Kadına şiddeti sadece ‘Suç’ değil ruhsal çöküş olarak da ele almalıyız

 ‘Toplumu ayakta tutan şey ne devlettir ne de büyük binalar. Toplumun temel taşı ailedir’ diyen Semerci, ‘’İçinde güvenin, iletişimin, anlayışın kaybolduğu aileler zamanla bir sığınak değil, sessiz bir çığlığa dönüşür. Bugün kadına yönelik şiddetin temelinde, işte o çığlıklar yatıyor. Kadına şiddeti sadece ‘Suç’ olarak değil, ruhsal bir çöküş olarak da ele almalıyız. Çünkü hiçbir sağlıklı birey sevdiğine zarar vermez’’ şeklinde konuştu.
Şiddetin çoğu zaman birikmiş öfkenin, çözülememiş travmaların ve sağlıksız aile içi iletişimin sonucu olduğunu vurgulayan Semerci, ‘’Aileye yönelik psikolojik rehberlik ve destek sistemlerini güçlendirmek gerekiyor. Bir anne ‘Çocuğumu nasıl yetiştirmeliyim?’ diye düşündüğünde, bir baba ‘Öfkemle nasıl baş edeceğim?’ diye sorduğunda, bir eş ‘Evliliğimde nasıl sağlıklı iletişim kurabilirim?’ dediğinde, onlara uzanan bir el, yön gösteren bir rehber, bir psikolog, bir sosyal hizmet uzmanı olmalı’’ açıklamasını yaptı.
Destek almak zayıflık değil, sağlıklı bireyler ve sağlıklı bir toplum inşa etmenin anahtarı
Destek almanın zayıflık değil, sağlıklı bireyler ve sağlıklı bir toplum inşa etmenin anahtarı olduğunu sözlerine ekleyen Genel Başkan Semerci, ‘’Her mahallede ulaşılabilir; Aile Danışma Merkezleri evlilik öncesi ve sonrası çiftlere yönelik psikolojik eğitim programları, kadın ve erkeğe ayrı ayrı sunulacak öfke kontrolü, empati, iletişim becerisi eğitimleri, aile içi kriz dönemlerinde devlet destekli terapi imkânı, çocuklara yönelik psikolojik dayanıklılık ve duygusal okuryazarlık eğitimleri verilebilir’’ önerisinde bulundu.
Nesilden nesile geçen şiddet zinciri kırılmazsa, aynı acılar tekrar eder
Kadınları korumaya çalışırken, aynı zamanda şiddeti doğuran zeminin de iyileştirilmesi gerektiğini belirten Semerci, ‘’Biz kadınları korumaya çalışırken, aynı zamanda şiddeti doğuran zemini de iyileştirmek zorundayız. Bu da ancak aile içindeki bireylere duygusal ve zihinsel destek sunarak mümkün olur. Çünkü tedavi edilmeyen bir travma, başka bir travmayı doğurur. Nesilden nesile geçen şiddet zinciri kırılmazsa, aynı acılar tekrar eder. Her anne-babaya psikolojik destek verilmeli her çocuğa sağlıklı bir ev ortamı sunulmalı ve her kadına yaşama hakkı tanınmalı. İşte gerçek çözüm budur’’ değerlendirmesini yaptı.