, iş yükü ve hasta sayılarının maliyeti ve giderleri arttırdığını söyledi. Ağca, ayrıca sağlık çalışanlarının iş yükününde 5 kart arttığını belirtti.
Vatandaşın hastanede
para harcaması artıyor
Ağca, “Her ne kadar sağlık hizmetleri birçok ülkeye göre ekonomik olarak mal edilse de yine de artan iş yükü ve hasta sayıları maliyeti ve giderleri arttırıyor. Sağlık çalışanları üzerine yüklenen yük 5 kat artmış durumda. Bunun sonucu olarak da halk sağlık için harcadığı paranın daha fazlasını harcamak zorunda kalıyor. Hastanelerdeki muayene ücretinin 25 TL’den 50 TL’ye çıkmasının nedeni de bu. Halkımız hastaneye gittiği zaman 14 kaleme para harcıyor. Ama Aile Sağlığı Merkezleri’nde bu kadar para harcanmıyor. Kısacası vatandaşın hastanede para harcaması artıyor” ifadesini kullandı.
Sağlık hizmetleri yüksek
giderleri olan hizmetler
Hastanelerdeki muayene ücretlerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından belirlendiğini kaydeden Ağca, “Dolayısıyla da hastaneler Sosyal Güvenlik Kurumu’nun aldığı kararın dışına çıkamazlar. Kendisi fiyat oluşturamaz. Hastaneler, fark alacaksa Sosyal Güvenlik Kurumu’nun belirlediği fiyatlara göre alır. Katılım, katkı payı alacaksa da buna göre yapar. O nedenle özel hastaneleri bu rakamlardan sorumlu tutmak doğru değil. Fark ve katılım payı almadan hizmet üretmek mümkünse özel hastaneler bunu yapmaya çalışıyorlar. Ama sağlık hizmetleri yüksek giderleri olan hizmetlerdir” şeklinde açıklama yaptı.
Çalışanın ve vatandaşın memnun
olacağı bir model oluşturulmalı
Sağlık hizmetlerinin kamu hizmeti olduğunu hatırlatan Ağca, “Dolayısıyla ticari bir meta olarak görmek doğru değildir. Sağlıkta yapılacak her artış doğru değildir. Mümkün oldukça vatandaşın kaliteli bir hizmetten yararlanmasının şartlarını oluşturmak gerekir. Bunun için vatandaş Aile Sağlığı Merkezleri’ne yönlendirilmeli. Daha sonra aile hekimi hastayı gerekli gördüğünde hastaneye sevk eder. Dolasıyla bu maliyeti düşüren bir durumdur. Son zamanlar kamu-özel ortaklığı modeli ile şehir hastaneleri ön plana getirilmeye çalışılıyor. Şehir hastaneleri, çalışanları sözleşmeli, güvencesiz ve esnek bir şekilde çalıştırma yaklaşımındadır. Bu da çalışanların huzurunu bozacak bir durumdur. İş ve gelir güvencesini ortadan kaldırmak çalışanın verimliliğini azaltır. Verimliliğin azalması da hizmetin kalitesini düşürebilir. O yüzden çalışanında memnun olacağı ve bu memnuniyetinde vatandaşa yansıyacağı bir model geliştirmek gerekir” ifadesini kullandı. Hüseyin Karataş
Vatandaşın hastanede
para harcaması artıyor
Ağca, “Her ne kadar sağlık hizmetleri birçok ülkeye göre ekonomik olarak mal edilse de yine de artan iş yükü ve hasta sayıları maliyeti ve giderleri arttırıyor. Sağlık çalışanları üzerine yüklenen yük 5 kat artmış durumda. Bunun sonucu olarak da halk sağlık için harcadığı paranın daha fazlasını harcamak zorunda kalıyor. Hastanelerdeki muayene ücretinin 25 TL’den 50 TL’ye çıkmasının nedeni de bu. Halkımız hastaneye gittiği zaman 14 kaleme para harcıyor. Ama Aile Sağlığı Merkezleri’nde bu kadar para harcanmıyor. Kısacası vatandaşın hastanede para harcaması artıyor” ifadesini kullandı.
Sağlık hizmetleri yüksek
giderleri olan hizmetler
Hastanelerdeki muayene ücretlerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından belirlendiğini kaydeden Ağca, “Dolayısıyla da hastaneler Sosyal Güvenlik Kurumu’nun aldığı kararın dışına çıkamazlar. Kendisi fiyat oluşturamaz. Hastaneler, fark alacaksa Sosyal Güvenlik Kurumu’nun belirlediği fiyatlara göre alır. Katılım, katkı payı alacaksa da buna göre yapar. O nedenle özel hastaneleri bu rakamlardan sorumlu tutmak doğru değil. Fark ve katılım payı almadan hizmet üretmek mümkünse özel hastaneler bunu yapmaya çalışıyorlar. Ama sağlık hizmetleri yüksek giderleri olan hizmetlerdir” şeklinde açıklama yaptı.
Çalışanın ve vatandaşın memnun
olacağı bir model oluşturulmalı
Sağlık hizmetlerinin kamu hizmeti olduğunu hatırlatan Ağca, “Dolayısıyla ticari bir meta olarak görmek doğru değildir. Sağlıkta yapılacak her artış doğru değildir. Mümkün oldukça vatandaşın kaliteli bir hizmetten yararlanmasının şartlarını oluşturmak gerekir. Bunun için vatandaş Aile Sağlığı Merkezleri’ne yönlendirilmeli. Daha sonra aile hekimi hastayı gerekli gördüğünde hastaneye sevk eder. Dolasıyla bu maliyeti düşüren bir durumdur. Son zamanlar kamu-özel ortaklığı modeli ile şehir hastaneleri ön plana getirilmeye çalışılıyor. Şehir hastaneleri, çalışanları sözleşmeli, güvencesiz ve esnek bir şekilde çalıştırma yaklaşımındadır. Bu da çalışanların huzurunu bozacak bir durumdur. İş ve gelir güvencesini ortadan kaldırmak çalışanın verimliliğini azaltır. Verimliliğin azalması da hizmetin kalitesini düşürebilir. O yüzden çalışanında memnun olacağı ve bu memnuniyetinde vatandaşa yansıyacağı bir model geliştirmek gerekir” ifadesini kullandı. Hüseyin Karataş