ANASAYFA arrow right Güncel

Kadına yönelik şiddetin sonlanması için eril dil kullanım dışı kalmalı!

Kadına yönelik şiddetin sonlanması için eril dil kullanım dışı kalmalı!
YAYINLAMA: 26 Kasım 2023 / 19.49
GÜNCELLEME: 26 Kasım 2023 / 20.05

Gaziantep Demokratik Kadın Platformu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında Kırkayak Parkı’ndan Yeşilsu’ya kadar “Haklarımız ve hayatlarımız için İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceğiz” diye slogan atarak yürüdü

 

Gaziantep Demokratik Kadın Platformu Sözcüsü Gülfidan Özpolat, “Kadına yönelik şiddetin ortadan kalkması için; bizzat şiddetin aracı ve sonucu olan eril dil, kullanım dışında kalmalı. Tüm bunların gerçekleşmesi, devletin ve siyasal iktidarların sorumlulukları yüklenerek, tüm kurumlarının eşgüdümlü çalışması ile, gerekli sosyal politikaların yaşama geçirilmesi ile sağlanacak. Bugün devletin kurumlarını ve siyasal iktidarı kadınların eşitlik, özgürlük, adalet, barışçıl seslerine kulak vermeye; şiddete ve savaşa karşı iradeyi görmelerini talep ediyoruz” dedi.

Her üç kadından biri şiddet görüyor

“Şiddete maruz kalan kadın sayısı hakkında net bir bilgiye ulaşmak bile mümkün değil. Her üç kadından biri yaşı kaç olursa olsun şiddet gördüğü bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış durumda” diyen Özpolat, “Toplumun genelinde görülen şiddet artışı, fazlası ile kadınlara yönelik şiddet artışı olarak şekil bulmakta. Toplumda şiddetlenen düşmanlık ve karşıtlıklara, giderek daha muhafazakârlaşan, farklı yaşam biçimleri, farklı değerler  arasında ciddi değerlerin olduğu bir dönemdeyiz” tespitini yaptı.

2022 yılında erkek şiddeti 334 kadını öldürdü

Erkek şiddetine dair verilerin gerçeği yansıtmadığını sözlerine ekleyen Özpolat, “Şiddet vakalarının görülmesi ve açığa çıkarılması engelleniyor. Verilere göre, 2022 yılında erkek şiddeti 334 kadını öldürdü. Sadece 2022 verilerine baktığımızda bile kadına yönelik şiddetindeki artış ortada. LGBTİ+ örgütlerinden gelen raporlar nefret söyleminin de her geçen gün arttığını gösteriyor. Ama siyasi iktidar sorun çözmek yerine kadın düşmanı siyasetine ve nefret söylemlerine yenilerini ekliyor. Kadına yönelik şiddet neredeyse meşrulaşacak görünümde. Giysisi, kendi düşüncesine, hayat görüşüne uymadı diye bir kadın, bir erkek saldırısına uğrayabilir hale geldiği ülke ve bu saldırıyı meşrulaştırabilecek görüşlere sahip insanlarla dolu bir ülke. Bu ve benzer nedenlerin de etkisi ile kadınların yaşayabileceği ülkeler sıralamasında Suudi Arabistan’dan da sonra gelen bir ülke haline getirildik" ifadelerini kullandı.

Toplumsal cinsiyet karşıtlığı yaygınlaşıyor

Dünyanın her yerinde kadın düşmanı politikalar yükselişe geçerken sağ popülist milliyetçi, aşırı sağcı parti ve koalisyonlarla kurulan siyasal iktidarların politikaları ve izledikleri siyasetin toplumsal cinsiyet karşıtlığını yaygınlaştırdığını belirten Özpolat, “Karşımıza dikilenler, patriarkal kapitalizmin devamını sağlamaya yönelik çabalarında, kadını eve hapsetmeye yönelik politikalarında ısrarcılar. Erkek egemen siyasetin politikaları kapitalizmin, milliyetçi ve tekçi ideolojilerin saldırılarına hizmet ederken; bu anlayış kendi çoklu krizlerin sonucu olarak savaşları, çatışma ve kaosları besliyor” açıklamasında bulundu.

İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceğiz

Özpolat, “İstanbul Sözleşmesi bir gecede feshedilirken, siyasi iktidar bu yolla erkek şiddetini ve erkek egemen zihniyetini engelleyici politikaları görmezden geleceğini itiraf etti. Şimdi de 6284 sayılı yasayı kaldırmaya yönelik tutumu ise cezasızlık politikalarını meşrulaştırıyor. Kadınların yaşamsal hakları ve güvencelerinin bir bir yok edileceğinin emareleri yeniden karşımıza çıkmakta. Haklarımız ve hayatlarımız için İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceğiz, Sözleşme yeniden yürürlüğe girene, gereği yerine getirilene ve 6284 Sayılı yasa etkin bir biçimde uygulanana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *