Mimarlar Odası Gaziantep Şubesi Eski Başkanı H. Özgür Girişken, kara para ve kayıt dışı paranın Türkiye ve Gaziantep’in bir gerçeği olduğunu vurguladı, “Bir şehre meşru olmayan kazanç giriyorsa şehirdeki ekonomik dengeler değişmeye ve bozulmaya başlıyor. Kentte görmediğimiz oranda bir suç dalgasıyla karşı karşıyayız” diye konuştu
Girişken, “Özellikle Arap baharı ve Suriye’nin çöküşünden sonra Gaziantep Ortadoğu’da finans merkezi haline geldi. İhracat ile elde edilen meşru ve kayıtlı gelirlerin yanı sıra küresel merkezlerden, Hong Kong’undan Dubai’sine getirilen kara para ve kayıt dışı para da Gaziantep’in ekonomisinde yer tutmaya başladı. Toplumsal sınıf ve katmanlar arasındaki uçurum genişledikçe pek çok imkandan mahrum kalan yoksul yurttaşlarımız öfke duymaya başlıyor” tespitini yaptı.
Kara para ve kayıt dışı paranın emlak sektörü üzerindeki etkisi devam ediyor
“Kara para ve kayıt dışı parayı ikiye ayırmak gerekiyor” diyen Girişken, “Kayıt dışı para bir şekilde meşru yollarla kazanılmış ama sistem içerisine dahil edilmemiş para. Kara para ise gayri meşru yollardan elde edinilmiş bir para. İkisinin arasındaki fark kara para sisteme girmeye çalışırken kayıt dışı para sistemden çıkmaya çalışıyor. Emlak ve gayrimenkul bu iki paranın oyun alanı durumunda. Kara para dünya genelinde çok ciddi bir sorun olmaya devam ediyor. Hem kara paranın hem de kayıt dışı paranın Gaziantep’te ciddi oranda emlak sektörü üzerindeki etkisinin devam ettiğini düşünüyorum. Anormal fiyatlarda bunun bir göstergesi” ifadelerine yer verdi.
Şehrimizde çok büyük bir konut açığı var
Konut satışlarında düşüşün beklendiğini söyleyen Girişken, “6 Şubat tarihinde yaşanan büyük afetin etkisiyle insanlar konut yatırımlarına mesafeli bakmaya başladılar. Şehirdeki konutların tamamı iki tane 7’nin üzerinde deprem yaşadı ve bu toplumda bir güvensizlik yaratıyor. Bir ev günler içerisinde yüksek fiyatlarla kiralanabiliyor. Bu şehrimizde çok büyük bir konut açığı olduğunu gösteriyor” dedi.
Orta sınıfın yaşadığı semtlerde bile kiralar asgari ücret seviyesinin üzerinde
Konut fiyatlarının çok yüksek olduğuna dikkat çeken Girişken, “Konut kredilerine erişim neredeyse kapalı. Özel bankalar konut kredisi kullandırmak istemiyor. Bu şartlar altında konuta ihtiyaç duyan orta gelir grubu ve yoksul yurttaşlarımız konut alabilmenin çok uzağındalar. Zaten kiralık konut bulmakta çok güçlük çekiyorlar. Orta sınıfın yaşadığı semtlerde bile kiralar asgari ücret seviyesinin üzerinde seyrediyor” açıklamasını yaptı.
Arsa fiyatları anormal seviyelerde
Arsa fiyatlarının anormal seviyelerde olduğunu ifade eden Girişken, “Arsa fiyatlarının açılımlarını incelemek lazım. Geçmiş yıllarda A2 denilen iki katlı yapı nizamına sahip villa parselleri neredeyse hiç para etmezken şu anda bu tür arsaların fiyatları apartman arsalarının fiyatlarından daha pahalı hale geldi. Karmaşık ve çelişkili bir durum var. Para sahipleri bu tür arsaları satın alarak kendilerini güvende hissedebilecekleri az katlı ve düşük yoğunluklu konut yapma peşindeler. Bu da villa ve müstakil arsa fiyatlarını çok yükseltti. Toplum artık yüksek yoğunluklu, apartmana dayalı, kent merkezini istemiyor. Kenti yönetenler bu mesajı iyi anlamalı” ifadelerini kullandı.