Korona günlerinde kadına yönelik ev içi şiddetin arttığına dikkat çeken Av. Aysu Berfin Çelik, virüsün ortaya çıktığı günden bu yana 11 kadın cinayetinin gerçekleştiğini söyledi
Tüm dünyayı etkisi altına alan Koronavirüse karşı alınan önlemlerin başında evden çıkmamak geliyor. Vaka sayısının her geçen gün artığı Türkiye’de, izole olma, sağlıklı bir yaşam ortamı ve tedbir amaçlı evde kalma gibi önlemler uygulanıyor. Ancak bütün bunlar kadının evde iş gücü oranını artırırken, diğer yandan da kadınların en fazla şiddete gördüğü ev, kadınlar için daha da tehlikeli olması söz konusu. Bu nedenle ev içi şiddeti önlemek için pek çok ülke çeşitli uygulamalar geliştirmeye başladı. Konuya ilişkin görüştüğümüz Baroya katılı Avukat Aysu Berfin Çelik, Türkiye’de korona günlerinde ev içi şiddetin daha çok artığını kaydetti.
‘karantina, kadınların yaşamını
büyük ölçüde etkiliyor’
Çelik, “Karantina, kadınların yaşamını büyük ölçüde etkiliyor şöyle ki; hastalık nedeniyle ölüm oranları erkeklerde daha yüksek olduğu açıklansa dahi toplumsal hayatta çok boyutlu olarak kadınları daha fazla etkiliyor. İstatistiklere göre süpermarket eczane hastanede de kadınlar çoğunlukta çalışıyor. Dünya ekonomik forumuna göre kadınlar dünya çapında ücret eşitsizliği yaşıyorlar, üstelik hem az eşitsiz ücret hem de çocuk bakımı açısından kadınları oldukça zor durumda kalıyorlar. Çocukların bakımlarını da çoğunlukla kadınlar üstlendiğinden kreş ve okulların kapalı olması en çok kadınları etkilemekte. Aile içi şiddet karantina zamanında daha çok artmış bulunmakta; faillerin evde kalma zorunluluğu nedeniyle saldırganlaşmaları ve mağdurların evi terk edememeleri veya telefonla yardım isteyememeleri, tıbbı alt yapı yetersizliği nedeniyle kadınların sağlık hizmetlerine erişimde zorlanmaları, hamile kadınların hastanelerde yasadıkları sorunlar, doğum kontrolü ve istenmeyen hamileliklerin sonlandırılamaması da sıkıntıların basında yer almakta. Türkiye de ise korona virüsü ortaya çıktığından beri 11 kadın erkekler tarafından öldürüldü. 8 i evde, 2 iş yerinde, biri de sokak ortasında olmak üzere 11 kadın cinayeti gerçekleşti” ifadelerinde bulundu.
‘Karantina şiddetten kaçışı
imkansız hale getirebiliyor’
İzole uygulamasında erkek şiddetinin daha çok arttığına dikkat çeken Çelik, “ Faillerin evde kalma zorunluluğu nedeniyle saldırganlaşmaları ve mağdurların evi terk edememeleri veya telefonla yardım isteyememeleri, kadınlara fiziksel, psikolojik, cinsel şiddet uygulayan kişilerin korona salgınını onları aile ve arkadaş çevrelerinden soyutlamak için araç olarak kullanıyorlar. Kadınların ekonomik alanda eşitsizliğe maruz kalmaları da istismardan, şiddetten kaçışlarını zorlaştırıp imkansız hale getirebiliyor” dedi. ‘
‘Korona günlerinde kadınlar için acil
durum planlamaları yapmaları şarttır’
‘Kadına yönelik şiddetin arttığı korona günlerinde ne tür önlemler alınmalı ‘ sorusuna Çelik, şu şekilde yanıt verdi: “Hükümete, idareye ve yargı organlarına büyük iş düşüyor. İstanbul sözleşmesine yönelik kamu spotu ve bilgilendirmeler olmalı. Örneğin, evde de kadın erkek eşittir, kadına şiddete son ver gibi reklamlara yer verilmelidir. 24 saat kadınlar için destek danışma mekanizmaları çalışmalı, koruma ve tedbir kararlarında aksamalar olmamalıdır. Yargıda kadına yönelik şiddet ve istismarlarla ilgili eski soruşturmalar ve kovuşturmalar aksamamalı ve yeni kovuşturmalar ve soruşturmalara ivedi olarak devam edilmelidir. Sığınma evlerinde kalmak isteyen kadınlar için imkânlar kolaylaştırılmalı, zor ekonomik şartlara ve şiddet tehdidine karşı korona günlerinde kadınlar için sağlıklı ve güvenli barınma imkânları sağlanmalıdır. Kadın Destek Uygulaması (KADES) gibi tüm sistemler aksamadan işletilmelidir. Kadınlarımız ve geleceğimiz için tüm ülkelerin Roma Belediyesi’nin uygulamasında olduğu gibi korona günlerinde kadınlar için acil durum planlamaları yapmaları şarttır.” Esra Aydın
Tüm dünyayı etkisi altına alan Koronavirüse karşı alınan önlemlerin başında evden çıkmamak geliyor. Vaka sayısının her geçen gün artığı Türkiye’de, izole olma, sağlıklı bir yaşam ortamı ve tedbir amaçlı evde kalma gibi önlemler uygulanıyor. Ancak bütün bunlar kadının evde iş gücü oranını artırırken, diğer yandan da kadınların en fazla şiddete gördüğü ev, kadınlar için daha da tehlikeli olması söz konusu. Bu nedenle ev içi şiddeti önlemek için pek çok ülke çeşitli uygulamalar geliştirmeye başladı. Konuya ilişkin görüştüğümüz Baroya katılı Avukat Aysu Berfin Çelik, Türkiye’de korona günlerinde ev içi şiddetin daha çok artığını kaydetti.
‘karantina, kadınların yaşamını
büyük ölçüde etkiliyor’
Çelik, “Karantina, kadınların yaşamını büyük ölçüde etkiliyor şöyle ki; hastalık nedeniyle ölüm oranları erkeklerde daha yüksek olduğu açıklansa dahi toplumsal hayatta çok boyutlu olarak kadınları daha fazla etkiliyor. İstatistiklere göre süpermarket eczane hastanede de kadınlar çoğunlukta çalışıyor. Dünya ekonomik forumuna göre kadınlar dünya çapında ücret eşitsizliği yaşıyorlar, üstelik hem az eşitsiz ücret hem de çocuk bakımı açısından kadınları oldukça zor durumda kalıyorlar. Çocukların bakımlarını da çoğunlukla kadınlar üstlendiğinden kreş ve okulların kapalı olması en çok kadınları etkilemekte. Aile içi şiddet karantina zamanında daha çok artmış bulunmakta; faillerin evde kalma zorunluluğu nedeniyle saldırganlaşmaları ve mağdurların evi terk edememeleri veya telefonla yardım isteyememeleri, tıbbı alt yapı yetersizliği nedeniyle kadınların sağlık hizmetlerine erişimde zorlanmaları, hamile kadınların hastanelerde yasadıkları sorunlar, doğum kontrolü ve istenmeyen hamileliklerin sonlandırılamaması da sıkıntıların basında yer almakta. Türkiye de ise korona virüsü ortaya çıktığından beri 11 kadın erkekler tarafından öldürüldü. 8 i evde, 2 iş yerinde, biri de sokak ortasında olmak üzere 11 kadın cinayeti gerçekleşti” ifadelerinde bulundu.
‘Karantina şiddetten kaçışı
imkansız hale getirebiliyor’
İzole uygulamasında erkek şiddetinin daha çok arttığına dikkat çeken Çelik, “ Faillerin evde kalma zorunluluğu nedeniyle saldırganlaşmaları ve mağdurların evi terk edememeleri veya telefonla yardım isteyememeleri, kadınlara fiziksel, psikolojik, cinsel şiddet uygulayan kişilerin korona salgınını onları aile ve arkadaş çevrelerinden soyutlamak için araç olarak kullanıyorlar. Kadınların ekonomik alanda eşitsizliğe maruz kalmaları da istismardan, şiddetten kaçışlarını zorlaştırıp imkansız hale getirebiliyor” dedi. ‘
‘Korona günlerinde kadınlar için acil
durum planlamaları yapmaları şarttır’
‘Kadına yönelik şiddetin arttığı korona günlerinde ne tür önlemler alınmalı ‘ sorusuna Çelik, şu şekilde yanıt verdi: “Hükümete, idareye ve yargı organlarına büyük iş düşüyor. İstanbul sözleşmesine yönelik kamu spotu ve bilgilendirmeler olmalı. Örneğin, evde de kadın erkek eşittir, kadına şiddete son ver gibi reklamlara yer verilmelidir. 24 saat kadınlar için destek danışma mekanizmaları çalışmalı, koruma ve tedbir kararlarında aksamalar olmamalıdır. Yargıda kadına yönelik şiddet ve istismarlarla ilgili eski soruşturmalar ve kovuşturmalar aksamamalı ve yeni kovuşturmalar ve soruşturmalara ivedi olarak devam edilmelidir. Sığınma evlerinde kalmak isteyen kadınlar için imkânlar kolaylaştırılmalı, zor ekonomik şartlara ve şiddet tehdidine karşı korona günlerinde kadınlar için sağlıklı ve güvenli barınma imkânları sağlanmalıdır. Kadın Destek Uygulaması (KADES) gibi tüm sistemler aksamadan işletilmelidir. Kadınlarımız ve geleceğimiz için tüm ülkelerin Roma Belediyesi’nin uygulamasında olduğu gibi korona günlerinde kadınlar için acil durum planlamaları yapmaları şarttır.” Esra Aydın
RSS